Yine her zamanki gibi esneyerek uyandım. Yatağımdan kalkıp, üstüme farklı şeyler giyindim. Ardından banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım.Sonra ise direk aşağıya indim. Aşağıya indiğim de yine Ayşe Teyze televizyonunu izliyordu.
"Günaydın Ayşe Teyze."
Bana dönüp o sevimli bakışıyla:
"Sanada günaydın kızım."
"Nasılsın?"
Soruyu sorduğun da verebilecek bir cevabım yoktu. Çünkü iyimiydim, kötümüydüm onuda bilmiyordum. Öylece ne cevap verebileceğimi düşündüm.
"İyiyim Ayşe Teyze. Sadece biraz başım ağrıyor."
Bana döndü. Üzgünmüş gibi baktı. Muhtemelen dünkü olaylar yüzünden başımın ağırdığını düşünüyor olabilirdi.Aslında evet . Dün akşam ne kadar belli etmeyip, umarsamamış gibi davransam da , üzüldüğümü oda anlayabiliyordu. Ama ben yinede derdimi anlatmak yerine, içime atıp öylece farklı bir şeyi demeyi tercih ettim
"Hayır Ayşe Teyze. Dün gece biraz geç uyudum. Uykumu alamadım. Ondan ağrıyor."
Ayşe Teyze bana hafif bir gülümseme attı. Onun gülümsemesi bazen sanki bana annemmiş gibi hissettiriyordu. Oyuzden o her gülümsediğinde içim ayrı bir ferahlıyordu. Bende ona karşı gülümsedim. Bu sefer tekerlikli sandalyesini yanıma doğru sürüp, elimi tuttu:
"Kahvaltı yapalım kendine gelirsin. Hatta çay yerine de kahve iç."
Ondan bu tarz öğütler almak beni yine mutlu etmişti. Diyorum ya o kadar çok anne sevgisine muhtaçımki, kendi, annemmiş gibi kabulleniyordum.Ben de bu sefer onun elinin üstüne diğer elimi koyup:
"Tamam Ayşe Teyzem. Kahvaltımızı yapalım, iyi gelmezsede zaten kalkar kahve yapar içerim."
Bana çok pişmanmış gibi bakıyordu. Tekrar içten gülümseyerek:
"Tamam kızım. Hadi masaya geçelim."
Ayağa kalktık ve masaya oturduk.Güzelce kahvaltımızı yaptık. Her zaman ki gibi masa yine olduğunca fazla güzeldi.Çayımı yudumlarken, telefonuma gelen mesaj sesine döndüm. Kimden geldiğinden bakmak için telefonu elime aldım. Mesajlar bölümüne girip onun adını gördüm.
(GÖNDEREN) Çınar: Günaydın güzellik.
Bana yine güzellik yazmıştı. Aslında pek güzelliğime özenmem. Çünkü benim için en önemli olan şey kalp güzelliğiydi.Cevap yazmam gerektiğini biliyordum.
(KİME) Çınar: Sanada günaydın.
Yazıp,telefonu tekrar kenara koydum. Çayımdan son yudumları alıp, masadan kalktım. Benden sonrada zaten Ayşe Teyze'de kalktı. Ardından telefonuma gelen bir mesajla:
(GÖNDEREN) Çınar: Nasılsın, iyimisin?
Nasıl olduğumu merak ediyordu. Bu beni şaşırtmışdı. Şaşırtmakdan da daha çok mutlu etmişti. İlk kez birine karşı böyleydim. Bu beni dahada heyecanlandırıyordu. Ona karşı olan bazı hislerim onu ilk görmemle başlamıştı. Ne diyorsun kızım kendine gel. Kendimi o konumdan çıkartıp mesaja cevap verdim.
(KİME) Çınar: İyiyim Çınar sen nasılsın?
Diye yazıp mesajı gönderdim. Sonra da Ayşe Teyze'nin yanına gittim. O her zaman, kahvaltısını yaptıkdan sonra televizyonun karşısına geçer, hergün veren programlardan izlerdi. Bende ona eşlik ederdim. En azından benim yapabileceğim çok alternatif varken, onun ise elinden gelen sadece televizyon izlemekti. Düşüncelerim ona karşı hep öz annemin olmasından yanaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Çare
Подростковая литератураHiç kimsesi olmayan bir genç kıza ne olabilirdiki...Belkide onu bu zamana kadar bağlayan şey bir aşktı...Eğer bunu gerçek anlamıyla okuyup, öğrenmek istiyorsanız doğru yerde ve doğru satırlardasınız. □□□□□□□□□□□□□□□□□□□□□□□□ *** "Adım Yaren. 18...