17

1.7K 123 21
                                    

Keyifli Okumalar

Medya: Hermes

Atina, Olimpos

Genç Kadın sabahlığını çıkarttı ve yardımcılarının yanına gelmesini bekledi. Yardımcıları geldiğinde genç kadının pürüzsüz tenine bakmaktan kendilerini alamadılar. Tanrıçaları o kadar güzeldi ki, teni kusursuz ve en önemlisi yumuşak kavislerle oldukça ihtişamlı duruyordu. Tanrıça, giysileri teninden geçirilirken yüzünde güzel ancak kibirli bir ifadenin var olduğunu hissedebiliyordu. Yüzyıllardır bu anın gelmesini bekliyor, ve en önemlisi istiyordu. Artık güç ancak en önemlisi iktidar ellerinin arasındaydı. Elini kaldırarak hizmetkarlarını durdurduğunda aynadan kendini süzdü. Hızlı bir şekilde ondan çekinen yardımcılarına döndüğünde anlık bir irkilemeye sebep olmuştu.

"Nasıl gözüküyorum?" Dediğinde karşısındaki kızlar kendisine hayranlıkla bakmıştı. Boyu kısa olan utanarak cevap verdi. "Zeus şahidimdir ki Afrodit'ten dahi daha parlaksınız tanrıçam" Tethys duydukları ile birlikte tatmin olurken elini kaldırdı ve işareti ile birlikte kızlar reverans yaparak geri çekildi.

Altın masaya doğru ilerlerken masanın üstündeki taca baktı. Kainatın en parlak yakutları ve elmaslarına sahipti bu taç. Bir zamanlar her gün başında olan, ancak sonrasında yitirdiği taş. Tacın kudretini tekrardan hissetmeye çalıştı ve ardından parmaklarından güç olarak sarı saçlarının arasına yerleştirdi. Kendisine tekrardan baktığında bu hissi gerçekten özlemiş olduğunu fark etti. beyaz elbisesi tüller şeklinde yeri süpürüyor, eski zamanlardaki gibi örülmüş saçlarının arkasındaki örtü beyaz elbisesi ile birlikte uyum sağlıyordu. Göğüs oluğu açıkken evrenin sularının anahtarını barındıran elmas kolyesi ışıl ışıl parlıyordu.

Kapısı tıklatıldığında "Gel" Dedi ve giren kişiye baktı. Tanrı Hermes gelmişti. Gülümseyerek Hermes'e döndü. Hermes'in sakin suretinin arkasında birçok tilkinin gezdiği kesindi. "Seni buralara getirmeye teşvik eden durumu merak ettim doğrusu Hermes" dediğinde Tanrı Hermes çapkın bir sırıtış ile Tanrıça'ya baktı. "Zaman döngüsünün kırılmasının en çok senin lehine olduğunu düşünüyorum Tethys. Haksız mıyım?" dediğinde Tethys gülümsedi. "Sanırım Haklısın Hermes" diyerek zeki tanrıya cevap verdiğinde Hermes birkaç adımda tanrıçanın yanına yaklaşmıştı.

Genç adamın koyu gözleri kadının göğüs aralığında gezinirken Tethys dudaklarını ıslattı ve başını dikleştirerek adamın siyah gözleri ile maviliklerinin birleşmesini sağladı. Hermes elini kaldırarak kadının beline koyduğunda genç kadın anlık bir şaşkınlık yaşasa da hislerinin yüzüne vurmasını engelledi. Hermes yüzünü kadının yüzüne yaklaştırırken kadının mavi gözlerine doğru fısıldadı. "Yüzyıllar geçse de Zeus'un neden hep sana aşık olduğunu düşünüyordum Tethys. Ancak nedenini bulmam uzun sürmedi." Dediğinde Tethys gülümsedi ve aynı şekilde karşılık verdi. "Cevabınızı duymak isterim Tanrı Hermes" dediğinde adamın elleri kadının göğüs aralığında gezindi. Tanrıça dokunuşlardan ürperse de yüzünde bu hisleri yaşadığına dair tek bir ibare yoktu. "Zalimsin Tethys. Hırsların var. Ancak bir yandan da tutkuların var. " Tethys duyduklarından sonra gülümseyerek adamın kollarından ayrıldı ve belli etmemeye çalışarak derince bir nefes aldı.

Tanrı Hermes'e baktığında kendisine baktığını gördü. Yüzyıllar geçse de bu adamı asla çözememişti. Hermes şüphesiz ki içlerinde en zeki olandı. evet, Tanrıça Athena'dan dahi daha zekiydi. Boğazını temizledi ve odağını tekrardan genç tanrıya verdi. "Buraya yalnızca bunları söylemek için geldiğini düşünmüyorum Hermes. Haksız mıyım?" dediğinde Hermes gülerek başını salladı. "Hayır, değilsin Tethys" Tethys duydukları üzerine tek kaşını kaldırarak Hermes'e bakmıştı. Hermes genç kadının diyeceklerini merak ettiğini bildiğinden ötürü omuzlarından tuttu ve altınlarla işlenmiş oturağa oturttu. Kadının arkasına geçip omuzlarından tuttuğunda gözleri kesişmişti. Hermeskadını maviliklerine bakarken sordu.

Tanrıça'nın İlahisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin