Medya; Odinix
Bundan sonra her çarşamba yeni bölüm gelecektir, keyifli okumalar..
Moira şaşkınlıkla gizlendiği yerden çıkarken yinede saygısını gözlerindeki hayal kırıklığı ile pekiştirmeye çalışıyordu.
"Af buyurun ancak bunu nasıl yaparsınız Tanrı Zeus? Yüzlerce kişinin hayatını tehlikeye attınız!"
Moira reverans yapıp geri çekilirken Zeus duvara güçlü bir yumruk attı. Öfkeli bakışlarla bana bakarken tam Moira'ya cevap verecekti ki Moira havada toz parçacıkları bırakarak gitmişti. Gözleri tekrardan beni bulurken hızlı adımlarla bana yaklaştı. Soluk alış verişlerini hissederken geri adım atmamaya çalışıyordum. Kimse beni baskısıyla sindiremezdi.
"Şansını hiç olmadığı kadar zorluyorsun Helen"
Tane tane söylediği sözler bünyemde bir etki yaratmamıştı. Kahverengi gözleri gittikçe koyulaşırken başımı dik tuttum
"Yüz yıllardır tüm tanrılara, tanrıçalara ve insanoğluna hükmeden sizin böyle bir gaflet içine düşmeniz sizce de oldukça acizce değil mi?"
Zeus sözlerimden sonra elleriyle çenemi kavradığında büyük bir sızıyı bünyemde hissetmiştim.
"Ne yapacaksınız, beni yok mu ediceksiniz? Buyrun, edin. Zira bu güce ve kuvvete sahipsiniz. Ancak şunu unutmayın Tanrı Zeus, yalanlarla yönetilen her krallık yok olmaya mahkumdur, bu tanrıların hükmünün geçtiği olimpos olsa dahi."
Ellerini çenemden çekerken bir iki adım uzaklaştı ve bu sefer elleriyle kendi başını tuttu. Yüzünü tekrardan bana döndüğünde tehtid edercesine işaret parmağını bana doğru tutmuştu.
"Sen kim oluyorsun da bu dünya var olduğundan beri insanoğluna, nice tanrılara ve tanrı çocuklarına, yer yüzüne, şimşeklere ve göklere hükmeden kainatın tanrısını tehtid etme hakkını kendinde bulursun?"
Tebessüm ederken ona doğru yaklaştım
"Çocukluğum sizin hikayenizi işitmekle geçti. Yüce Poseidon'un sahip olduğu masmavi denizin kıyısındaki küçük evimizde, elimde tapınaktan arakladığım tarihçe ile birlikte babanız zalim Kronos'u nasıl alt üst ettiğinizi okurdum, ve doğrusu sizin gücünüze özenirdim. Ancak kabul edin Yüce Tanrı Zeus, eskisi gibi değilsiniz. Ve bu yüzdende bu yola başvurdunuz"
Duraksadım, eskisine göre daha sakin duruyordu.
"Saygısızlık olarak anlamayın, ancak eminim ki sizde borçlu olarak kalmak istemezsiniz. Şimdi eğer her şeyin aynı kalmasını istiyorsanız, salona dönün ve benim tanrıçalığımı geri verdiğinizi, bağışladığınızı söyleyin. Ah, en önemli yeri unutuyordum" Gözlerine bakarken fısıldadım "Ve aynı zamanda safkanlarla aynı eğitime tabii tutulacağımı da"
Sözlerim bittiğinde sakince onu süzdüm, Yüce Zeus' u ilk defa bu kadar savunmasız görüyordum. Yanından geçip kapıya doğru yürürken beni tatmin edecek o cümle gelmişti ardımdan.
"İsteğini yapacağım Helen. Ancak asla unutma, bu saatten sonra hiçbir şey senin için aynı olmayacak"
Odadan çıkmadan önce gülümseyerek ona döndüm. Dediklerim Tanrı Zeus'u daha da fazla kızdıracaktı.
"Sonunda benim için hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağını anladığınıza sevindim Tanrı Zeus"
Kapıyı ardımdan kapattıktan sonra sırtımı yasladım ve derince bir nefes çektim içime.
Kalisya bugüne dek hep bir şüphe kaynağı olmuştu içimde. Ustaca kılıç oynaması ve en önemlisi Ares'in tapınağından dışarı bugüne dek adımını atmaması. Her şey çok açıktı. Ancak onunla yakınlaşan yalnızca ben olduğumdan dolayı parçaları yalnızca ben birleştirebilmiştim. Ancak zoruma giden şey bir tanrıça olmama rağmen şüphelerimin üstüne düşmememdi. Bir tecrübe kazanmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tanrıça'nın İlahisi
FantasyBen tanrıça Helen'dim. Adım tarih kitaplarında yer almaz, insanoğlu bana dua etmezdi. Çoğu Olimposlu'nun varlığımdan dahi haberi yoktu. Annem Tehtys, su titanıydı. Titanlar bir zamanlar tanrı ve tanrıçalarla eş değer güçte, hatta onlar var olmadan...