12-Tuhaf Kız

3.8K 148 2
                                    

Yazım hataları için kusra bakmayın, düzeltmeye fırsatım olmadı. Elimden geldiğince uzun yazmaya çalıştım :) Multi de kızımızın yeni aldığı kıyafetler var, bakabilirsiniz.

Keyifli Okumalar...

Ne kadar süre hanım efendinin aramıza teşrif etmesini bekledik bilmiyorum ama en sonunda onu uyarmama rağmen üstünde sadece bana ait olduğunu bildiğim kalçasının biraz altında biten tişörtle salona giriş yaptı. 

Evde beş erkek olmamıza rağmen bu kadar umursamaz oluşunu biraz tuhaf karşılasam da hiç bir tepki verkmeksizin öylece üçlü koltuğa yayılmaya devam ettim.

Yavaş adımlarıyla salonun içinde ilerlemeye devam ederken bakışlarımız buluştu. Buz gibiydi bakışları. Hiç bir duyguyu barındırmıyor, kendi hakkında en ufak bir ipucu dahi vermiyordu. Maske olarak kullanıyorsa şayet bu halini çok başarılı olduğunu söylemek gerek.

Sonunda karşımdaki koltuğa oturduğun da yayıldığım koltukta biraz toparlandım ve bakışlarımı bizimkilerde dolaştırdım. Neden bilmiyorum ama onlara bakma ihtiyacı duymuştum. 

Kadie yani bilinen ismiyle Ddee'nin yakınında bir yerde oturan Egemen bakışlarını ondan sanki bir saniye ayırsa ölecekmiş gibi bir ifadeyle pür dikkat onu izliyordu. Onun bu hali kafamı karıştırsa da tecavüze uğrayıp, intihar eden kız kardeşine benzetiyordur herhalde diye düşünüp fazla üstünde durmadım.

Bakışlarım benim çaprazımda oturan Koray ve Melih ikilisine gidince Melih'in de kızı şöyle bir süzdüğünü fark ettim. Ama onun bakışları Egemen kadar yoğun değildi. Sanki sadece karşısındaki kızı çözmeye çalışır gibiydi. Tıpkı benim gibi diye düşündüm.

Koray... Koray ise her zamanki gibi oldukça umursamaz bir ifadeyle öylece oturuyor, Ddee dışındaki her yere bakıyordu. Belki de bize göre en büyük o olduğu için en uygun davranışı da o yapıyordu.

Yanımda oturan Yalçınla bakışlarımız buluştuğunda bana oldukça piç olan bir gülüş sundu ve tekrar bakışlarını hepimize ölü balık gibi bakan, sert ifadeli karşımızdaki kıza çevirdi.

Onu şöyle tekrar baştan aşağıya beğeni dolu bakışlarla süzdükten sonra bakışlarını tekrar fazlasıyla açıkta kalan bacaklarına indirdi. Nedense bu durum kaşlarımın çatılmasına sebep olurken kafasına bir tane vurup iyice oturduğum yerde doğruldum.

Boğazımı temizlemem ile bütün bakışlar bana dönerken ben sadece karşımdaki en soğuk bakan mavilere odaklanmıştım. Belli bir süre bakıştıktan sonra utanıp bakışlarını kaçırmasını bekledim ama o kaçırmak yerine oturduğu yerde daha da yayılıp bakışlarıma arsızca karşılık vermeye başladı. Bu savaşı şimdilik kazanamayacağımı anlayınca direk konuya girdim.

"Neden bilmiyorum ama peşinde bizim dışımızda başkaları daha vardı. Seni arıyorlardı. Bu konu hakkında bir bilgin var mı?" dediğimde bakışlarında şaşkınlık duygusunu göremedim. Olağan bir durummuş gibi omzunu silkip "Hayır" demekle yetindi.

Onun bu tavrı sinirlerimi hoplatsa da kendime hakim olarak "Peki senden ne istiyor olabilirler?" dedim.

Bakışlarını benden kaçırıp oda da şöyle bir dolaştırdı sonra kendinden oldukça emin sesiyle "Canımı herhalde "dedi. O kadar kolay ve basit bir şeymiş gibi söylemişti ki bir erkek olarak benim bile tüylerim ürperdi onun bu durum karşısındaki umursamazlığı karşısında.

Hayır öyle hikayelerde anlatılanlar kadar insan dışı değildi ama sadece biraz tuhaftı. Yani sonuçta onu daha önce gülerken görmüş, bizimkilerle alay ederken onu izlemiş ve hatta bana sinirlenirken de onu zevkle seyretmiştim. Yani insani duygular gösteriyordu ama ne bileyim biraz tuhaftı. Duyguları vardı evet. Ama sorun duygularının olup olmaması değil onları nasıl ustaca saklamayı bilmesiydi.

TUTARSIZ (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin