19- Kötü Olan Ne Varsa

3K 122 2
                                    

Uzuuuuuuun bir zamandan sonra yapılan düzenlemeler ile sonunda geri döndüm. Hala benimle olan okuyucularım var mı? Varsa eğer onlara sonsuz teşekkürler. Eğer gittiyseniz de canınız sağ olsun. Biliyorum, benden kaynaklanan sorunlar yüzünden gittiniz. Kimse kimsenin burada nazını çekmek, bir şeyleri beklemek zorunda değil. Ama en azından artık geri döndüm. Hafta da bir gün muhakkak yeni bölüm gelecektir. Bilginize. Belki başka belki de bu hikayede tekrar karşılaşırız hepinizle. Belli mi olur?

Keyifli Okumalar...

Etraf karanlık belki de hala gözlerim kapalı ondan böyle. Bilmiyorum ama tek bildiğim bir şey var ki kafamın içinde filler çiftleşiyor.

Yatak ucumda biri oturuyor nefes alışverişlerini duyabiliyorum. Başım o kadar çok ağrıyor ki gören de uyuşturucu değil de alkolün dibine vurmuşum. Sahi yatağın ucundaki kim? Kim bilir yine kimin evinde açıyorum gözlerimi sabaha?
Umurumda mı? Elbette ki değil.
'Eskiden umrundaydı ne değişti ?'Diyor bir ses kafamın içinde. Onu zar zor duyuyorum çünkü zaten kafam bir milyon.
Yine de ona cevap vermeden geçemiyorum.
'Dediğin gibi eskiden. Çok şey değişti. Ben değiştim. Ne aynı kaldı ki? Umursayacak neyim kaldı sahi söyle?'
Susuyor. Sesi kesiliyor ve bu bana iyi geliyor. Gözlerimi artık açmam ve yediğim hatlarla yüzleşmem gerektiğini bilerek kendime ayıl komutu gönderiyorum. Gözler açılmıyor. Tekrar tekrar deniyorum açamıyorum ve her denememde başımdaki ağrı büyüyor, ellerimi saçlarıma götürüp çekiştiriyorum. Acı verse de iyi geliyor ağrı azalıyor. Ama ağzımdan kaçan inleme ayak ucumdaki kişiyi kendine getiriyor. Bir hareketlilik seziyorum. Gözlerim sonunda hafif aralanıyor ama görüşüm net değil. Gözlerimi tekrar kapatıp kendime gelmeye çalışıyorum. Bu sefer ki denememde üzerime gölgesi düşen kişiyi biraz daha net görüyorum.
Onun burada ya da benim onun yanında ne işim var bilmiyorum ama bu derin bir nefes almamı sağlıyor.
Tamam diyorum. Bu sefer sorun yok. İyisin. İyiyiz. O burada. Yanında.
'Kendini tamamen salma. Kimseye güvenme laflarına ne oldu?' Diyerek yine devreye giriyor o sinir bozucu ses. Onu takmıyorum. Umurumda olduğu söylenemez. Belki haklı. Hatta kesinlikle haklı yine de onu duymak istemiyor hak vermek istemiyorum. O yanımda. Bir hatıra canlanıyor. Yaralı bir adam, mavi gözler. Ufak bir kız çocuğu. Bu benim. Gözlerim artık tamamen açık ve onun mavi gözlerine bakıyorum. Mavi gözler uyuşuyor. Yıllar sonra huzur dolu bir nefes alıyorum. Çok saçma geliyor, içimi yakıyor bu nefes ama elimden bir şey gelmiyor. Mavi gözler beni izliyor onun güçlü kolları yardımıyla yatakta doğruluyorum. Etrafa şöyle bir göz attığımda onun odası olduğunu anlıyorum. Yine dönüp dolaşıp buraya gelmeme ufak bir baş sallaması ile sitem ediyorum. Kaşları çatılıyor mavi gözlü çocuğun. Ve bir ani daha baş ağrısıyla zihnimde canlanıyor. Kucağındayım birinin. Beni taşıyor. Güvende hissediyorum. Bu garip geliyor. Sonra neden öyle hissettiğimi anlıyorum. Yine mavi gözler gözlerimi buluyor. Bir anının daha içinden sıyrılıyorum. Sonunda konuşmam gerektiğini fark ederek " Burada ne işim var benim?" diye saçma bir soru yöneltiyorum çıkan sesin bana ait olduğundan emin olmadan. Sesime ne olmuş benim? Sanki tüm gece avazım çıktığı kadar bağırmışım gibi.
"Yarı baygındın seni bulduğumda. Buraya getirdim bende. Bundan sonra zaten hep buradasın alışsan iyi edersin ufaklık" diyor tek kaşı kalkık bir şekilde.

Hayır demek, ona karşı çıkmak istiyorum ama ağzımdan ufak bir homurtudan başka bir şey çıkmıyor ve doğrulduğum yatakta tekrar yatar pozisyonuna geliyorum. Kafam almıyor, onun yanında böyle iyi hissetmek. Bu kadar kısa süre de hemde. Bana ilginç geliyor. Üstelik onun dediğinin aksine burada kalamam. Daha geçen gün beni elleriyle en büyük düşmanımın kolları arasına bırakmıştı. Ayrıca ne çabuk unutmuştu? Onu yaralamıştım. Ben delinin tekiydim. Kafadan kontak, çıldırmış. manyak karının tekiydim. Hangisini beğenirseniz onu deyin. Ama gerçekler bunlardı. Beni ne diye yanında tutmaya bu kadar meraklıydı ki? Hala tam olarak benden ne istediklerini bilmiyordum, bu olay olduğu gibi gizemini koruyordu. Ve inanın bu beni daha çok geriyor, içimdeki o ses 'Kaç buradan. Tehlikeli' diye bas bas bağırıyordu.

TUTARSIZ (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin