all alone #36

323 25 0
                                    

Şubat, 2016

Yumruklarını sıkmış karşıdaki ikiliyi izleyen Minho oraya gitmemek için kendini çok zor tutuyordu. Sadece biraz daha beklemeliydi.

Jisung okuldan sonra ödevi için kütüphaneye gideceğini söyleyip onunla buluşmayı reddetmişti. Tek başına dışarıda yürürken de bir parkta Younghoon ile konuştuğunu görmüştü.

Uzaktan onları izlerken sinirine yenik düşüp saçma bir şey yapmamak için dayanmaya çalışıyordu. Jisung'a kendini açıklama şansı vermesi gerektiğini biliyordu.

Bardağı taşıran ise Younghoon'un Jisung'u kendine çekip dudaklarını birleştirmesi olmuştu. Kısa bir süre Jisung'un ne yapacağını bekledi. Younghoon'u itmeye çalıştığını ama başarılı olamadığını gördüğünde hızlı adımlarla oraya gitti.

Ceketin tutarak sevgilisinden uzaklaştırdığı gence sağlam bir yumruk atıp yere düşmesini sağladı. Vurmaya devam etmek için hareketlendiğinde Jisung tarafından durdurulmuştu.

"Sevgilim, lütfen gidelim." Derin bir nefes verip başıyla onayladı.

Jisung banktan çantasını alırken Minho, kanayan burnuna elini bastırmış Younghoon'a doğru eğildi.

"Bu son uyarım. Seni bir daha Jisung'un yanında görmeyeyim."

Kolundan çeken Jisung'a bakıp önden yürümeye başladı. Jisung da ayağı ağrıdığı için küçük adımlarla arkasından yürüyordu.

Biraz ilerideki başka bir parka girip banka oturduğunda Jisung da yanına oturdu.

"Kütüphaneye gideceksin sanıyordum." Sorgular gibi konuşması Jisung'u rahatsız etmişti.

"Gidiyordum zaten." dedi sitem ederek. Ona yalan söylememişti. "Bir anda yanıma geldi, konuşmak istediğini söyledi. Kabul etmeyince rahat bırakmadı. Bende biraz konuşup kurtulmak istedim."

"Jisung, seni takıntı haline getirmiş biriyle konuşmak mantıklı mı? Sana zarar verebilirdi."

"Onu reddetmek ne kadar mantıklı olurdu Minho? Asıl o zaman zarar verebilirdi."

Bir süre sessiz kaldılar ve karşılarındaki çocukları izlediler. Bacağını sallayan Jisung, Minho'nun elini hissedince durdu.

"Sen ne yapıyordun orada?"

"Yürümek için çıkmıştım. Sizi görünce de uzaktan izlemeye başladım."

"Bir taşa takıldım," diyerek açıklamaya başladı. "Bileğim incindi. Ağrısı geçene kadar beklemek için banka oturdum. Sonra Younghoon geldi. Sana yalan söyleyip de onunla buluştuğumu falan düşünme."

Minho başını salladı. Onları ilk gördüğünde öyle düşünmüştü aslında. Yine de yanıldığını duymak iyi hissettirmişti.

"Ayağın ağrıyor mu hala?" Bu kez Jisung başını salladı. Minho ayağa kalkıp önüne geçti ve sırtını ona dönüp yere çöktü. "Hadi, eve gidelim."

Jisung tereddüt etsede istediğini yaptı. Minho bacaklarını tutup ayağa kalktı ve yürümeye başladı.

"Ama böyle yorulursun, sırtın da ağrır."

"Çok ağır değilsin. Ayrıca ayağını zorlarsan daha kötü olur."

Jisung bir şey demedi ve kollarını boynuna sarıp ensesini öptü. Hala sinirli olduğunu biliyordu ve biraz olsun yatışması için öpücüklerini devam ettirdi.

Eve geldiklerinde Minho Jisung'u sırtından indirip cebinden anahtarı çıkardı. İçeri girdiklerinde Jisung atkısı ve montunu çıkardı. Çantasını da kenara bırakıp salona gitti. Minho ise montunu çıkarmış ve hemen banyoya gitmişti.

all alone [ᴍɪɴsᴜɴɢ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin