23

308 4 0
                                    

S. SEFA

Elli küsur sayfa ve bir güneş batımı uzaklıkta, öğrendiklerimi gözden geçirdim.

Bu, pek yardımcı olmamıştı.

Okuduklarım cevaptan çok yeni sorular doğurmuştu. Dünyaya geldikten sonra belli aralıklarla parmaklarımı sayan, kendince sağlık kontrolü yapan aynı Firuze miydi? Bir yaşıma kadar bebek eldiveni giydiren -uyurken suratıma tırnak atıp her yerimi çiziyorum diye- benim tanıdığım Firuze Sefa mıydı?

Emzirdikten yarım saat sonra el ve ayaklarımın kıpkırmızı kesildiğini görüp yediği kirazları suçlaması, buzdolabında kırmızıya dair ne varsa –salça, domates hepsini çöpe atması, kefaretini ödemediğini düşünüp mideye indirdiği kirazları da çıkarması... Gerçek hayatta yaşanmış bir olay mıydı?

Hanimiş benim kızım, aç ağzını ham hum yap bitir mamanı diyen annem olmadı diye boşuna mı dövünüp durmuştum bu zamana kadar?

Dünyanın en güzel kadını, kendini güzel hissetmiyor muydu? En kötü gününde bile ışık saçan birine göre özgüven eksikliği mi yaşıyordu?

Anne olmanın hayalini kuruyordu.

Bana hamileyken babamla evli değillerdi.

Ben doğana dek babam varlığımdan haberdar bile değildi.

Oldu o zaman.

Adile Naşit'le Uykudan Önce programının tekrarlarını izlemeye bayıldığı yazıyordu burada. Evladını yitirmiş bir kadının öğütlerini altın değerinde buluyordu. Aynı hatalara düşmemek için miydi? Televizyon önünde bağdaş kurup otururken, acısını hafifletecek bir şeyler söylemesini bekliyordu. Neden?

Feleğin çemberinden geçmiş bir kadın imajı çiziyordu ama benim gördüğüm ne kadar şanslı olduğuydu. Yasemin'le ilgili bölümler içimi burktu, orasına lafım yok. İki ölü kız mutfakta yemek pişiriyordu. Bundan daha yürek paralayan bir sahne olamazdı. Farklı şehirlerde ve toprak altındalar şimdi. Bu hayatta ve ötesinde arkadaşlar.

Babamla ilişkisi iniş çıkışlardan oluşuyordu. Gittikleri yol, yol değildi. Sevgi bağları kavga gürültüyle yıpranıyordu. Yatak odası muhabbetleri tenimi karıncalandırmıştı. Utanç, gözlerimi kapama isteği ve daha fazla utanç. Babamın can yakma amacı güden cümleleri... Neyse, kırılan benim kalbim değildi. Firuze Sefa gördüğü zulümden fazlasını hak etmişti.

Aliye teyzeyle uzun zamandır tanışıyorlardı. Bunu da bilmiyordum. O yüzden annem Aliye teyzenin her söylediğine kulak veriyordu. Yılların hatırı vardı.

Ve İlknur Hanım. İlknur Hemşire. Geçmişleri iç içeydi.

Şimdi öğrendiklerimi keşke o zaman bilseydim. Büyüklerinizi iyi gözlemleyin derim. Sıkıcı görünebilirler, ilginç işlere bulaşmayabilirler ama arkanızı döndüğünüz an saydıklarımın hepsini yapıyor olabilirler. Kendilerine sakladıkları çok şey var.

Ultrasonda cinsiyet öğrenmek için sağlık ocağı basmalarına ne demeliydim, bu işi gerçekten yapmışlar mıydı? Ya Selma hala, o da beni sevmiş miydi? Doğmamı dört gözle beklemişti?

Peki şimdi neden sevmiyordu? Nabız gibi atan hafızamı tetiklemesi için sahip olduğum anıları kafamda evirip çevirdim ama en ufak fikrim yoktu. Nasıl bir yanlış yapmıştım da hem annem hem Selma halam benden nefret edebilmişti?

Saç diplerine kadar sinen bir acı göremiyordum ben burada. Az havalandırılmış odada göz gezdirdim, saman renkli kolinin içindekileri yokladım. Yasemin'in cildi kayıptı. Şaşırmadım. Ulvi sapığımız iş başındaydı. O almıştı. Özellikle Yasemin'e karşı saplantısı olduğunu ele vermişti. Anlaşılabilirdi, ben de Yasemin'e karşı saplantı geliştirmiştim.

BENİM İÇİN ÖLÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin