Giriş

3.8K 169 177
                                    

Chiyuan, ölümlüler buradan öteye gidemez, davetsiz misafirlerin kemikleri ezilecek ve küle dönüşecek.

------------

Büyük Qi Hanedanlığı, Qizheng'in 21. Yılı, Kırağı İnişi*

*Sonbaharın son güneş dönemi, bu süre zarfında hava her zamankinden çok daha soğuk olur ve kırağı oluşmaya başlar.

Bir grup süvari, halka açık yol boyunca atlarla çılgınca dörtnala koştu. Hem adamlar, hem atlar tamamen bitkindi. Önlerinden yolu açmak için ilerleyen genç süvari aniden "Sınır işareti burada!" diye bağırdı.

Biraz ileride, yolun kenarında dikey bir taş sütun görülebiliyordu. Taş sütun yaklaşık üç metre veya daha yüksekti, üzerinde uğursuz ve tehditkar görünen karakterler kanla ve gösterişle yazılmıştı: Chiyuan, ölümlüler buradan öteye gidemez, davetsiz misafirlerin kemikleri ezilecek ve küle dönüşecek.

Taş sütunun önünde orta yaşlı bir general ve çivili zırhlı bir sıra muhafız onları karşıladı. Muhafızların hepsi tek sıra dizilmişti ve gelen adamı gördüklerinde hep birlikte diz çöktüler. "Majesteleri Veliaht Prens".

"Şşş--"

Genç süvari atın sırtından aşağı atladı fakat çok hızlı atladığından tökezledi. General aceleyle öne çıktı ve onu tuttu.

"Majesteleri, lütfen dikkatli olun."

"Sorun değil," genç adam elini salladı ve sordu, "Amcam... Kral Babamız nerede?"

Daha konuşmasını bitirmeden yakınlardan birinin kendisine çocukluk adıyla seslendiğini duydu.

"Xiao Tong'er, buraya gel"

Genç Veliaht Prens saygılı bir şekilde sesi takip etti. Ses siyah giysili bir adamdan geliyordu. Sırtı herkese dönüktü, sınırdaki taş sütunun önünde tek başına duruyordu. Genç prens sütundaki kanlı yazılara baktı; kaplandan korkmayan genç bir buzağıya benziyordu. İleri atıldı ve sütunun yanından geçip gitti. Siyahlı adamın önünde diz çöktü.

"Tebaanız...*"

* Prens, aile büyüklerinin önünde kendinden bu şekilde bahsediyor.

Siyahlı adam uzandı ve prensi hafifçe ayağa kaldırdı. "Rahat ol, buna gerek yok."

Bu adamın konuşma tavrı sağlam ve nazikti; her hareketiyle derin, yüce bir dağı andırıyordu.

Yan profilden bakınca yaşlı görünebilirdi ancak başını çevirdiğinde zorlukların izinden yoksun, genç bir yüz ortaya çıktı. Tuhaf ve eşsiz bir his uyandırıyordu.

Sadece yüzüne bakarak, kim onun 21 yıldır hüküm süren İmparator Qizheng - Sheng Xiao olduğunu düşünebilirdi?

Kaşları yukarı doğru çekiliyordu, kaş kavisleri belirgin değildi ve favorileri yukarı eğimliydi ancak gözlerinin kenarları hafif düşük olduğundan biraz hassas ve duygusal bir his veriyordu. Ayrıca sağlık ve zindelikle ışıldıyordu, kesinlikle dost canlısı görünüyor, zarif ve dik bir şekilde duruyordu.

Veliaht prens de duruşunu dikleştirdi ve ona alçak bir sesle "Amca" diye seslendi.

Bu veliaht prens, İmparator Qizheng'in biyolojik oğlu değildi. Sheng Xiao'nun bir oğlu olmadığı için ağabeyinin yetim oğlunu evlat edinmiş ve yeğenini tahtın varisi yapmıştı. İmparator Qizheng'in yabani ve ilgisiz bir mizacı vardı, kimseyle samimi olmaktan hoşlanmazdı. Böylece Veliaht Prens ona halkın önünde "Kral Babamız" diye hitap ederdi, başbaşa iken birbirlerine "amca" ve "yeğen" derlerdi.

Drowning Sorrows in Raging Fire (Lie Huo Jiao Chou) by Priest Türkçe ÇeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin