Cilt 1. Deli | Bölüm 1

1.5K 121 102
                                    

Her büyük yangının ardından mutlaka hayatta kalan böcekler ve karıncalar olacaktır.

-Yazıt

***

Yong'an Başkenti etekleri, Xishan Doğa Koruma Alanı

Sonbahar yağmurlarının ardından kırmızı yapraklar tepelerden dökülüyordu. Akşam saatlerine doğru birkaç ziyaretçinin geldiği küçük tapınakta tek duyulan şey yalnız bir davulun tıngırdamasıydı. O gün hava çok soğuk olmasına rağmen, tepeye giden yolda Xuan Ji kan ter içinde kalmıştı.

Hemen önünde, yolculuğa liderlik eden Müdür Xiao hızlı hızlı ilerliyordu. Ayaklarının altında, rüzgar gibi koşmasını ve kaymasını sağlayan tekerlekler görünüyordu, tepenin küçük tapınağının kapısına varıncaya dek tekerlekler dönmeye devam etti.

Müdür Xiao kapıyı açtı. Xuan Ji sonunda derin bir nefes alıp ellerini beline koydu, arsız bir tavırla konuştu: "Söyle bakalım Müdür Xiao, şimdi resmi devlet görevlileri olduğumuza göre, biraz daha zarif olabilmemiz mümkün mü? Yol boyunca yanlış bir hareket yapacaksın da yere çakılıp parçalanacağız diye ödüm patladı."

"Zırvalamayı kes, daha yapmam gereken çok iş var." Xiao Zheng kapıyı ittirip sabırsızca elini ona doğru salladı. "Çabuk ol!"

Tam adı Xiao Zheng olan bu adam, otuz yaşındaydı. Giydiği üniformayla muntazam görünüyordu, keskin hatları vardı, ona sataşılmaması gerektiğini açıkça belirten havasıyla genç ve çekici biriydi. Tapınak çalışanlarına ait olan ve önünde "ziyaretçilerin girmesi yasaktır" tabelası bulunan bölüme doğru adımlarını hızlandırarak Xuan Ji'ye önderlik etti.

Arka tarafta kimse yoktu, eski bir kuyu bulunuyordu. Xiao Zheng eliyle cüzdanını yoklayıp içinden çalışma izin kartını çıkardı, kuyunun ağzına doğru salladı. "İleride ofise gelirken kimlik kartını yanında getir, giriş çıkış yapacağın zaman kimliğini okutursun."

Onun sesinin alçalmasıyla birlikte, net bir "ding" sesi oyuğun içinden yankılandı. Hemen ardından oyuğun etrafındaki kireç taşı döşemeler her iki yandan yavaşça açılarak içinden bir kişinin geçebileceği genişlikte bir tünel oluşturdu.

Müdür Xiao başını eğip tünele girdi, Xuan Ji onu takip etmeye başladı. İki adam tünelde sıklıkla yön değiştirerek yüz metre kadar ilerlediler. Tünelin sonunda, yukarı çıkan bir dizi taş merdiven vardı.

Merdivenleri takip ederek yeniden yüzeye ulaştıklarında, Xuan Ji kendini sık ağaçlı bir ormanda buldu. Net bir şekilde çevreyi göremeden önce, yoğun bir sis tabakası etrafını sarmıştı, görüş alanı bir metre uzaklıktan bile daha kısıtlıydı.

Ormandaki beyaz ışık, iki adamın üzerinde süzülürken mekanik bir ses duyuldu. "Kimlik doğrulanıyor, lütfen bekleyin." ------ "Ding! Kimlik doğrulandı. Müdür Xiao, iyi akşamlar. Yeni meslektaş, hoş geldiniz. Lütfen adımlarınıza dikkat edin ve sıkı tutunun."

Xuan Ji: "Ha? Neye tutunayım?"

O konuşurken, ayaklarının altındaki zemin hareket etti. Hazırlıksız yakalanan Xuan Ji'nin şu andan itibaren tek yapabileceği düşmemeye çalışmaktı.

Sık ağaçların arasındaki zemin, ışık hızıyla bir "sevkiyat bandı" gibi iki adamı tutarak, labirente benzeyen bu sis tabakası içinde onları taşıdı. Kalın sis tabakasının içinde saklanan bitkiler ardışık silüetler halinde akıyordu, gerçekten insanın gözleri kamaşıyordu.

Yaklaşık beş altı dakika sonra, "sevkiyat bandı" hızını yavaşlatarak durdu.

Xiao Zheng "Geldik." dedi.

Drowning Sorrows in Raging Fire (Lie Huo Jiao Chou) by Priest Türkçe ÇeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin