17 Ocak 2019
Çok değişik. Bunu demekten, düşünmekten ne zaman bıkacağım bilmiyorum. Ne zaman tam anlamıyla kabullenecektim her şeyi?
Gün içinde her şey daha kolaydı. İşte çalışırken yoğunluktan, işten sonra taşınmaya çalıştığımız evden hep bir uğraşım oluyordu. Fakat gece tek başıma kaldığımda, herkes odasına çekilince, elime aldığım bu deftere kelimelerimi dökerken çok zordu. Düşüncelerimi de hissettiklerimi de gün içinde geride bırakırken defteri elime alıp yazmaya başladığımda onlarla karşı karşıya kalıyordum.
Bu defterden başka anlatacak kimsem yok. Hayatımda olan insanların kendi hayatlarındaki hızlı yaşantısı arasında kimseyle paylaşamazdım hissettiklerimi. Kimsenin hayatında zorla yer açamazdım ki kendime.
20 Ocak 2019
Günlerdir elime alamadığım defteri sonunda yeni taşındığım evde, kendi odamda ancak alabildim. Öncekine kıyasla çok daha büyük bir odada kalıyorum. Eski tip tek taraflı açılan iki pencere var artık odamda. Bu binada her yer beyaz. Haliyle odamın duvarları da. Ben de düz, beyaz tül perdeler aldım. Her zaman o perdeleri çekmiyorum. Güvercinlerin gökyüzüne kocaman kanatlarını açarken uçuşlarını izliyorum çünkü.
Yine öncekine kıyasla daha büyük yatağım var mesela. İki yanında ikinci elden aldığım tek çekmeceli komodinler var. Son olarak da bir dolap ve bir ayna. Fazla doldurmadım odayı, ki zaten doldurabilecek imkanım da pek yoktu.
O eski karanlık küçücük odaya göre çok ferahtı burası. Bana daha iyi hissettiriyordu.
Ev üç odalıydı. Sevgi ile beraber anneme de bir oda hazırladık. Gelip gelmeyeceğini bilmesem de hazırdı işte. Kırgınlıklarım olsa bile onu oraya hapsetmek istemiyordum. İçinden ne geçirdiği ne hissettiğini bilmiyordum. Eski annemi düşünüyordum, psikolojik olarak yaşadığı hastalık onu bu hale getirdiği için fazla kızamıyordum da. Sadece bazen belki buna bir tepki verir diye bekliyordum ama olmuyordu.
Taşınma süreci düşündüğümden hızlı geçti. Ali de hep bize yardım ettiği için her şey daha kolaydı. Zaten çok eşyamız yoktu.
Sevgi ile gün geçtikçe daha iyi anlaştığımızı fark ettim. Benim aksime o, oldukça cana yakındı. Ali'nin yaptığı şakalara daha içten gülüyordu mesela, gülünce gözleri bile parlıyordu. Daha kolay dalga geçiyordu her şeyle. Bazen sıkılıyordu, bazen suratını asıyordu. Olması gereken gibiydi yani. Benim aylar önce kaybettiğim Eylül gibi. Tabii ben de bunlar yaşanırken herkese suratımı asıyor değildim. Hayat bir şekilde yaşanıyor ne de olsa. Ben sadece onlardan daha çabuk kabuğuma çekilen biriydim. Yalnızca benim üstüme daha çabuk yığılıyordu karabulutlar.
21 Ocak 2019
Her şey biraz daha iyiye gidiyor gibi. Yeni bir şey yok ama eskiye kıyasla üzülmüyorum artık. Hayat daha ilerlenebilir geliyor. Çoğu şeyi kendime yasakladım, annemi düşünmek gibi. Tam anlamıyla unutmaya çalışmaktan bahsetmiyorum. Olanlar için kırgınım ama onu özlüyorum da. Kendimi daha fazla toparlayabilmek adına zihnimde asla son bulmayan düşüncelere biraz ara verdim. Kafam çok karışık, her şey birbirine girmiş gibi.
Babamı düşünmek, ona herhangi bir duygu beslemek istemiyorum. Beslemiyorum da zaten. Fakat yalan söylemeyeceğim, benimle bir iletişim kurmasını bekledim. Bu umut dolu bir beklenti değildi. Sadece bir anda bana yardım etmesinin anlamsızlığına bir anlam arıyordum. Aylardır ortada yokken bir anda neyin değiştiğini merak ediyordum. Ne onda bir şeyimin kalmasını ne de onun ben de herhangi bir şeyinin olmasını istemezken bu yüklü miktardaki para bağını bir an önce geri ödeyip yok etmeliydim. Artık her ne kadar değişmiş biri olsa da bunu kabul etmeyeceğini biliyordum. Fakat bakıldığında en başında bu parayı da ben kabul etmiyordum ama hayat bir şekilde bazı şeyleri imkanlı kılıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAVEYLA
Ficción GeneralUnutulup bir kenara bırakılmış gibiydi. Belki de kimsenin farkında bile olmadığı bir defterdi bu. Eline alıp oturduğu yerde doğruldu. Uzun parmakları yavaşça kahverengi kapaklı defterde gezindi. Adam bilmeden ve ilk kez kimsenin umursamadığı, bir k...