3

201 14 79
                                    

Mert ve ailesi evden ayrıldıktan yarım saat sonra annem ile bahçeyi ve mutfağı toplamıştık. İşim bitince odama çıkmak için merdivenlere yöneldiğim sırada salondan babamın sesini duydum.

"Günay, Zehra bir gelebilir misiniz? Sizinle bir şey hakkında konuşmak istiyorum."

Hiç de acele etmeden yavaşça salona girdim ve ardımdan ıslak ellerini önlüğüne kurulayan annem girdi. Bir şey demeden koltuklardan birine oturdum ve halıya bakmaya başladım. Annem de yanıma gelerek oturdu ve ellerimi tuttu. Babam da karşıdaki koltukta oturuyordu.

"Anlatın bakalım," dedi otoriter bir sesle.

"Neyi anlatalım canım? O aptal çocuklar Günay'ı köşede kıstırıp-"

"Onu biliyorum. Neden yapmışlar peki?"

"Ay bir de ciddi ciddi soruyor musun bunu Hamza? Sebepsiz yere insan dövmenin nedeni mi olur?"

"Şu şey yüzünden mi?" dedi babam bilerek o kelimeyi kullanmaktan kaçınırken.

Babam gay olduğumu biliyordu ve ilk öğrendiği zaman da umursamıyormuş gibi bir hâli vardı. Annem ile bu konuları açık açık konuşabiliyordum ama konuyu babama açmaya cesaret edemiyordum. Kızacağından değil de utandığımdandı sebebi.

"'Şu şey' derken?" diye çıkıştı annem. "Evet oğlumuz erkek arkadaşıyla yemeğe çıkmış ve elini tutmuş. Ne var bunda? Gören de adam öldürmüş zanneder."

Onu sakinleştirmek için elini sıktım ve yüzüne bakarak başımı salladım.

"Yahu bana ne atarlanıyorsun canım? Sadece bir soru sordum."

Annem sıkkınca iç çekerek, "Özür dilerim bugün sinirlerim biraz bozuktu. Sana çıkıştım anlık bir öfkeyle."

Babam yavaşça kafasını sallayarak, "Pekâlâ ama sana şunu söylememe izin ver Günay," dedi. Yüzümü yerden kaldırarak babama baktım. Endişeli bir tavır takınmıştı. Ve sessiz bir şekilde konuşmaya başladı.

"Bak oğlum bu hayatta yanlış bir karar vermediğin sürece seni hep desteklerim. Bu konunun da yanlışlıkla bir alakası yok evet ama ben senin acı çekmeni istemiyorum. Toplumumuz bu durumu garip karşılasa inan umrumda olmaz ama sadece bununla kalmıyor. Duymuyor muyuz sosyal medyada gay olduğu için darp edilen binlerce insanı. Onlardan biri olmanı istemiyorum. Senin bir telini dünyalara değişmem. Bu gibi randevularını yapma demiyorum ama elinden geldiğince belli etmeden yapmaya çalış. Sabret oğlum. Bir gün gelecek ve insanların diğer insanlara karışmadığı bir dönem gelecek. Ve o gün istediğin kişiyle el ele sokakta yürüyebileceksin. Fakat biraz sabretmen gerek. Tamamı paşam?"

Duyduğum bu sözler karşısında küçük dilimi yutmak üzereydim. Babamdan daha önce hiç böyle cümleler duymamıştım. Yanımdaki annem de şaşırmış gözlerle babama bakıyordu. Gözlerim dolmaya başladı.

"Tamam babacığım," dedim titreyen sesimle.

Babam hafifçe gülümseyerek kollarını açtı ve, "Gel buraya," dedi. Hiç düşünmeden kollarımı boynuna dolayarak gözyaşlarımın akmasına izin verdim. Arkamızdan annemin burun çekme seslerini duyunca onun da ağladığını anladım.

Bir süre babama sarılarak ağladım. Sonra geri çekilerek yüzümü sildim ve babama baktım. Onun da gözleri kızarmıştı ve bana bakamıyordu. Annem de gözyaşlarını bir peçeteye silerek burnunu çekiyordu. Kendimi tutamadım ve halimize gülmeye başladım. Annem ve babam başta anlamayan gözlerle baksada sonra onlar da gülmeye başladı.

"Sizleri seviyorum. Bu hayatta sahip olduğum nadir güzel şeylerdensiniz," dedim ve ikisini de yanaklarından öperek yukarı kaçtım. Çünkü birazcık daha yanlarında dursaydım bebekler gibi ağlayacağımı ve kendimi durduramayacağımı biliyordum.

ESKİZ DEFTERİ (bxb) +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin