Boş ders bittiğinde sınıf hızla boşalırken bizler de ayağa kalkarak yediğimiz yiyeceklerin çöpünü attık. Mert'e mesaj atmak için telefonu elime aldım.
Neredesin? Biz kızlarla sınıfta seni bekleyelim mi yoksa dışarıya mı çıkalım?
Hemencecik çevrimiçi olup yazmaya başladı. Cevabını beklerken Nehir de küçük çocuklar gibi sızlanıyordu.
"Ya ben çok acıktııım. Ne zaman gideceğiz. Bak birazdan açlıktan başım döner de, yere düşüp kafamı kırarsam ve ölürsem günahı sizin boynunuza."
Nur ile ben kahkaha atarken, "Drama queenlik yapma Nehir," dedim.
Nur hem gülüp hem de Nehir'i kucaklarken telefonumdan bildirim sesi geldi. Ekranı açıp mesajı okudum.
Siz dışarıda biraz bekleyin bebeğim. Benim iki dakikalık bir işim var. Hemen halledip gelicem.
Ona öpücük atan kedi emojisi gönderip telefonu kapattım. Kızlara dönüp, "Birkaç dakika dışarıda bekleyelim. Mert'in az işi varmış," dedim. Nehir itiraz edercesine yaa derken dışarı çıkmak için kapıya ilerledik.
Dışarı çıkıp banklardan birine oturduk ve nerede yemek yiyeceğimizi tartışmaya başladık. Nehir hamburger yemeye gitmemiz için ısrar ederken Nur da ona karşı çıkıp sağlıksız olduğundan bahsediyordu. İkisi birbiriyle atışırken yanında arkadaşları ile dışarı çıkan Mert'i gördüm. O, mükemmel gülümsemesi ile konuşurken ayağa kalktım ve kızları da çağırarak onların yanına ilerledim. Yanlarına ulaştığımızda bizi hâlâ fark etmedi. "Mert," diye seslendim. Bana dönüp baktığında elimi hadi dercesine salladım. Kafasını tamam anlamında salladı.
Arkadaşları dönüp bize bakınca ve Nur ile Nehir'i görünce kısık sesle ooo diyerek gülüşmeye başladılar. Delici bakışlarını hiç de saklamayan bir şekilde kızlara bakıp aralarında konuşmaya devam edince Nur, "Ne bakıyorsunuz amına koyayım," dedi ifadesiz bir yüzle.
Erkekler normal olmayan bir şekilde anırarak gülmeye başladılar. Nehir de kafasını Nur'un koluna gömdü. Omuzları titreyince güldüğünü anladım. Erkeklerden biri Nur'a dönüp, "Bugün de formundasın herhalde Nur. Bu hâlini antrenmanlarda da görmeyi isteriz. Çok ateşli olurdu kesin," dedi. Nur ona doğru hareketlenince irkilerek geri çekildi.
"Gel ben sana ateşi göstereyim. Götüne meşale takıp sirk hayvanları gibi bahçede gezdirmem hoşuna gider sanıyorum ki."
Erkekler hâlâ gülerken Nehir, Nur ve ben onlara düşmanca baktık. Mert kaşlarını çatıp, elini kaldırarak, "Terbiyesizlik yapmayın arkadaşlar," dedi. Hepsinin anırma sesi biraz olsun kesildi. Bize ilerleyip, "Onlar adına üzgünüm kızlar. Ben onlara yarın antrenmanda ödetirim bunu," dedi.
"Hadi gidelim isterseniz. Güzel bir mekan var. Ben ısmarlıyorum."
Ben içimden biricik aşkım diye geçirirken Nur ile Nehir'in de neşesi biraz olsun geri gelmişti. İlerlerken Nehir Nur'un koluna girdi ve arkasını dönüp erkeklere orta parmağını gösterdi. Ben gülerken havadaki elini indirdi ve elini benim koluma soktu. Beraber o şekilde bahçeden dışarı çıkıp yürümeye devam ettik.
Önümüzdeki Mert bize dönünce aniden durdu. Kaşlarını hafifçe çatarak manzaranın garipliğine baktı. Ortada Nehir, sol yanında Nur ve sağ yanında ben kol kola, sarmaş dolaş bir haldeydik. Mert bir süre anlamayan gözlerle bize bakınca, önce Nehir ardından biz sesli bir şekilde gülmeye başladık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESKİZ DEFTERİ (bxb) +18
Romance"Mutlu olduğun her anı resmetmen gerek bu deftere. Yoksa amacı kalmaz," dedi. "O zaman her resimde sen de olacaksın demek oluyor bu."