Elimdeki kalemi kitapların üstüne fırlatarak kendimi sırtüstü yatağa attım. Sırtım o kadar çok ağrımıştı yatar yatmaz büyükçe bir oh çektim. Bu Allah'ın cezası ödevler bitmek bilmiyordu ve sınav haftası da yaklaşıyordu. Birinci sınavlarım iyi geçmişti ve ikincilerde de batırmamam lazımdı. Ayrıca sınava hem kendim çalışıp hem de Mert'i çalıştırmam gerekiyordu. Çünkü almış olduğu uzaklaştırma nedeniyle çok fazla açığı olacaktı ve onları kapatmak gerekiyordu.
Mert aklıma gelince ona eve geldiğimden beri mesaj atmadığım aklıma geldi. Sırtımı yataktan kaldırmadan bir solucan gibi sürünerek komodine yaklaştım ve telefonu elime aldım. Şimdi de Mert'in profiline çatık kaşlarla bakarak ona ne mesaj atacağımı düşünmeye koyuldum. Gidip de nabüyün len mert böcükü yazamazdım ki. Artık ciddi bir ilişkimiz vardı.
Nasılsın Mert? diye yazmak da sanki abartıydı. En iyisi naber yazmaktı. Ama nasıl yazacaktım ki n'aber diye mi yoksa direk naber mi?
Ben bu saçma şeyleri düşünürken Mert'in çevrimiçi olduğunu gördüm. Heyecanla doğrularak oturur pozisyona geldim. Uzunca bir süre çevrimiçi yazısına baktıktan sonra yazıyor... hâline gelince ani bir heyecanla telefonu kapatıp yere fırlattım.
Birkaç saniye sonra bildirim sesi gelince ben hâlâ midemdeki yanma hissiyle telefona bakıyordum. Ardından ona patlamaya hazır bir bombaymış gibi yavaş yavaş yaklaştım. Elime alınca ekranın sol köşesinde küçük bir çatlak olduğunu fark ettim. Artık nasıl fırlattıysam telefonu..
Mesaj bölümüne girmeden bildirim çubuğundan mesajı okumaya çalışırken birden titreyen parmağımın ihanetine uğradım ve mesajı açtım. Hain parmak.
Napıyosun Günay? Ödevlerin bitti mi?
HAHAHAHAHAHA BEN YAZINCA ÇEVRİMDIŞI OLMAN BİR TESADÜF MÜ??
Müneccim boku mu yemişti bu adam? Hızlı hızlı yazarken kelimeler saçma sapan harflerle çıkıyor, bazıları hiç çıkmıyordu.
Yo ne alaksi var canim? Anennm cagirdi o yuzn gemen cikamk zorinda kaldim.
Mesajı atar atmaz ses kaydediliyor yazınca heyecanla beklemeye koyuldum. Mesaj gelince sesi son ses açıp dinlemeye başladım. Açar açmaz Mert'in kahkahasını duyunca başta irkildim. Sonrasında ben de gülmeye başladım. Onun kahkahasını duydukça benim de gülmem durmuyor aksine şiddetlenerek artıyordu. Odamın içini hem onun kahkahası hem de benimki doldurunca merdivenlerde ayak sesi duydum. Kendimi durdurmaya çalıştım ama yapamadım. Kapı iki kez tıklatılınca ayağa kalkıp açtım.
Gülmekten titreyen omuzlarımla, yaşaran gözlerimle ve otuz iki dişimle beni gören annem, "İyi misin? Odanda ağlıyorsun sandım. Ne bu gürültü?" diye sordu şaşkın bir tavırla.
Kahkaham dinmiş bir hâlde elimdeki telefonu havaya kaldırarak, "Mert ses atmış ona gülüyordum," dedim.
Annem gözlerini devirdi ve söylenerek merdivene yöneldi.
"Ey Allah'ım sen benim aklıma mukayet ol. Millet deliye hasret biz akıllıya."Kapıyı kapatarak tekrar yatağa döndüm ve Mert'e mesaj atmaya devam ettim.
Senin attığın sesi dinlerken ben de gülmeye başladım ve annem odaya geldi ÖDHEHWİHDÖDAXHXĞHSXH
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESKİZ DEFTERİ (bxb) +18
Romance"Mutlu olduğun her anı resmetmen gerek bu deftere. Yoksa amacı kalmaz," dedi. "O zaman her resimde sen de olacaksın demek oluyor bu."