E22

44.1K 2K 2.3K
                                    

Angèle - Bruxelles je t'aime

(Sizi nasıl özlemişim varya anlatamam.♥️)

Oy ve yorumlarınızı eksik etmezseniz çok sevinirim.
Keyifli okumalaaarrr. 🧘🏻‍♀️


Her etkiye karşılık eşit ve zıt bir tepki vardır.

Bunu Yağız söylemiyordu, bunu bizzat bilim bir yasa olarak açıklıyordu. Her eylemin aynı ölçüde ve belkide büyüyerek size geri dönüşü mutlaka oluyordu. İnsanlar birbirine etki ederken aynı zamanda bu etkinin milyarlarca olasılığı içinde barındırdığını her daim unutuyorlardı. Çekirdeğin içindeki güç, diye tanımlıyordu bunu Yağız. Kendince. Her davranışın bir sonucu vardı. Yağız avucunun içini dolduran yumuşak beyzbol topunu karşı duvara fırlatıyor ve aynı hızda kendisine geri gelişini seyrediyordu. Bu hareketini defalarca kez tekrar ederken bakışları yatağının sol çaprazında açık kalan laptopuna kaydı. Bunu bilinçsizce yapmıştı. Tarih göstergesi, başından beri kavuşmak istediği eski günlerine yaklaşıyordu. Eşlem'den tamamiyle kurtulacak mıydı yani?

Fakat içinde oluşan sıkıntının düne kıyasla biraz daha arttığını hissediyordu. Dakikalar evvel yine ve yeniden bir kez daha yazdığı eleştirinin bir kısım topluluk tarafından keyifle karşılandığını biliyordu. Morali yerine gelmesi gerekmez miydi? Hem ona en çok haz veren durumlardan biri, eylemini yazılı olarak ifade edip onlarca vatandaşa ulaştırmak değil miydi?

Neyi vardı?

Kendine bunu sormaktan bıkmayacaktı.

Avucuna son defa çarpan topu parmaklarının arasına hapsederken sırtını yatağının başlığına biraz daha bastırdı. Topla birlikte havada kalan eli yanına çoktan düşmüştü. Kafasını geriye atıp dekoratif aynalarla kaplı tavandan bulanık yansımasını izlemeye koyuldu. Gözlüğünü son zamanlarda ısrarla takmamaya devam ediyordu. Tüm düşüncelerinin ve fikirlerinin altına gömdüğü bir kızla göz göze gelmek içindi belkide. Etrafı net olmasa da şu an kafasının içini irisleri gün ışığına bakıyor olsa dahi izleyebilirdi. O'nu henüz kanı damarları içinde dolaşıyorken görebilme şansına sahip miydi? Bu olasılık onun için hala geçerli kılınacak mıydı? Kestiremiyordu.

Eşlem...

Yağız'a ne yapmıştı böyle?

Zamanları dolmak üzereyken bu vaziyet hiçte adil değildi. O'ndan uzaklaşmaya başlaması gerekmez miydi? Yutkundu, beklediği tek şeyin belli belirsiz bir mesaj yada kelime tümceleri olduğunu biliyordu. İki gündür iletişim kurmamalarının bu denli can sıkıcı olması Yağız'ı korkutuyordu. Eşlem hakkında herhangi bir haberi almaya, tatlı bir atışmaya ve en çokta konuşmaya ihtiyaç duyuyordu. Sanırım yollarının nasıl ayrılacağını bilmeden, Eşlem'le son üç günün tadını çıkarmaya hakkı vardı.

Eşlem: böyle anlaşmamıştık Yağız

Eşlem: her gün konuşacaktık, neden yazmıyorsun?

Yağız: Belki de senden bekliyorumdur ilk adımı. Bak kendin de diyorsun, her gün konuşacaktık diye. Sen niye yazmıyorsun?

EŞLEŞME +18 | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin