0.7.

960 58 7
                                    

'kalbimde bir yerde bir orman yanıyor.'

*

Mayısın ikinci pazar günü. Dünyanın her noktasında bir kez daha annelerin önemi hatırlatan o gün. Tam üçüncü anneler günüydü bu annemsiz geçireceğim. Öncesinde her sabah babamla beraber ona kahvaltı hazırlardık, bu ailemizde bir gelenek haline gelmişti. Fakat şu an bugünün Ramazan ayına denk gelmesinden dolayı böyle bir şeyi Elif teyzeye yapamamıştık. Ama günümüz Ozanla benim eve sessizce girme çabamızla başlamıştı. Ben elimde papatya demetini tutarken Ozan da elindeki hediye paketini bana uzatmıştı. "Sen bekle, ben annem salonda mı diye bir bakayım." dediğinde üzerinden çıkarttığı ceketi vestiyere asmıştı. Ona kafamı salladığımda birkaç saniye sürmedi tekrar dönmesi. Orada olduğunu belirterek kafasını salladı.

Elimdekileri ona verip ben de üstümdeki hırkayı çıkarttığımda salona ilerledik beraber. Koltuk hemen kapının karşısında oturduğu için Elif teyze de Tarık amca da aynı anda bizi görmüşlerdi. "Anneler günün kutlu olsun!" dedik elimdeki çiçekleri tek elime alırken. Muhtemelen böyle bir şey bekliyor olmalılardı çünkü her anneler gününü kutladıklarını söylemişti Ozan. Ancak bu sefer Alaz burada değildi.

"Ya canlarım." diyip bize teker teker sarıldığında elimdeki çiçekleri uzattım ona. "Kuşlar bana en sevdiğin çiçeğin papatya olduğunu söyledi." dedim gülerek. Ben hemen onjn yanına otururken Tarık amca kolunu omzuma attı. "O kuşlar böyle 1.82 boyunda kuşlar olabilir mi?" diye sordu gülerek Ozan'dan bahsederken. Kabul ediyorum, doğru tahmin yapmıştı. Buna hepimiz birden gülerken "Çok güzel bunlar, çok teşekkür ederim çocuklar." dedi Elif teyze bakışlarını çiçeklerinden alamazken. Bu sırada Ozan almış olduğu hediyeyi de ona uzattı. İçerisinde mor bir elbise olduğunu biliyordum, almadan önce fikir almak için fotoğrafını atmıştı bana.

Tarık amcanın kolu omzumda olduğu için konumumu bozmadan rahatça onun omzuna yaslandım. Tek bir anlığına bana sarılan kolun babama ait olduğunu hissetmek istedim. Hani kitapların ana karakterleri hep ailesinden yaralıdır da baba sevgisini başka bir adamda arar ya... Benim babam öyle değildi. Ben hiçbir zaman babamsız yaşayabileceğimi düşünmemiştim, sanki ben ölene kadar o benimle beraber var olacaktı. İşte hayattan beklentilerimin suya düştüğü en önemli noktalardan biriydi babamın hastalanması. O hayata gözlerini kapatana kadar da hep kalkıp yine eski hayata döneceğimize inanmıştım. Onun kaybının ben de bıraktığı etki tarif edilemezdi.

Ozan'ın hediyesini açtığında Elif teyzenin yüzünden mutluluğu okunuyordu. Şu an annem hayatta olsaydı belki de bu anneler gününü hep beraber kutluyor olacaktık. Elimde bir papatya demeti yerine tek bir gülle anneme sarılıyor olabilirdim şimdi. Doğruyu söylemek gerekirse eğer annemin fotoğrafları olmasaydı muhtemelen şu an yüzü hafızamdan silinmiş olurdu. Ama olay şu ki, ben annemi zaten bana kazandırdığı duygularla fazlasıyla hatırlıyordum. Bu yüzden ne zaman bir anneler günü yaşasam, ne zaman annemin doğum gününü veyahut ölüm yıldönümü yaşasam kalbimin içinde bir şeylerin eksik olduğunu hep bileceğim.

Ve asıl mevzuya gelirsek... Bugünün değeri benim için apayrı. Diğerlerinin dikkatini çekmeden sağ elimi yavaşça karnıma kapattığımda o duyguyu hissetmek istedim. Ölmeseydi bende yaratacağı annelik duygusu nasıl bir şey olurdu? Eğer yaşıyor olsaydı şu an ilk anneler günümü kutlarlardı belki çevremdekiler. Her ne kadar onu zamanında istememiş olsam da... Kaybının benden eksilttikleri çok fazlaydı. Ve ben bugün ilk defa anneler gününde bir anneydim. Her ne kadar o şimdi karnımda olmasa da.

"Vera. Senin de bir hediyen vardı?" Ozan'ın bana seslenmesiyle elimi karnımdan çektim. Birkaç saniye duruma odaklanmak isterken konunun benim hediyeme geldiğini fark etmiştim. Koltuğa bıraktığım çantamı alıp içini açtığımda benim biletimin yanında olan bir diğer bileti aldım. Bugün akşam iftardan sonraya almış olduğum biletle İstanbul'a uçacaktım. Ve bence yanımda Elif teyzeyi de götürüp Alazla buluşturmak onun için güzel bir hediye olabilirdi. "Dedim ki bir anne için en güzel anneler günü hediyesi, çocuğunun yanında olması olurdu sanırım." dedim gülümseyip bu içimde büyük boşluklar hissettiren cümleyi kurarken.

YARA İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin