1.4.

581 41 9
                                    

Bu bölümden önce
Samida-Adjaruli Gandagana
şarkısını dinlemenizi öneririm. Medyaya bırakıyorum. İyi okumalar 💙

*

Derin'den

Gül Güzeli şarkısı ikinci defa başa sarıldığında arabanın camlarını açıp derince bir nefes aldım. Bu aralar uzun yolculuklarda sürekli araba kullanmak zorunda kaldığım için alışmıştım bu duruma ama yine de çok sıkıldığım gerçeği bir türlü değişmiyordu. "Değiştir şu şarkıyı ya Derin." dedi hemen yanımda oturan Ozan. Aynı anda telefona uzanmıştı ancak izin istercesine bana baktı. Zaten müzik listemin açık olduğu telefonu benim de kafamı sallamamla eline almıştı. "İçim karardı gerçekten." demişti müzik listesinde gezerken gülerek.

Oysa bu şarkı benim içimi karartmak bir yana dudaklarımda daha farklı bir tebessümün oluşmasına sebep oluyordu. Yine de değiştirip daha hareketli bir şeyler açmasına hiçbir şey demedim.

Ozan "Ne kadar yolumuz var?" diye sorup arkasına yaslandığında "Yarım saatten daha az." diye cevapladım. Babam ve Tarık amcaya da gelebileceklerini, arabada yer olduğunu söylemiştim ancak onlar yalnız kalmayı tercih ettiklerini ve gelmeyeceklerini söylemişlerdi. Ozan'ı ise yalnız kalmamak için zorla yanımda götürüyordum aslında. Her ne kadar kuzenim Serdar, Antalya'dan gelecekse olsa da onunla yıldızlarımızın pek uyuşmadığı kesindi.

Virajlı yoldan geçerken sakince telefonumu kontrol ettim bildirim var mı diye. Olmadığını görüp tekrar yerine bıraktığımda aklıma bir hafta önce Vera'nın beni korku dolu sesiyle araması gelmişti. O günden sonra defalarca uzun uzun konuşmuştuk. Dimitri'nin aslında Rusya'da olduğuna çok emindim, denizdeki silahlı çatışmaya karıştığından dolayı bir süre Türkiye'ye dönmeyeceğini düşünüyordum ancak yine de her ihtimale karşı bunu kesin bir dille söyleyemiyordum ona. Yine de muhtemelen bir güvende olma hissiyatı sağlayabilmiştim onda sanırım, ilk aradığı güne çok daha emindi kendinden bu aralar.

Yaklaşık yirmi dakika sonra bizim köyün tabelasını gördüğümde gülümsedim. Bu yol yorgunluğunu atmak için bir yere bırakmak istiyordum artık kendimi. Arabayı meydana sürmek yerine oraya yakın bir yere park ettim. Kına için oraya başka hazırlıkların yapılabileceğini düşünmüştüm. "Burada inelim, biraz yürümemiz lazım." dediğimde Ozan da yolun bitmiş olmasının rahatlığıyla nefesini bıraktığını duydum. "Sonunda." dedi benimle beraber arabadan inerken. Ben üç haftalık hazırladığım valizimi bagajdan çıkartırken o da sırt çantasını almıştı eline. Benim de yönlendirmemle meydana yol alan sokağa yürüdük.

Gözlerim etrafta tanıdık bir yüz ararken meydana gerçekten sandalye taşındığını görmüştüm. "Kına burada mı olacaktı?" diye sordu Ozan etraftaki hazırlıkları görünce. Kafamı ona salladım ama aynı zaman içerisinde Barış'ı görmüştüm. Sarı saçlarıyla diğerlerinin arasından sıyrılıyordu zaten. Onun da bakışları beni bulduğunda yüzünü bir gülümseme kapladı. "Ooo Derin, hoş geldin. Sen uğrar mıydın buralara yahu?" diye sorarken yanıma yaklaşmıştı bile. Ben valizi kenara bırakıp sarıldım ona. "Eh işte. Bir bakayım herkes neler yapıyor diye geldim." dedim gülerek ondan ayrılırken. Hemen ardından "Arkadaşım Ozan." diyerek tanıttım Ozan'ı. Ancak Barış'ın "Aa Vera'nın süt kardeşi Ozan sen olmalısın o zaman." demesini beklemiyordum. Açıkçası Vera'yı tanıyor olmasını da beklemiyordum aslında.

"Evet, benim." dedi Ozan, Barış'ın kendini tanıtmasıyla onun elini sıkarken. Barış bana dönüp "Araba nerede?" diye sorduğunda arkadan birinin ona seslenmesiyle cevap vermeyi erteledim. "Barış abi, bilgisayarda bir sorun var bakar mısın?" diye sordu daha önce köyde birkaç defa gördüğüm ama adını bilmediğim bir çocuk. Barış bana dönüp "Ben bir bakayım." dediğinde bizim de eve geçeceğimizi söyleyerek  vedalaştık. Hemen ileride yine aynı yere park edilmiş traktörün olduğu yokuşlu sokağa yöneldik. Bu sırada Ozan da telefonuna sürekli gelen bildirimi cevaplıyordu. Sokağın sonundan sağa döndüğümüzde bakışlarım anneannemin evine kaydı. En son geçen sene gelmiştim buraya.

YARA İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin