Selamlar herkese!Hiç uzatmayacağım pimi çektim, bölüm sizde. Keyifli okumalar...
14. Bölüm: Tutsak Ruhlar
Sanki ölüm yanı başımızdaydı. Her geçen saniye daha çok yaklaşıyorduk. Neden içimde bu his vardı ki? Sadece çok yorulduğum için mi böyle düşünüyordum?Altı ayak sesi, koşmaktan net göremediğim yollar, havaya karışan toz bulutları, zorlukla oksijen dolan ciğerlerim... Çok zordu, sanki hem ölümden kaçıyorduk hem de kucağına doğru koşuyorduk. Az daha nefes almazsam ölecektim. Ama bu beni durdurmuyordu. Bacaklarıma söz geçirmiyordum, durmuyorlardı. Benden bağımsız bir parçaydı sanki.
Boran, Esin, Açelya, Mira, Kerem ve ben. Bu sırada koşuyorduk. Önümüzde karanlık ve gittikçe darlaşan uzun bir tünel vardı. Sanki sonsuz uzaklıktaydı. İlk başta yer yer olan sarı ışıklarda yoktu artık. Koyu bir karanlık hakimdi.
Yaklaşık on dakika olmuştu. Aklımda notta geçen cümleler yankılanıyordu. Gerçekten bir kapı var mıydı? Doğru yolda mıydık? O altı kişi gerçek miydi yoksa bizi korkutmak için yapılan bir numara mıydı? Hepsinin cevabı koca bir belirsizlikti. Daha fazla düşünmenin gereksiz olduğuna karar verip önümdeki yola daha çok dikkatimi verdim.
Zorlanıyorduk. Bunu nefes alıp verişlerimizde hissediyordum. Sanki uzun maraton koşusundaydık, durmak imkansızdı. Alnıma ter damlaları birikmişti. Bir yandan koşarken bir yandan elimin tersiyle alnımı sildim.
O sırada birden Açelya yere düştü. Sanki bacakları onu tutmamış gibiydi. Yere düşerken çıkardığı ses hepimizin durmasına yol açtı. Hızla yanına gittim. Nefes alamıyor gibiydi. Hızlı hızlı nefes almaya çalışıyor ama başarısız oluyordu. Çok tuhaftı. Ama onun nefes alamaması benimde nefessiz kalmama yol açıyordu. Çıldırmak üzereydim.
-"Açelya, iyi misin?" diyerek telaşla yanına gelen Mira oldu.
Ama Açelya cevap veremiyor sadece nefes almaya çalışıyordu. Onun çaresiz çırpınışlarını görmek bende büyük bir yara açıyordu. Eğildim ve önüne düşen saçlarını geriye attım.
-"Açelya, sakin ol. Sakince nefes almalısın." dedim çaresizlikle. Neden olmuştu bu? Hepimiz koşmuştuk ama sadece Açelya böyle olmuştu. Nefes nefese Açelya'nın başında toplanmıştık.
-"Açılın, daha rahat nefes alması lazım." dedim telaşla. Herkes geriye çekildi. Sadece ben vardım yanında. Hala aynıydı ve sanki daha kötüye gidiyordu.
-"Sakin, daha sakin. Hadi yapabilirsin" diye mırıldandım. "Neden böyle oldu?" dedim. Oysa konuşacak durumda değildi. Ve ben... ben ne yapacağımı bilmiyordum. Elimde olsa nefesimi verirdim ama elim kolum bağlıydı.
-"A-a..." diyebildi sadece. Boğulacak gibiydi.
-"Tamam konuşma, daha sakin nefes al sadece!" dedim yüksek sesle. Endişe her yerimi ele geçirmişti. Dediğimi uyguluyordu ama etki ettiği söylenemezdi.
-"Açelya, biz yanındayız. Sakin olmalısın lütfen." dedi Esin. Kafamı kaldırdığımda herkesin yüzünden korku akıyordu.
-"A-as..." diye mırıldandığında tekrar ona döndüm." Astım...ım v-var." dedi zorlukla.
Cümlesini tamamladığında yüzüm aniden değişti. Astım demişti. Açelya astım hastası mıydı? Karşımda nefessiz çırpınışları demek bu yüzdendi. Kafayı yemek üzereydim. Korkunç bir durumla karşı karşıya kalmıştım. Hiçbir şey yapamamak beni bitiriyordu. Korkudan nefesimi tutmuş, deli gibi düşünüyordum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutsak Ruhlar
Teen FictionKaranlığa mecbur bırakılırsanız , artık karanlıktan korkmaz ona alışırsınız . Biz 6 öğrenci , 6 insan ya da 6 önemsiz kişi ... Her sene geldiğimiz öğrenci yurduna bu sene her şeyden habersiz bir şekilde geldik . Geldik ve her şey bitti . Hayatımız b...