Düşes'i de alıp yeni evime yerleşmiştim. Babam ondan hoşlanmıyor diye annemin evinde kalıyordu. Her gün gidip gelsem de, yan yana olmamamız biraz canımızı sıkıyordu.
Şimdi beraberdik, ama hayatımın en değerlisi yoktu. Muhtemelen affetmezdi beni.
Çalan telefonlarıma bakmadım. Provaya gitmeyecektim. Sahneye de çıkmak istemiyordum.
Kollarımın arasındaki düşes ile uykuya daldım. Sanırım bir süre kaçacaktım.
___
Kapı alacaklı gibi çalarken gözlerimi araladım. Düşes ben uyuduktan sonra çoktan kalkıp gitmiş olmalıydı. Ortalıkta yoktu, sesi de çıkmıyordu.
Bu sese karşı tepki vermemesi oldukça şaşırtıcı bir durumdu.
Yavaşça kapıya yürüyüp açtım. Açtığım an havalandım.
Yakamdan tutup beni kaldıran adamın gözlerinin içine baktım.
"SEN BENİM KIZIMA NASIL GERÇEKLERİ SÖYLERSİN ULAN!? BEN SANA DEMEDİM Mİ SENİN GİBİ ÇOCUĞUM YOK DİYE!?"
Beni yere fırlatırken hâlâ bağırıyordu.
"SEN ABİSİ DEĞİLSİN ONUN! DAYI OLARAK BİLE TANIMAMALIYDI SENİ! SEN BİR YUVAYI YIKAN HERHANGİ BİR ŞEYSİN! İNSAN BİLE DEĞİLSİN DUYDUN MI BENİ? İNSAN BİLE DEĞİLSİN GÖZÜMDE!"Ayağa kalkarken mırıldandım.
"Annemle senin aran benim yüzümden değil, senin yüzünden bozuldu."Başım sağa giderken, yanağımdaki sızı pek şaşırtıcı değildi.
"SEN OLMASAYDIN HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAKTI!"
"Bok olurdu senin bu bencilliğin ile."
Elini kaldırıp yeni bir tokat için hazırlanıyordu ki bileğini bir el kavradı.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun? Madem o senin oğlun değil, o zaman benim kardeşim. Ve sen o çocuğa karımın kardeşi diye saygı duymak zorundasın. Bana daha iki gün önce bir daha Vefaya vurmayacağına dair söz verdin. Rüstem, kendine gel! O çocuk doğdu sadece, annesi doğumda bile ölmedi ki. Onu bunun için suçlayamazsın. Sırf büyürken yanında olmamanın pişmanlığını bu çocuğu döverek çıkartmazsın. İlk tanıştığınızda telafi edebilirdin belki ama artık edemezsin Rüstem. Artık kabullen ve kendine gel. Yoksa sana dava açarım. Yemin ediyorum ki yaparım. Üstüne seni boşar Verayı ömrün boyunca görmene izin vermem. Ben bunu yaparım. Karını tanımıyorsan, devam eder ve atarsın bu tokadı."
Ceylan elini çekti, babam olarak sıfatlanan adam bir bana bir karısına baktı. Elini indirdi.
"Öyle olsun, ama bu hâlâ seni insan olarak kabul ettiğim anlamına gelmez çocuk."
"Bende seni pek insandan saymıyorum, sorun yok."
Sinirle parlayan gözlerine baktım. Zafer gülümsememi bir ses bozdu. O an, duymayı hiç istemeyeceğim bir ses...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kemanist'
Short StoryPiyanist'in ikinci kitabıdır.. "Anlamıyorsunuz, sizin yardımınıza ihtiyacım var benim. Sıkıntımı herkese anlatamam. Yalnız bir yahut iki kişi. Sanatçı dünyasında yere düşeni kaldırmazlar Vefa bey. Benim güvenebileceğim bir siz varsınız."