37

43 4 0
                                    

Uzanıp dudaklarını öptüm, sonra burnunu, çenesini, alnını, göz kapaklarını.

Uyanması gerekiyordu artık, çünkü ben o kapakların altında yatan hareleri özlemiştim.
"Rahat dur," diyerek bana arkasını döndü. Ona biraz daha yaklaşıp sarıldım. Çenemi omzuna koyup mırıldandım.

"Uyanma vakti, provana geç kalacaksın."

"Vefa, bensiz çalsınlar."

Boyun girintisine girip burnumla orayı gıdıkladım. "Kalkman gerek sevgilim."

"Kalkamam hiçbir yere, burası çok rahat." Yüzünü bana dönüp bacaklarını belime doladı.
Yatağın içinde bunu nasıl başarmıştı hiçbir fikrim yoktu.

Biraz daha böyle kalabileceğimizi düşünürken, telefonum çaldı. Pozisyonumuza zarar vermeden telefonumu alıp açmayı başarmıştım.

"Abi, nasılsın?"

Bana abi demesine hâlâ alışamamıştım. "İyiyim Veracım, sen nasılsın?"

"Bende iyiyim, annem eğer sen izin verirsen birkaç gün sende kalmama izin verdi. Söz verdiğin gibi pizza yiyip bambi izleriz."

Gülümsedim. "Tabi, biz Rana ablanla seni bekliyoruz."

"Kapıyı açar mısın o zaman, kapıdayım."

Hızla yerimden doğruldum, benim doğrulmamla mecburen Rana da kalkmıştı. "Ne oluyor Vefa? Kalkacaksan haber versene ya. Sana yapışıkken kalkma bir daha."

Uykulu sesiyle beni azarlamasını duymayarak onu kendimden ayırdım. Dolaptan üstüme bir tişört alarak hızla kapıya yöneldim.

"Vera gelmiş hayatım, ona kapıyı açacağım."

Rana geri yattığı yerden doğruldu. "Ay görümcem mi gelmiş, bir dakika."

Ben telefonu kapatıp, kapıyı açınca elinde sırt çantası ile bana bakan güzelliğe gülümsedim.

Ben, artık müzisyen olmadığımı kabullenmiştim sanırım, Veraya bakınca eskisi gibi kaçasım gelmiyordu.

"Gitarımı da getirecektim ama annem kızdı."

Gülümseyerek saçlarını öptüm. "Önemli değil, başka zamana artık. Hadi gel, kahvaltı yaptın mı?"

"Annem dedi ki, abin olacak o vasıfsız sana hazırlasın. Benim işim gücüm var canım."

"Ceylan böyle mi dedi benim için?"

Çipil çipil gözlerini bana dikip gülümsedi. "Evet ama üzülme, çok seviyor seni. Ben sana gelmek için ağlayınca sana sinirlendi. Dedi ki, sen küçükken de hep böyle ağlatırdı seni o geldi aklıma."

Veranın elindekileri alıp koltuğa bıraktım. "Gel mutfağa gidip beraber hazırlayalım. Hem sen telefonu nereden buldun?"

Buzdolabını açıp bana sucuk uzatırken güldü. "Evden çıkarken anneminkini aldım, haberi yok."

Yanına yaklaşıp yavaşça kulağını çektim. "Yaramazlık yapma. Annen eve girmeden neden gitti?"

"İşi varmış, bilmiyorum bırakıp gitti hemen."

Yanağından makas alıp sucuk doğramaya başladım. O esnada yatak odasından Rana çıktı. "Hoşgeldin kız görümce"

Vera gülerek yanına yaklaştı. "Ben görümce miyim? O ne demek?"

"Sevgilinin kız kardeşleri görümcen olur. Bende senin yengenim."

"Hoşbuldum kız yenge"

Gülerek onlara döndüm. İyi anlaşıyor olmaları gerçekten çok güzeldi. İkisi de vazgeçilmez dediğim insanlardandı benim için.

"Vera, abine kahvaltıyı kitleyip, bahçede Dük ile mi oynasak?"

Vera bunu onaylama ihtiyacı bile hissetmemiş koşarak bahçeye çıkmıştı. Rana bana gülerek göz kırptı, "kolay gelsin sevgilim."

Kemanist' Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin