Aynı gün, akşam saatleri
"Sakın eve gelince kavga çıkarma Ceylan! Sakın!"
Elinde vazoyla bana yürüdü. "Kafasında kıracağım ben bunu! Edepsiz! Bir insan bunu nasıl yapar ya!? Kendi kızına yapılsa ortalığı ayağa kaldırır! İş oğluna gelince ne değişiyor!?"
Ellerimi saçlarıma geçirip bağırdım. "YETER! YETER BEN OĞLU DEĞİLİM ONUN! ANLA BUNU OĞLU DEĞİLİM! HİÇBİR ŞEYİ DEĞİLİM OLMAK İSTEMİYORUM! Ben kimsenin bir şeyi olmak istemiyorum."
Yere çöktüm. Gücüm kalmamıştı artık. Umudum da, huzurum da yoktu.
Kapı açıldı o an, iki ayak sesi duydum. Biri hızlıydı, Vera gelmişti anlaşılan.
"DAYI! DAYI BAK BABAM BANA NE ALDI?"
Koşarak yanıma gelmiş elinde tuttuğu oyuncağı gösteriyordu. Gülümseyip sarıldım ona.
Haksızlık etmişim, huzurum varmış işte benim."Çok güzel canım benim, hep gülerek oyna onunla olur mu?"
"Vefa, hadi siz Vera ile oynamaya gidin parka falan."
"Yok, yorgundur o," demekle yetindim. Gidersem olacakları nasıl kontrol edebilirdim ki? Ya Ceylan'a bir şey olursa?
"Dayı! Gidelim! Annem de izin verdi bak!"
Saçlarını severek gülümsedim. "Hava karardı güzelim."
Kapıdaki adam sertçe konuştu. "Kızımı bir yere götüremezsin çocuk. Ama sen nereye istiyorsan git, cehenneme kadar yolun var."
Vera kocaman gözleri ile babasına baktı. "Bende dayımla gideceğim! Değil mi dayı?"
Babamın sesinin yükseleceğini fark ettiğim an Veranın kulaklarını kapadım. Bir kulağı göğsüme gelecek şekilde başını bastırarak kulaklarını kaparken tek elimle de kucakladım onu.
"Onun yanında bağırmaya kalkma, yemin ederim ömrümün hıncını senden çıkarır ve boğarım seni adam! Bu çocuk kavga içinde büyümeyecek!"
Vera'yı da alıp hızla çıktım evden. Evden uzaklaşınca başını serbest bıraktım.
"Neden kapadın? Duyamadım!"
"Her şeyi de duyma, cimcime."
Omzuma vurdu. İnleyip duraksasam da yoluma devam ettim. Kucağımda olmaktan faydalanıp beni öldürmese iyiydi.
"Nereye gidiyoruz? Bari üstümü değiştirseydim! Hâlâ okul kıyafetimleyim!'
"Alırız yoldan bir iki parça kıyafet. Amma nazlandın."
Önüme gelen ilk yere onu sokup bir şeyler beğenmesini bekledim.
"Dayı, nereye gidiyoruz? Ona göre giyineyim?"Bu tavrına kahkaha attım. "Aç mısın?" Diye sordum, sorusuna aldırmadan.
"Aşk olsun, her zaman!"
Gülümseyerek saçına bir öpücük bıraktım. "Köfte ekmek yemeye gidiyoruz o zaman."
Koşarak elinde bir tayt ve tişörtle gelince ona bir bakış attım. "Kış ayındayız git kazak al"
"Ama.."
"Vera, sen o tişörtü nereden buldun hem? Kazak al dedim."
"Dayııı!"
Elimle yüzümü sıvazladım. "Yazın giymeye söz verirsen onu da alırım. Şimdi git kazak bul canım, hadi. Taytı da bırak, pantolon neyine yetmiyor!?"
Beni tınlamadan koşarak gitti.
Bu kız, beni çıldırtacaktı yeminle!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kemanist'
Cerita PendekPiyanist'in ikinci kitabıdır.. "Anlamıyorsunuz, sizin yardımınıza ihtiyacım var benim. Sıkıntımı herkese anlatamam. Yalnız bir yahut iki kişi. Sanatçı dünyasında yere düşeni kaldırmazlar Vefa bey. Benim güvenebileceğim bir siz varsınız."