Gözlerime vuran ışıkla uyandım. Tek elim gözüme giderken etrafıma bakındım. Koltukta yatıyordum. Üstümdeki ağırlığa bakıp gülümsedim.
Çok güzeldi, çok masumdu. Ne sevap işlemiştim de, hayatıma girmişti?
Yaklaşık bir yarım saat sonra, uyandı. Onu izleyen beni görünce gülümsedi.
"Günaydın."Uzanıp burnuna bir öpücük bıraktım. "Şimdi aydı işte."
Ona kollarımı sarıp ayağa kalktım. Refleks olarak bacaklarını bana doladığında kıkırdadı. "Vefa, ne yapıyorsun? Bırak beni. Yeni uyandım, kim bilir ne kadar çirkinim. Hem elin kırık senin, canın acıyordur."
Kafamı geri çekip ona baktım. Gözündeki çapağa, kurumuş dudaklarına..
"Ben bir kusur göremedim."
Gülerek omzuma vurdu. "Duş alacağım, lütfen bırak beni."
Huysuzca omuz silkerek onu mutfak tezgahına oturttum. "Kahvaltı hazırlarken orada durmazsan olmaz. Yemeğe lezzet katmam için buralarda olmalısın."
Sol elimi kullanarak bir kahvaltı hazırlamaya koyuldum.
"Ya, vıcıklaşma.."
Gülerek buzdolabını açtım. Kahvaltılık bir şeyler çıkarırken bana seslendi.
"Efendim hayatım?"
"Ne yapacaksın, Ceylanı yani.. Tadımız kaçsın istemiyorum ama.."
Bir süre hareket edemedim. Kendime gelince gülümseyerek ona döndüm. "Hiç önemli değil, istediğini sorabilirsin. Ne yapacağıma gelirsek.. açıkcası bilmiyorum Dalga. Sanırım hiçbir şey olmamış gibi davranacağım."
Sözümü bitirmemle zil çaldı. Hemen tezgahtan inip gülümsedi, "ben bakarım, sen çayın altını aç."
Birkaç dakika sonra, ben yumurtaları çırparken biri bacaklarıma sarıldı.
"Ben geldim dayı, Düşes bahçede mi? Onunla oynasam olur mu?"Hiçbir şey olmamış gibi mi davranacaksın? Abin burada paramparça Vera.
Elimdekileri bırakıp çömeldim. "Hoşgeldin canımın en içi. Bahçedeydi en son, git bak istersen."
Yanağımı öpüp bahçeye koştu. Ayağa kalkarken, özellikle kapı tarafına bakmıyordum.
"Vefa, biliyorum görmek istemedin ama. Vera çok ısrar etti."
Gözlerimi yumdum. Kızın ısrar etti diye değil, beni merak ettin diye gelseydin keşke. Git ama gitme. İkisini de aynı anda istiyorum Ceylan.
"Sadece onun için geldiysen, onu bıraktın. Artık gidebilirsin."
Birkaç adımda yanıma ulaştı. "Veranın istemesi önemli değil, seni çok merak ettim. Ama çekindim, yanına gelmekten.."
"Ceylan, kaldıramıyorum."
Elini saçlarıma geçirip kafamı boynuna gömdü. "Yapamıyorum, başaramıyorum Ceylan. Çıkmıyor aklımdan. Her şeyimi kaybettim sanki. Benim annem öldü Ceylan!"
Yere çöktük. Bir anda gözlerimden süzüldü yaşlar. Bağıra bağıra ağladım. Mutfağa giren, çıkan önemli olmadı. Bağıra bağıra ağladım.
"Annem Ceylan! Onu geri getir yalvarırım! Annem!"
Hıçkırdım, defalarca. Sesim kısılana kadar ağladım. Gözümden yaş akmayana kadar..
Omzuma bir el dokundu, gözlerimi daha sıkı yumdum. Küçük bir kardeşim olduğunu ilk defa unutmak istedim.
Korktum, ona kızgın kalmaktan korktum."Abi, lü-burnunu çekti- lütfen sakinleş. Ağlama daha fazla.."
"Vera, sen uzaklaş ablacım. Onların kendi aralarında halletmesi gerek. Gel, seninle bahçeye çıkalım tekrar."
"Rana abla, ben onu böyle bırakmak istemiyorum."
Adım sesleri duydum. Ama bakmadım, bakamadım. "Kimse kalmamış gibi. Biliyorum, etrafımda beni sevenler var ama kimse kalmamış gibi. Dünyanın en kötü insanıymışım gibi. Kendi annem bile beni sevmemiş gibi."
"Annen seni çok seviyordu Vefa! Hep anlattığın hikayeleri hatırla. Dondurma yediğiniz, parkta oynadığınız, pi-piyano çaldığınız anları.."
"Bir anlamı kalmadı, artık onları hissetmiyorum. Anlamıyorsunuz! Hiçbiriniz anlamıyorsunuz! Piyano, benim için bir meslek, hobi, tutku değildi. O benim annemdi. 29 yıllık hayatımın hiçbir anlamı kalmamış gibi."
Yüzümü omzundan kaldırdı, göz yaşlarımı kurulayıp bana baktı. "O zaman, yeni bir anlam bulursun. Umutsuz bir hayat için çok erken be oğlum. Daha çok gençsin. Daha çok toysun, her şeye rağmen. Hayat hiç gülmedi sana, biliyorum. Ama artık ondan bir şey beklemek yerine neden sen kendini mutlu etmiyorsun? Güzeller güzeli bir sevgilin var. Kendine yeni bir hayat kursana. Ne duruyorsun?"
Gözlerimi kırpıştırdım. "Evlen mi diyorsun?"
"Eğer, annen ve baban kalmadıysa zaman senin ebeveyn olma zamanındır diyorum. Hayat sadece müzikle sınırlı değil. Elin kırık, kalbin kırık, ama hiçbir şey yeniden başlamana engel değil."
"Ceylan, tamam yeniden başlayayım ama, neden evlenmemi istiyorsun? Çok mantıksız."
"Sana evlen demiyorum, yeni bir başlangıç yap diyorum. İstersen dünya turuna çık, istersen evlen istersen yeni bir meslek edin. Bu, senin elinde."
Bir süre ona baktım. Gerçekten mantıklı konuşuyor muydu? Emin değildim.
Ama zaten yapacak başka bir şeyim yoktu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kemanist'
Short StoryPiyanist'in ikinci kitabıdır.. "Anlamıyorsunuz, sizin yardımınıza ihtiyacım var benim. Sıkıntımı herkese anlatamam. Yalnız bir yahut iki kişi. Sanatçı dünyasında yere düşeni kaldırmazlar Vefa bey. Benim güvenebileceğim bir siz varsınız."