Üzerimdeki battaniyeyi toplamak için ayağa kalktığımda bir araba sesi duydum. Minho gelmiş olmalıydı. Hemen gidip kapıyı açtım ama gördüğüm manzara yüzümdeki salakça sırıtışı saniyesinde silmişti
- Ooo zoru konuşturmak zorunda kalmadık ha Jisung
- Siz kimsiniz ve benden - bizden ne istiyorsunuz
- Ben sadece seni istiyorum Jisung. Hadi ama Minho bozuntusunu ne yapayım
Yüzünde gerçekten alaycı bir gülümseme vardı. Ardından hatırladığım tek şey ağır bir eter kokusuyla bayıldığımdı
Kapı sesine uyanmıştım ki siyah deri bir koltuğun üzerinde olduğumu ve bulunduğum yerin hiç de tanıdık bir yer olmadığını fark etmiştim. Doğru ya, eter.. Her gece rüyamda olan adam şimdi karşımda oturmuş bana gözlerini dikmiş bakıyordu. Ellerim de bağlı değildi. Neden ama? Yoksa kaçmama gerek kalmadan öldürücek miydi beni? Hayır hayır bunu düşünmek istemiyorum, tek düşünmek istediğim şey/kişi Mino'ydu
- Eminim ki neden burada olduğunu, benim kim olduğumu merak ediyorsun. Ama biraz sabret baştan başlayacağım. Benim adım Yoon ve senin piç sevgilinin eski yakın arkadaşlarındanım
- Biz sevgili değiliz
- Sevgili olmayan kişiler arabada birbirinin kucağına oturup öpüşmezler, öyle değil mi? Her neyse konumuz bu değil zaten. Minho yıllar önce ilk sevdiğim kişiyi, gözlerimin içine bakıp ilk defa beni sevdiğini söyleyen kişiyi, yol arkadaşımı, gözlerinde bana bakarken gördüğüm ışıltıları alıp götürdü. Hem de bir daha geri gelemeyecek bir yere götürdü. Hem de gerekçesi neydi biliyor musun? Yanii sadece öyle olması gerekliydi ve yaptım dedi. Cevabı bu. Gerçi o çocukluğundan beri böyle. Birini öldürdüğü zaman bir gerekçe sunmaz, öldürmek ister ve öldürür. İşte senin Minho'n böyle biri. Minho'nun kendisine hoş geldin, hasta olan Minho'ya
- Buna nasıl inanmamı bekliyorsun?
Bunu sormuştum ama inanılamayacak gibi değildi. O gün hastanede de: Çünkü onlar hak etti demişti. Ama hastanede yatan zavallı çocukların ne suçu vardı? Düşününce her şey mantıklı geliyordu
- Hadi ama Jisung-ah, bunlar sana gerçekçi gelmiyor mu
- Peki benim şu an ne işim var burda? Bu anlattıklarınla hiç bir alakası yok
- Korku
- Korku?
- Evet korku. Minho'yu korkutmak istiyorum. Sana kendisinden daha çok değer verdiğini biliyorum. Ama biliyor musun bu, çok uzak değil, bozulucak. Sana sadece bunu söylemek istiyorum.
O sırada Minho içeriye dalmıştı. Nefes nefeseydi, ve terlemişti. Belli ki Yoon amacına ulaşmış, Minho'yu çok fena bir şekilde korkutmuştu
- Ahh kim bilir belki amacıma ulaşmışımdır
Flashback (Minho'nun eve gelişi)
Minho'nun ağzından- Gerçekten sinir bozucu bir gün
Bağıra bağıra arabamı sürüyordum. Bir an önce eve gitmek istiyordum. Jisung'un iyi olduğunu gözlerimle görmek, kalbimle hissetmek istiyordum.
Uzun bir yol gittikten sonra eve anca varabilmiştim. Evin kapısını öylece açık gördüğümde kendimi tutamamış ve yine bağırmıştım
- Siktir bu çok erken Yoon
Hızlıca arabadan inip eve doğru ilerledim ve kapıda hiç kurşun izi olmadığını gördüm. Kendisi açmış olmalı Jisung. İçeriye girer girmez etrafa bakındım. Ters hiçbir şey yoktu. Sadece üstüne örttüğüm battaniye yerdeydi. O sırada Jisung için not yazdığım kağıdın bulunduğu sehpa gözüme ilişti. Bir değil iki tane kağıt vardı. Koşarak sehpanın yanına gittim ve gördüğüm notla tekrardan büyük bir küfür savurdum içimden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Another Love || Minsung
RomanceLee Minho hiç beklemediği bir zamanda karşılaşmıştı Han Jisung ile. Her ne kadar ilk gördüğü an onu öldürmesi gerekse de öldürmemişti, öldürememişti... Daha sonrada fark etmişti bunun ne kadar doğru bir karar olduğunu... [010122] ~ [200322] #97 psik...