Minho'nun ağzından
Söylediği sözlerden sonra elindeki silahı gözlerimin içine bakarak ateş etmişti. Gözlerinin içinde korku vardı bunu görebiliyordum. Ama her ne olursa olsun o Jisung'u öldürmeye çalışmıştı, hyung dediği adamı..
- Jun.. JUN
Han'ın bağırışları ve gözyaşları, bağlı olduğu sandalyeden kurtulma çabaları.. Gözümün önünden hiç gitmeyecek o görüntüler beynimin en karanlık köşelerine yer edinmişti.
Silah sesinden sonra koşarak yukarıya çıkan polisler Jun'u öylece yerde yatarken gördüklerinde elimdeki silaha bakmışlardı.
- Kendi kendini vurdu, onu korkutmak içindi zaten bu silah. İçi dolu bile değil
İçini açıp gösterdiğim silahı elimden almıştı polis. Diğer polisler de Jun'u bir ceset torbasına koyup aşağıya götürüyorlardı.
- Odanın içine bakan veya koridoru gören kameralarınız var mı evde
- Tabiiki, isterseniz benimle gelin
Chan hyung söze girip polisle beraber kamera odasına giderken hâla bağlı ve ciğerleri çıkarcasına ağlayan Jisung'a gözüm takılmıştı. Sevmiyordu ama neden ağlıyordu
- Hyung, Jisung hyungu çözmeyecek misin
Jeongin'in sesiyle irkilmiştim. Dediğini yapmak zorundaydım ama daha gözlerine bile bakamıyordum. Ondan korkuyordum, onun ne diyeceğinden. Ya bana 'kardeşimi koruyamadın, o senin yüzünden öldü. Polisleri çağırmasaydınız ölmeyecekti' derse? O zaman ne yapacaktım ben
Hızla ordan uzaklaşmıştım. Koşarak evden çıkıp herhangi bir arabaya binmiştim ve nereye gittiğini bilmediğim bir yola sürmüştüm. Deli gibi korkuyordum, Han'ın bana bu düşündüğüm sözleri söylemesinden deli gibi korkuyordum.
Yaklaşık bir saattir araba kullanıyordum ve nerde olduğumu bilmiyordum. Ardı arkası kesilmeyen göz yaşlarım yüzünden artık hiçbir şey göremez oldum.
Ormanlık geniş bir alana giriş yaptığımda arabayı bir kenara çekmiştim. Kapanan gözlerime engel olamamıştım. Ağzımdan çıkan son şey ise;
- Han Jisung, sana deliler gibi aşığım..
***
- LEE MİNHO
Adımı duymamla sıçramam bir oldu. Karşımda Jisung'u görmemle ikinci kez sıçramıştım
- Lee Minho hemen arabanı açıp aşağıya iniyorsun
Kızgın gibi çıkıyordu sesi ama yüzü sesi kadar kızgın değildi. Arabanın kilidini açmıştım ve korkuyla elimi kapının koluna götürmüştüm
- Kablumbağa taklidi yapmaya devam edecek misiniz acaba sayın Lee Kaplumbağa
Dediği şeye aldırmadan kapıyı açmıştım ve yinr aynı hızımla, yavaşça, aşağıya inip kapıyı arkamdan kapattım
- Ne..ne oldu Jisung
Karşımda dikilmiş öylece bakıyordu bana. Yüzünde hiçbir ifade yoktu. Şimdi işte korkum yükselmeye başlamıştı
- Ne oldu Jisung
Biraz daha sesli söylediğim şeyden sonra hafif bir irkilmişti. Hızlı adımlara bana doğru ilerlemeye başladığında aynı hızla geriye doğru adımlıyordum ama üstüme atlarcasına sarıldıktan sonra durmuştum. Sıkıca sarılıyordu bana. Kemiklerimi kırarcasına
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Another Love || Minsung
RomanceLee Minho hiç beklemediği bir zamanda karşılaşmıştı Han Jisung ile. Her ne kadar ilk gördüğü an onu öldürmesi gerekse de öldürmemişti, öldürememişti... Daha sonrada fark etmişti bunun ne kadar doğru bir karar olduğunu... [010122] ~ [200322] #97 psik...