(16)

395 49 93
                                    

Minho'nun ağzından

Söylediği sözlerden sonra elindeki silahı gözlerimin içine bakarak ateş etmişti. Gözlerinin içinde korku vardı bunu görebiliyordum. Ama her ne olursa olsun o Jisung'u öldürmeye çalışmıştı, hyung dediği adamı..

- Jun.. JUN

Han'ın bağırışları ve gözyaşları, bağlı olduğu sandalyeden kurtulma çabaları.. Gözümün önünden hiç gitmeyecek o görüntüler beynimin en karanlık köşelerine yer edinmişti.

Silah sesinden sonra koşarak yukarıya çıkan polisler Jun'u öylece yerde yatarken gördüklerinde elimdeki silaha bakmışlardı.

- Kendi kendini vurdu, onu korkutmak içindi zaten bu silah. İçi dolu bile değil

İçini açıp gösterdiğim silahı elimden almıştı polis. Diğer polisler de Jun'u bir ceset torbasına koyup aşağıya götürüyorlardı.

- Odanın içine bakan veya koridoru gören kameralarınız var mı evde

- Tabiiki, isterseniz benimle gelin

Chan hyung söze girip polisle beraber kamera odasına giderken hâla bağlı ve ciğerleri çıkarcasına ağlayan Jisung'a gözüm takılmıştı. Sevmiyordu ama neden ağlıyordu

- Hyung, Jisung hyungu çözmeyecek misin

Jeongin'in sesiyle irkilmiştim. Dediğini yapmak zorundaydım ama daha gözlerine bile bakamıyordum. Ondan korkuyordum, onun ne diyeceğinden. Ya bana 'kardeşimi koruyamadın, o senin yüzünden öldü. Polisleri çağırmasaydınız ölmeyecekti' derse? O zaman ne yapacaktım ben

Hızla ordan uzaklaşmıştım. Koşarak evden çıkıp herhangi bir arabaya binmiştim ve nereye gittiğini bilmediğim bir yola sürmüştüm. Deli gibi korkuyordum, Han'ın bana bu düşündüğüm sözleri söylemesinden deli gibi korkuyordum.

Yaklaşık bir saattir araba kullanıyordum ve nerde olduğumu bilmiyordum. Ardı arkası kesilmeyen göz yaşlarım yüzünden artık hiçbir şey göremez oldum.

Ormanlık geniş bir alana giriş yaptığımda arabayı bir kenara çekmiştim. Kapanan gözlerime engel olamamıştım. Ağzımdan çıkan son şey ise;

- Han Jisung, sana deliler gibi aşığım..

***

- LEE MİNHO

Adımı duymamla sıçramam bir oldu. Karşımda Jisung'u görmemle ikinci kez sıçramıştım

- Lee Minho hemen arabanı açıp aşağıya iniyorsun

Kızgın gibi çıkıyordu sesi ama yüzü sesi kadar kızgın değildi. Arabanın kilidini açmıştım ve korkuyla elimi kapının koluna götürmüştüm

- Kablumbağa taklidi yapmaya devam edecek misiniz acaba sayın Lee Kaplumbağa

Dediği şeye aldırmadan kapıyı açmıştım ve yinr aynı hızımla, yavaşça, aşağıya inip kapıyı arkamdan kapattım

- Ne..ne oldu Jisung

Karşımda dikilmiş öylece bakıyordu bana. Yüzünde hiçbir ifade yoktu. Şimdi işte korkum yükselmeye başlamıştı

- Ne oldu Jisung

Biraz daha sesli söylediğim şeyden sonra hafif bir irkilmişti. Hızlı adımlara bana doğru ilerlemeye başladığında aynı hızla geriye doğru adımlıyordum ama üstüme atlarcasına sarıldıktan sonra durmuştum. Sıkıca sarılıyordu bana. Kemiklerimi kırarcasına

Another Love || MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin