Yazarın ağzından:
Yıllar geçmişti... Çok uzun yıllar... Ama aralarındaki bağ kopmamıştı. Bırakın kopmayı azalmamıştı bile...
Ama son zamanlarda saçma sapan şeylerden dolayı kavga etmeye başlamışlardı. Şu an da o kavgalardan birine şahit oluyordu Felix ve Changbin...
- Jisung beni delirtmek mi istiyorsun gerçekten? Olmaz diyorum! Asla ama asla!
- İnanmıyor musun sen bana ha? Daha kaç defa diyeceğim sana hiçbir şey olmadı şimdiye kadar. Bundan sonra da olmaz!
Jisung son bir kaç haftadır Minhodan habersiz geceleri ormanda yürüyüş yapıyordu. Nedeni ise çok basit: uyuyamıyordu...
Tüm bu kargaşa Jisung'un uyku problemlerinden dolayıydı. Ve Minho da inatla Jisung'un tek çaresini, ormanda yaptığı yürüyüşleri yasaklıyordu.
- Tamam o zaman uyuyamadığın zamanlar beni uyandır. Uyuyamıyorsan da beraber uyumayalım. Hem belki senin uyumana yardımcı olurum.
- Düşündüm bunu aslında ama.. gün içinde zaten çok yoruluyorsun. Gece de bebek gibi mışıl mışıl uyuyorsun, kıyamıyorum sana...
Minho gençler için spor merkezi açmıştı. Artık silahlar, kanlar, ölüler yoktu hayatında. Kendi yeteneklerini, bildiği şeyleri gençlere öğretmek istemişti. Bu yüzden açmıştı spor merkezini.
İnşaatında yanında oldu. Dekorasyonu için Hyunjin'den yardım istedi. Alınacak aletler konusunda Changbin ve Chan'a danıştı. Son 5 yılda bir şey olmadığını mı zannediyordunuz siz?
- Yorulacaksak da, dinleneceksek de beraber. Hem sen de yoruluyorsun gün içinde. Uyuyamaman tuhaf.
- Aslında-
- Ben bakarım!
Kapı çalmıştı ve bir anda içeriyi kaplayan sessizlik, açılan kapıyla bozulmuştu.
İçeriye giren Hyunjin ve Jeongin ikilisi, yanlarında hiç eksik olmayan gürültüyü de getirmişlerdi. Ayrıyken sessizliğin zirvesini yaşayan Jeongin, Hyunjin yanında olduğunda tıpkı Hyunjin gibi çocukça hareketler sergilemeye başlıyordu. Bu koskoca ailenin çocuk ihtiyacını ikisi karşılıyordu...
- Hyung! Seni ne kadar özledim bilemezsin
Jeongin koşarak Jisung'un boynuna sarıldığında Jisung, ani gelen darbe yüzünden sarsılmıştı. Zaten zayıf olan bedeninin bu darbeyi kaldırabileceğini kimse düşünmezdi zaten.
- Ben de seni özledim Jeongin
- Ağlaklar sizi. Daha dün görüştünüz ya
- Sus sen! Ne anlarsın ki sevgiden- Hyung!? Sen iyi misin? Hasta gibi görünüyorsun.
Jisung gerçekten son haftalarda zayıf düşmüştü. Uyku uyuyamıyor olmasının yanında yemeklerini de doğru düzgün yemediğinden çok zayıflamıştı...
- Gece gördüğün kabuslardan mı oldu? Hani şu Minho'nun seni bırakıp gittiği, ya da eskisi gibi eline silah aldığında seni öldürmesi, ya da-
- Hyunjin! Yeter mi artık ha?!
Minho duyduğu şeyler karşısında gülsemiydi yoksa kızsamıydı bilemiyordu. Onu terk edeceğini düşünmesi veya öldürmesini düşünmesi, rüyasında görmesi komikti. Ama bunu ona anlatmaması.. asıl sinirlendiği nokta buydu...
- Çocuklar biz geliriz birazdan siz keyfinize bakın
Minho, Jisung'un kolundan tutup üst kata gittiklerinde aralarında hiçbir konuşma geçmemişti. Geçemezdi de zaten çünkü tam Minho'ya bu kabuslardan bahsedecekken kapı çalmış, Changbin ve Felix ikilisi gelmişti. İkinci defa bunu söyleyecekken de Hyunjin ve Jeongin gelmişti. Sonrasındaysa kendi demeden Hyunjin yumurtlamıştı zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Another Love || Minsung
RomanceLee Minho hiç beklemediği bir zamanda karşılaşmıştı Han Jisung ile. Her ne kadar ilk gördüğü an onu öldürmesi gerekse de öldürmemişti, öldürememişti... Daha sonrada fark etmişti bunun ne kadar doğru bir karar olduğunu... [010122] ~ [200322] #97 psik...