GEMİDE Kİ FACİA 2

45 13 0
                                    

eski ahşap kapı hızla açıldı. iki iri adam  yatağa bakıp donakaldılar. sonra reislerine seslendiler;

- kaptan! bu özel ana dahil mi olacağız?

- ne özel anı? diye böbürlenerek geldi ares. kapıdan göz ucuyla baktı ve seslendi;

- lütfen toparlanın. aksi halde odaya gireceğiz, ve kapıyı kapadı.

- sana zaman kazanacağımızı söylemiştim, dedi william yüzünde iddiayı kazanma gururu var iken.

- yaa, ne demezsin. çekil de kalkıp saklayacak bir yer bulayım.

william yataktan kalkıp kapı deliğinden aresi izliyordu. o sırada aranıp duran adalante'e fikir sundu;

- neden kıyafetlerinin içine koymuyorsun?

- ama neresine?

- onu da sen düşün artık.

adalante korsesinin içine attı parçayı. anında kapı tekmelendi. william duvara yapıştı.

burnu kanamaya başlamıştı. kapının arkasından hiddetle çıkıp;

'g-gerizekalılar! acıdı..'

 ares öfkeli bakışlarıyla odayı süzdü. sonra adamlarına teker teker emretti. hepsi odanın bir köşesine geçip aranmaya başladı. ortalığı dağıttılar ama bir şey bulamadılar. ares şaşkınlık ve hüzün içinde çıktı odadan. julia'nın odasından gelen adamlarda haberi verdi. parça hiç bir yerde yoktu. ares ellerini sıkıp kamarasına çıktı. adalante derin bir oh çekti. o sırada odaya julia girdi;

- bunlar ne arıyorlar?

- çaldığımız parçayı.

-ne çaldınız!?

- OĞLUM BUNLAR DELİ!.. insanları öldürüp ambara koymuşlar. özenle de poşetlemişler sanki özel teslimat , dedi william.

- yüce isa! neler duyuyorum? bunlar bizi de keser.

adalante'te dahil oldu sohbete;

- ambara girdik. torbaların içinde parçalanmış insan parçaları vardı. ufak bir de sandık vardı, içinde ki parçayı aldım. bizim tılsımın parçalarından

- onlar nereden bulmuşlar?

- biz de bunu merak ediyoruz

- ben yokken mi yaşadınız bunları?

- daha neler var. bizim odaya girmemeleri için oyaladık ama birden içeri girdiler. kapının dibindeydim. duvarla kapı arasında kaldım. adam canavar gibi...

- duvara boku   sıvanmış sinek usulü yapıştım demelisin buna , dedi dalga geçerek julia.

- ne demezsin... duvarla kapı arasında aşk yaşadık, dedi kendisi de dalgaya alarak william.

derin bir ses geldi yukarıdan;

- biliyorsunuz. içeride ki her ne kadar düşmanımın çocuğu da olsa o benim yeğenim. onun kim ölümüne sebep olduysa önce onları o ambarda işkenceyle dizginleyecek sonra da gözlerine kızgın demir sokacağım. bacaklarını kıracağım ve parçalarını o ambarda torbalayacağım. gemiden kimsenin çıkmasına izin vermeyin. elbet bulunacak...

üçünün tüyleri diken diken oldu. adalante parçayı göstermemeli, hiç bir kanıt buldurmamalıydı.

sabahın coşkulu dalgaları dans ederken yine derin bir ses gemiyi yerinden oynattı;

- reis! hırsızı bulduk. apprendista!


apprendista: /italyanca/çırak

TAPINAKTAKİ MUCİZEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin