NOVGOROD MACERASI 2

35 11 0
                                    

adalante şok olmuş durumda odasında sırıtan kıza bakıyordu. kız cevap alamayınca adalante'e yaklaştı ve zorla elini tutup sıktı;

- ben lexa. ve elindeki bütün taşları almaya geldim. 

- hah, ne taşı?

- demek biliyormuş numarası yapıyorsun. adalante roth, eski prenses. asıl yola çıkış amacı kendisine gelen bilinmedik mektubun sahibini bulmak. ares'in  ve onca çalışanın ölümüne neden oldu. william ve julia denilen iki yol arkadaşıyla birlikte buraya, novgorod yer altı madenine girip kalan parçayı bulmaya geldi.  fakat bilmediği bir şey var. novgorod bu taşlarla ticaret yapıyor ve birçok ülkeye satıyor. eğer prens bunu öğrenirse adalante ve arkadaşları ölümle cezalandırılacak.

nasıl olurdu? bu kız gemide dahi yoktu. bu kadar şeyi bilmesi için ermiş falan olması lazımdı. 

- bunca şeyi nasıl biliyorsun?

- her hikayede olduğu gibi, rakiplerini hafife almamalısın.

- rakip mi? demek öyle... kimsin sen ?!

- rakip dedim ya sağır mısın sen?

adalante kızı bileklerinden tutup arkaya çevirdi. onu sıkıca tutup konuşmaması için tehdit etti;

- kimseye söylemeyeceksin

- aptal, sen benim düşmanımsın. sence bunu hiç yapar mıyım?, kız yine gülmeye başladı.

eee haklıydı da tabi. adalante öfkeden gözleri kan çanağı olmuştu. şimdi ne yapacaktı bu kızı?

gardiyanlardan birisi adalante'in odasına gelince ikisini gördü;

- ne yapıyorsunuz!?

- ah çok teşekkürler. az kalsın bu kız beni dövecekti, dedi lexa ve sıyrılıp kaçtı oradan. çok geçmeden saray birbirine girdi ve simeon yanında askerleriyle birlikte adalante'in odasına gitti. yanlarında williamıda almışlardı. ellerini kollarını bağlamış zindana götürüyorlardı. adalante'i de odasından çıkarıp zindana attılar. simeon gitmeden önce;

- size güvenmiştim. ah her neyse, çaldığınız taşı verin. aksi takdirde sizi idam edeceğim. 

william adalante'e fısıldadı. 'taşı ver, öleceğiz.'

taş adalante'te değildi. evet lexa zeki bir kız olabilirdi fakat adalante o kadarda aptal değildi. simeon öğrenmeden önce adalante taşı julia'ya vermişti. julia'ya güveniyordu. onu sıkı sıkı tembihlemişti de. taşı vermeyeceklerdi. bu da ölümü göze aldıkları anlamına geliyordu.

- taş yok

- ne demek yok! nerede söyle hemen! dedi öfkeyle simeon

- taş yok dedim o kadar.

simeon askerlerini adalante'in odasına gönderdi o sırada sırıtarak konuştu

- demek ölüm istiyorsunuz. öyle olsun, iki gün sonra kızımın yaş gününde sizi öldüreceğim.

ve gitti. william adalante'e kızıyordu. 

- neden taşı vermedin!

- taşı julia'ya verdim.

- adalante, bizi öldürecek. canımızdan daha mı önemli!?

- yaşamak için tek bir sebebim var. o da bu olayları çözmek. eğer çözemezsem pek de bir anlamı kalamayacak. ölsem ne fark eder? benim yapamadığım işi julia yapsın...


Julia Via;

adalante'i öldürecekleri haberini duyunca ödüm koptu. onsuz bu sır çözülemezdi. onları kurtarmam gerekiyordu ama bu halde onları nasıl kurtaracağım? telaşla bir oyana bir buyana bakınıyor, dönüp duruyordum. gece yarısı onları kurtaracaktım. bana yardım edecek şey ise elimdeki bu taştı. evet büyüktü, belki de büyük olması daha güçlü olduğu anlamına geliyordu. gece çöktüğünde etrafı kontrol edip zindana yöneldim. kapılar zincirlenmişti ve zinciri kopartabileceğim hiç bir şey yoktu. yanda uyuyan adam dikkatimi çekti. kemerinin üstünde bir sürü anahtar vardı. ona yaklaşmak büyük bir riskti. bu yüzden elime taşı aldım. bilmiyorum anahtarları bana mıknatıs yararıyla getirebilir miydi? sadece inandım, içimden isteğimi söyleyerek olmasını bekledim. o sırada taş felaket parladı. ve anahtarlar sanki uçarak bana yaklaştı. taş onu kendisine çekiyordu. bu taş sadece tek bir işle kalmıyor, isteklerimize göre de şekilleniyordu. havada asılı kalmış gibi görünen anahtarları hızla aldım ve kilide yaklaştım. ilk denememde doğru çıktı ve kapı o kadar yavaş açıldı ki resmen taş bana şans getiriyordu. hızla içeri girdim. bu saray neredeyse hiç mi güvenlik önlemi almamıştı böyle? sadece bir gardiyan duruyordu kapının önünde. onu da alt etmiştim gözü önünde.  kaldıkları zindanın önüne geldiğimde beni fark etmeleri çok olmadı. hemen yaklaştılar ve kurtarmam için beklediler beni. elimde ki anahtarları teker teker denedim fakat hiç birisi işe yaramadı. adalante fısıldayarak 'hızlı ol julia, çok iyi gidiyorsun.' dedi bana dönüp. cesaretimi de alınca düşünmeye başladım. elimde sihirli bir taş. neden onu kullanmıyordum yine? gözlerimi kapadım ve yine kapıyı açmak için isteklerimi söyledim taşa. sonra taşı demir parmaklıkların üstünde asılı kilide yaklaştırdım. kilit taşın enerjisine dayanamayıp kırıldı. yere düşüp ses çıkarmadan önce onu havada yakaladım. ve kapıyı açtım. yorgun görünüyorlardı. dün geceden bu yana ağızlarına bir damla su almamışlardı. onlara mataramı verdim ve taşın beni sürüklediği yönü takip ettim. öyle bir güçtü ki bu beni çekiyordu bildiğin. ufak bir kapı göründü ardından. yavaşça açtım, içerisi rengarenkti. tıpkı bir portal gibi. adalante ve william arkamda, portalı boylu boyunca aştık. sanki portalın içindeyken vücudumuza bir enerji işlenmişti. hepimiz gücümüz yerinde hissedince portal bitti. ve novgorod'tan çıkmıştık. bu kadar kısa bir yolda sanki ışınlanmış gibiydik. bir ormandaydık şuanda. adalante heyecanla konuştu;

-julia, bizim kahramanımızsın. seni seviyorum, dedi inlemeli bir sesle ve sarıldı. ardından williamda sarıldı. onlarla birlikteyken  tıpkı bir aile gibiydik. yaşadığım özlemi gideriyorlardı. tıpkı bir aile gibi

___.___.___


- lexa denen kız. her şeyi biliyor ve bu taşların peşinde. artık tek sorunumuz taşları bulduğumuz yerler değil, düşmanlarımızda yavaş yavaş ortaya çıkıyor, dedi adalante 'mutlu aile tablosu'undan ayrılırken.

- o kız... onu gördüm. adalante o kız beni takip ediyordu! dedi julia. 

- ne!?

- ciddiyim. herkesin uyuduğunu sanıyordum. ve şimdi hatırlamaya başladım. sizi kurtarma düşüncesiyle beynim dolunca onu unutmuşum. beni odamdan çıkarken gördü ve bir süre takip etti. özür dilerim

- demek peşimizde. sorun değil, arkamızda koca bir mucize varken kimse bizi yenemez

ormanın içinden gelen ses üçünü de ürküttü;

- adalante. yine çok iddialısın, fazla büyük konuşuyorsun, dedi karanlığın içindeki ses.

- LEXA!?

_______._______.________

TAPINAKTAKİ MUCİZEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin