•TANITIM•KRALİYETİN GEÇMİŞİ

290 32 20
                                    

Julia, saraydaki hizmetçilerden birinin kızıydı. Doğmasıyla birlikte kalabalık sarayın kölesi oldu. Neredeyse her işe yetişmeye çalışıyor, bir yandan getir götür işlerini yaparken diğer yandan da temizlik işlerine yetişmeye çalışıyordu. Tabi ki de Julia'da bir çocuktu ve oda dışarıda çocuklarla oyunlar oynamak ve vakit geçirmek istiyordu. Fakat o bir köleydi ve yapması gerekenler belliydi. Sarayı temizle, yemek yap kralın ve kraliçenin çamaşırlarını yıka, getir götür işlerini yap , küçük prens Shadow ile ilgilen vesaire...

Shadow, kralın ilk oğluydu. Ayrıca bir de kızı vardı. Fakat kimse bu koca kralın kızını tanımıyordu. Kral, öyle bir erkek çocuk sevdalısıydı ki, Shadow doğduktan sonra kralın kızı Adalante'in pek bir önemi kalmamıştı.

Aslında bundan yıllar yıllar önce kraliçe tam 6 kez düşük yapmıştı. Kral bu durumda hem çok telaşlanmış hem de çaresiz hissetmişti. sürekli ''Seni küstah kadın! Bana bir erkek çocuğu veremedin. Onu bırak bir evladım bile olmadı! Bu gidişle krallığımı emanet edeceğim bir oğlum bile olamayacak.'' Deyip kraliçeye psikolojik baskılar uyguluyordu. Sonunda bir doğum gerçekleşti ve çok güzel bir kız doğurdu kraliçe. Kral kız olduğunu duyduğunda bütün hayalleri tekrardan suya düşmüştü. O, kendisinden sonra krallığa sahip çıkacak bir delikanlı isterken bir kızı olması onu derinden üzmüştü. Adalante'in çocukluğu bir süreye kadar çokta kötü gitmemişti. Nede olsa kraliyetin tek çocuğuydu ve ister istemez ilgi görüyordu. Ta ki kendisi 14 yaşındayken bir kardeşi olana dek. Ta o zamanlardan Adalante için her şey bitmişti. Erkek çocuk isteyen babası, yeni doğan oğluyla mutlu mesut yaşayacak kızını da unutup gidecekti. Öylede oldu. Hem halk hem de kral ve kraliçe Shadow'un doğumuyla şenliklerde eğlendi. Tabi yoksul halk bu durumdan faydalanmıştı. Her gece şenlikte karınlarını doyurup içiyor, eğleniyorlardı. Artık bütün ilgi Shadow'un üzerindeydi. Adalante genç yaşında kendinin ne kadar önemsiz olduğunu düşünmüş, psikolojik sıkıntılar yaşamıştı. Eğitimini yarıda kesmiş, yememiş içmemiş iyice zayıflayıp güçten düşmüştü...

Şuansa gayet iyi durumdaydı kendisi. Ama yine içine kapanıktı. Tek pencereli küçük odasından hiç çıkmazdı. Bayramları, törenleri ve şenlikleri sadece penceresinden izleyerek yetinirdi. 17 yaşında  bu prensesin yüzünü daha önce hiç görmemiş Julia, onu görmeyi o kadar çok istiyordu ki, annesi Betty Adalante'e yemek götürürken onunla içeriye girmeye çalışıyordu. Giremeyince de-ki şuana kadar girmiş değil- kapının arkasından onları dinlemeye çalışıp Adalante'in sesini duymaya çalışırdı...

Her şeyi bir kenara bırakalım, Adalante bir gün diğer dünyayla iletişime geçecek hatta binlerce insanı tekrar diriltecekti. Bir imparatorluğu tekrar kurtaracak ve onların da unutulmayacak, hikayesi kaleme alınacak kahramanı olacaktı...


TAPINAKTAKİ MUCİZEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin