Çalan alarma lanet ederek yataktan kalktım. Bu saatte okul mu olur ya triplerime girmiştim çoktan. Okul kimin umrunda diyen iç sesimi dinleyip tam yatıyordum ki odamın kapısı açıldı.
- Hadi kalk artık ya 10 dakika sonra servis kapıda olur
- Eh be kızım bu şimdi mi söylenir be? diye cırladım Azra'ya.
- Sabahtan beri odana girip çıkıyorum, kalk diye sana sesleniyorum ama duyan kim ki dimi Azel?
Allah'ım bir insan kardeşinin bu kadar mı zıttı olurdu. Azra uyumlu, Azel uyumsuz olan. Azra arkadaş canlısı, Azel herkesten uzak. Kolay kolay arkadaş edinemiyorum kardeşim napayım Allah Allaah.
Bir yandan söylenirken bir yandan da hazırlandım, saçlarım doğuştan düzdü bu yüzden çaba harcamama gerek kalmıyordu. Saçlarımı kendi haline bıraktım, eyeliner falan sürmek pek tarzım değildi 40 yılda bir sürüyorum da diyebiliriz. Bu tarz şeyler genelde Azra'nın odak noktası, pis süslü ne olacak hıh.
Hemen servisteki yerimizi aldık, tabiki cam kenarı benim. İstemeye istemeye okula girerken telefonumun titrediğini hissettim arayan annemdi.
- Efendim annecim?
- Canım sabah erkenden işe geldiğim için size güzel bir kahvaltı hazırlayamadım, okula gittiniz mi bari?
- Evet anne okuldayız sen bizi merak etme her zaman ki okul işte, kahvaltıyı da dert etme biz Azra'yla atıştırdık birşeyler.' Aoov yalana bak servise zar zor yetişmiştik oysa ama bunu anneme söyleyecek halimde yoktu.
Okul kapısından girmemle kafama top çarpması bir oldu. Topun geldiği tarafa döndüğümde Araf'ın bana doğru geldiğini gördüm.
Ah Araf. İsmi bile ismimle uyumluydu. Ondan azıcık hoşlanıyor olabilirdim ama o bana hayatta bakmazdı. Okulun basketbol takımında kaptandı ve okulun 1 numaralı çocuğuydu. Daha çok Azra'yla ilgilenirdi. Azra ve tiki arkadaşları tam ona uyardı.
Topu ona uzattım ve sınıfa doğru yöneldim. Hemen yerimi aldım ve uyumak için güzel bir gündü. Zaten okul bunun için var, evde alamadığın uykuyu okulda almak için. Ee ne demişler okul bizim ikinci evimiz !
Araf'tan azıcık hoşlandığımı kimse bilmiyordu en yakınım Deniz bile. Kimseye söylemeye cesaret edememiştim zaten geçip gider diye düşündüğümden pek üstünde de durmuyordum bu konunun.
Eve geldiğimizde hemen telefonumu çıkartıp Deniz'e mesaj attım;
Kime: Denizcik
- Hey! Sahilde buluşmaya ne dersin bebek yoksa sıkıntıdan patlayacağım burada.
Beklediğim gibi mesajıma hızlı bir cevap geldi.
Kimden: Denizcik
- 5 dakikaya ordayım bebek ;)))
Hemen üstümü değiştirdim. Altıma bir şort geçirdim onun altınada borda vanslarımı giydim. Yaşasın vanslar! Evden çıktım ve 4-5 dakikada sahile varmıştım. Yaşasın evimizin sahile yakın olması!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ SİYAH - ASKIDA -
Teen Fiction" Sen siyah gibisin. Soyutlamışsın kendini dünyadan, diğer renkleri hiçe saymışsın. Oysa siyahı gökkuşağından bile atmadılar mı? " diye sordum. " Ne gökkuşağına nede diğer renklere ihtiyacım yok, zaten gece bana ait." diye karşılık verdi. Bu cevabı...