Tam kapıdan çıkıyorduk ki , bir mesaj alındı.
Hemencecik açtım.
Kimden: Bilinmiyor
- Ne o okulu mu kırıyorsun ? Nereye?
Mesajı görünce bir an duraksadım. Sonra etrafa bakınmayı akıl ettim ama kimseler yoktu.
Okulu kırdığımı nerden biliyordu ?Bu kimdi ?
Umursamamış gibi yapsam da ürkmedim değil. Cevap vermeden Telefonu çantama koydum.
Deniz'in sorularına rağmen cevap vermedim ve yolumuza devam ettik.
---------------------
Sahile gittik ve dondurmalarımızın siparişini verdik.
Çikolata, vanilya, frambuaz ve karamelden oluşan 4 toplu bir dondurma sipariş verdim.
" Midesiz misin kızım sen ya " dedi küçümseyici bakışlarla Deniz.
" Ne var ya sonuçta hepsi midede karışacak, hem böyle daha lezzetli. " dedim onun kullandığı tonu kullanarak.
Derken hoop bir yeni mesaj!
Kimden: Bilinmiyor
Yavaş ye dondurmanı elinden alan yok.
Bu mesajla günün ikinci şokunu yaşıyordum hemen etrafıma bakmaya başladım. Ama yine kimseyi göremedim.
Deniz'in endişeli bakışlarından sonra mesajları ona gösterdim.
Hemen ayağı kalkıp sağa sola bakınmaya başladı.
" Biri seni mi izliyor ? İyi ama kim ve neden ?"
" Ben nerden bilebilirim Deniz. Onu çözmeye çalışıyorum. "
Bu mesajların kimden geldiğini gerçekten çok merak ediyordum. Ama elimden gelen birşey yoktu.
------------------------
Canım sıkıla sıkıla eve girdim.
Annem her zamanki gibi yine çalışıyordu. Çantamı yere bırakıp salona geçtim.
Koltuğa yayılıp televizyon izlemeye karar verdim.
Kanalları tek tek geçtim. Dikkatimi hiç biri çekmemişti.
Müzik kanalı açmaya karar verdim. Odamdan da sevdiğim kitaplardan birini alıp aşağı indim.
Müzik ve kitap, var mı daha iyisi.
Kitabın en heyecanlı yerindeydim ki biri kitabı elimden çekip aldı. Kafamı kaldırmamla Azra'yla karşılaştım.
Ah doğru ya, konuşacaktık. Tamamen aklımdan çıkmış.
Karşıma geçip oturunca hemen yayılmaya son verdim , yüz ifadesinden konunun ciddi olduğu anlaşılıyordu.
" Baştan anlaşalım, anlattıklarım bittiğinde bana kızmayacaksın ve salakça tepkiler vermeyeceksin. "
Emrediyor bide şuna bak hele.
" Sen anlatta onu ondan sonra düşünürüz "
" Aslında ben Araf'tan hiç hoşlanmadım. " söze girdi.
Ağzım istemsiz bir şekilde açılmıştı. Tam birşey söyleyecektim ki devam etti.
" Aslında Araf'ta benden hiç hoşlanmadı. İkimizinde ortak noktası sensin, ikimizde seni düşünerek bu oyuna girdik. "
Oyun ??
Parmaklarıyla oynayarak bir yandanda anlatıyordu. Bense hiç tepki vermeden onu dinliyordum.
Nasıl bir tepki vermem gerektiğinden emin değildim.
" Araf beni değil seni seviyor aptal. Bunu hiç fark etmedin mi? Bakışlarını fark edemedin mi? O gün topu bilerek sana doğru attı ve seninde ona olan bakışlarını yakaladım. Sende onu seviyorsun. "
Bu iş nereye gidiyordu merak ediyordum.
" O gün Araf'ı yanıma çağırdım ve onunla açık açık konuştum. Senin onu sevdiğini başından beri biliyordu. "
Ciddi olamazsın !!! Yapmadım de Azra yapmadım de.
" Ve ikinizin yakınlaşması için böyle bir oyuna giriştik. Çünkü sen, onun senin gibi biriyle birlikte olması ihtimalini siliyordun kendi kafanda. O bana bakmaz diyordun. Biz kardeşiz Azel, gerçekten bunu anlamayacağımı mı düşündün ?"
Tepki veremiyordum. İçimde kızgınlık vardı ama dışa vuramıyordum.
" Başlarda sana olan ilgisinden hiç bahsetmedi. Ama bir hafta sonra itiraf etti. Bu yüzden seni onun yanına yolluyordum. Telefonunu ona bilerek verdim. "
" Ama onu annemle tanıştırdın. Sevgilin olarak " sevgili kısmına vurgu yaparak söyledim biraz kızgın biraz kırgın sesimle.
" Annem herşeyden haberder canım kardeşim. " gülümsedi. " Bir gece annemi işten gelene kadar beklemiştim hatırlıyor musun ? "
Diye soru yönelttiğinde evet anlamında başımı salladım.
" O zaman bu konuyu annemle konuştum. Yani aslında annem Araf'la her ne kadar benim sevgilim gibi görünsede aslında senin sevgilin olarak tanıştı. "
Bir gece için bu kadarı gerçekten fazlaydı. Daha fazlasını dinlemek istemiyordum.
Hiç birşey demeden yerimden kalkıp odama çıktım. Kapısınıda kilitledim.
Yatağıma kendimi atmıştım ki Azra'nın sesi..
" Herşey senin içindi. Beni yanlış anlama sen benim kardeşimsin senin için herşeyi yaparım Azel. " dedi yalvarır gibi bir sesle.
O an aklıma onları kapıda öpüşürken gördüğüm geldi. Gerçekten sinirlenmiştim.
" Evet kardeşin için herşeyi yaparsın, kardeşinin sevdiği çocuğu öpmekte buna dahil." diye bağırdım.
Ben şuan sesli bir şekilde itiraf mı etmiştim bana mı öyle gelmişti?
Gelen ağlama sesleriyle düşüncelerimden sıyrıldım. Azra ağlıyordu.
" Özür dilerim " dedi sesinde pişmanlık vardı.
" Bunu sonra konuşacağız Azra" dedim sakin bir sesle ama sinirimi belli eden bir ses tonuyla.
Kendimi yatağa attım nasıl uyuyacaksam artık.
---------------------
Ertesi gün okula gitmedim. Sabah Azra kapıya vurdu ve kapıyı açıp onunla konuşmam için neredeyse yalvardı.
Umursamadım. Cevapta vermedim.
Deniz belki yüzlerce kere aradı açmadım. Ama aslında şuan yanımda olmasına ihtiyaç duyduğum kişi oydu.
Babamdan sonra beni en iyi o anlardı.
Araf'la da konuşmam gerekiyordu. Artık beni sevdiğini biliyordum bu mutluluk ve huzur vericiydi.
Ama yinede içimde ona karşı öfke yok desem yalan olurdu.
İyice düşünmem ve kafamı toplamam gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ SİYAH - ASKIDA -
Genç Kurgu" Sen siyah gibisin. Soyutlamışsın kendini dünyadan, diğer renkleri hiçe saymışsın. Oysa siyahı gökkuşağından bile atmadılar mı? " diye sordum. " Ne gökkuşağına nede diğer renklere ihtiyacım yok, zaten gece bana ait." diye karşılık verdi. Bu cevabı...