AŞKIM'IN NEFESİ

22. Bölüm: Aşkım

Keyifli okumalar 🥳

102K olmuşuz halay pozisyonu alalım arkadaşlar 👯‍♀️

Satır arası yorumlarınızı bekliyorum 🥰

🍂🍃🍂

Şahin Bey kucağında ki küçük kız ile içeri geçerken onu odasına yatırmak için merdivenleri tırmanmaya başlamıştı. Diğerleri ise Selvi ve Burcu Hanım'ın yakın markajında salona girmişlerdi. İki kadının hasar tespitine müsade etmeden koltuklara kurulmuşlardı.

"Yenge valla bırakın şu eşekleri ya! Bir şeyleri yok bunların. Karşı tarafa acıyın asıl siz, çocuğun birini hastanelik etmişler. Doktorlar bildiğiniz mumyalamış çocuğu, uzun bir süre çıkarmayacaklarmış."

Cengiz Bey'in yengesini ve eşini rahatlatmak için kurduğu cümle ters teperken kadınlar feryat ederek yerlerine oturmuşlardı.

"Ne demek çocuğu hastanelik etmek? Siz nasıl insanlarsınız?"

"Yavrum neden böyle çocuklar oldunuz siz? Neyinizi fazla verdikte cozuttunuz?"

Selvi ve Burcu Hanım'ın aynı anda konuşmalarına Araf araya girerek müdahale etmişti.

"Anne, yenge durum sandığınız gibi değil."

"Anlat evladım aslını o zaman. Bizde bir insanı hastanelik etmenin yüz sebebini dinleyelim."

Devran sözü devralmış ve masalarına gelen adamın aslında nasıl bir insan olduğunu ve söylediklerinin ne kadar çirkin olduğunu anlatmıştı.

Şahin Bey de aralarına katılırken o adamı ve yanındakilerin alacakları cezanın bile şimdiden belli olduğunu, gün yüzü göstermeyeceklerini kesin bir dille vurgulamıştı.

"Aşkım nasıldı, çok korktu mu yavrum? Kriz falan geçirmedi değil mi?" Selvi Hanım telaşla konuşurken Cihan Bey eliyle sakin olmasını işaret etti.

"Hiç merak etme hayatım, nezarethanede sanki tur otobüsündeymiş gibi etrafı gülücükler saçarak izliyordu. Kızımız kendini zorla nezarete attırmış." Keyifle gülerken kurmuş olduğu cümleler Selvi ve Burcu Hanım da şok etkisi yaratıyordu.

"Abi biraz yavaş mı olsan, Selvi'nin yüreğine indireceksiniz bugün."

"Yüreğe inecek bir şey yok, torunumun güzel bir kalbi olduğu için abilerini yalnız bırakmak istememiş o kadar!"

Şahin Bey, babasının sözleri üzerine oğlu Devran ile göz göze gelmişti.

"Mutsuz olduğu için gittiğini düşünmenizi istememiş, sizinle orada olmak istemiş." Devran bu minik kızın kalbinin sınırları olmadığını fark etmişti. Sonsuz bir yüceliği vardı kalbinin ve eşi benzeri yoktu.

"Kuzum benim ya, birde dedemi atlatıp yanımıza kaçmış." Kuzey'in keyifli sesine Alparslan eşlik etmişti.

"Bir kaç ay sonra tamamen bize benzer bu kız, demedi demeyin." Aile büyükleri hep bir ağızdan Allah korusun derken, Aras kafasına vurmuştu.

"Aşkım istesede zevzek olamaz."

"Ne kafama vuruyorsunuz ya! Kavgadan çıkmış adamın kafasına bu kadar vurulur mu?"

"Görende sanki sınırda çarpışmaya girdin sanacak abi ya! En son baktığımda havaya yumruk sallıyordun." Cenk'in umursamaz sesine karşın Ateş kafasına vurmuştu.

"Sen abilerini alaya almaya utanmıyor musun, hadsiz münafık!"

"Bir daha birbirinizin kafasına vurduğunuzu görürsem kolunuzu kırarım valla!" Selvi Hanım ortaya ayağından çıkardığı iki terliği fırlatırken derin bir nefes vererek arkasına yaslanmıştı.