5.Bölüm

182 11 0
                                    

Bir kalp, binlerce duyguya ev sahipliği yapabilir...
Ama bir bedende tek ruh yaşayabilir.

23.01/2022

<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3


Günler geçiyordu. Ailemi toprağa verdiğim günden beri, sürekli çalışıyordum. Zihnimi hep meşgul ediyor, acımı böyle unutmaya çalışıyordum.

Her sabah uyanıyor, akşam olup uyumayı bekliyordum. Yaşamak bu muydu?

Bir kitapevinde bir aylığına işe girmiştim. Kısa süre kafamı meşgul edeceği kesindi. Okuldan sonra kitaplarla ilgileniyordum. Hem kitap raflarını diziyor hem de insanların aradıkları kitabı bulmalarına yardım ediyordum. Bana iyi geliyordu.

Ağabeyimi en son okul çıkışı görmüştüm. Karakola gidip şikayetçi olmuştum. Şu an aranan bir suçluydu ve hiçbir iz yoktu ona dair. Ne olursa olsun yaptığının cezasını çekecektir evet canım yanıyordu ama bunu yapmak benim sorumluluğumdu. O benden annemi, babamı ve Ağabeyimi almıştı. Benden tüm ailemi koparıp alan o şahsiyeti bulana kadar pes etmeyecektim.

Elimdeki son kitabı da rafa yerleştirip arkamı dönmüştüm ki, bir bedene tosladım. Anlımı ovalayıp başımı kaldırdığımda görmeyi asla beklemediğim ve asla istemedim kişiyle göz göze geldim.

"önüne bak Karga!!"

"karga mı? Ben mi?"

"burada senden başka kimse var mı? Sen tabi."

"peki, kusura bakmayın."

Onunla uğraşmamak için geçiştirmiştim. Tam gidecekken kolumu tutması durmama sebep olmuştu. Ben onunla karşılaşmak istemesem bile, bir şekilde sürekli burnumun dibinde bitiyordu. Başımı ona çevirip tam gözlerinin içine baktım.

"aradığım kitap var. Yardımcı olmayacak mısın?"

Ne tuhaf bir insandı. Az önce beni boğacakken şimdi sakince aradığı kitabı soruyordu. Kendime sakin olmam gerektiğini hatırlattım. Onun oyununa, onun gibi oynayarak karşılık verecektim.

"hangi kitap? Yardımcı olayım."

"Agatha Chrıstie'in 'Doğu Ekspresinde Cinayet' adlı kitabını arıyorum."

Kitabın ismini söylerken bir tehdit sezmiştim ama oralı olmadım. Raflara göz gezdirdim. Aradığımı bulduğum gibi ona uzattım.

"buyurun."

"adım Savaş!"

"biliyorum."

"ah doğru, namım her zaman benden önce yürür. Ama sakın beni hafife almaya kalkma! Duyduklarını sana bizzat yaşatırım."

Bakışları da sözleri kadar tehditkardı. Ondan korkuyordum ama nefretim daha ağır basıyordu.

"Ne saçmalıyorsun? Adının Savaş olduğunu ve beni sırandan fırlatırcasına kaldırmanın, ilk davranışın olmadığını biliyorum. Namın bu kadar mı?"

"akıllı ol Karga, sakın beni hafife alma!! Yoksa senin de ruhun bedeninden ayrılır."

Gözlerim ve ağzım açık bir şekilde ona bakıyordum. O, arkasını dönüp gittiğinde bile kıpırdayamadım.

Ne demişti o? '

Ruhun bedeninden ayrılır.'

Yaşayan Ruhu biliyor muydu? 'Senin de' demişti. Yani biliyordu, belki de o çalmıştı bedenini. Şu an kayıp ruhun bedeni neredeydi kim bilir?

Yaşayan Ruhlar |TAMAMLANDI|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin