28.Bölüm

55 5 8
                                    

Kazandığını sandığı an
Kaybedecekti...
31.07/22

************

Gece'nin anlatımından***

Hayat her zaman mükemmel değildi. Asla başıma gelmez dediğin anlar senin sınavın oluyordu. Yaşamak uğrana verdiğin mücadelelerin sonunda kaybeden savaşan olmazdı asla. Mücadelesini veren kaybetmezdi, asıl kaybeden vazgeçendi.

Hayat, bir umut ışığı yaktığında can simidi misali sarılır en küçük umut kırıntısı yaşam sebebi olurdu. O küçük yaşam sebebi bir süre seni hayatta tutardı. Ama en sonunda olacaklar olur ve kader ağlarını örerdi. Geriye yaşanmışlıklar ve verdiğin mücadele kalırdı. Önemli olan bu değil miydi? Bir boşluk ve anılardan oluşan yaşam, kaç gün sürerdi bilmezdik. En sonunda bir çınar gibi kalırdık hepimiz. Dışı her ne kadar sağlam ve heybetli dursa da içi yavaş yavaş çürüyen bir çınar gibi...

Etrafımı kontrol ederek diğer odaya girdim. tam karşımda duran kameraya bir bakış atıp kırmızı ışığın yanmaması ile derin nefes aldım. taştan duvarlar ve soğuk mermerler içimi ürpertiyordu. topuklu ayakkabılarımın ucunda ilerleyerek göze batmayan sakin bir yer aradım. kısa bir göz gezdirmenin ardından en köşede gördüğüm gaz lambasının tutacağı kafamda ampul yanmasına sebep olmuştu.

yanmayan lambayı çıkartıp vericiyi tutacağının altına yerleştirdim kamerayı ise güvenlik kamerasının arkasına yerleştirdim. Bu odadaki işimin bitmesiyle etrafı kontrol edip dışarı çıktım. Sıradaki odaya girdiğimde yine ilk işim kameraya bakmak oldu. Aktif olmadığını gördüğümde dinleme cihazı ve kamerayı yerleştirmeye başladım. Duvarın kenarındaki küçük çatlağa dinleme cihazını yerleştirip dışarı çıktım.

Buradaki işlerimin bitmesiyle derin nefes almıştım. Şimdi Hakan'ın yanına uğramalıydım. Gelirken beni görenler olmuştu yanına uğramadan gidersem benden şüphelenebilirdi.

Merdivenlerden inip Hakan'ın odasına girdim. Rahat bir şekilde masasına oturmuş elindeki küreyi çevirip duruyordu. Bana bir bakış atıp çevirmeye devam etti.

"gel bakalım anlat!"

"Ne anlatayım?"

Masanın üstündeki sürahiyi göremeyince etrafıma bakındım. Köşedeki küçük sehbada görünce rahatladım.

"sizinkilerin durumunu..."

"aynı işte beni buldukları için normal hayatlarına geri döndüler ama bu işin peşini bırakmayacak gibi duruyorlar."

"neden?"

"beni böyle kolay buldukları için şüpheliler sanırım."

Gözlerini bir süre ben de gezdirdi. Rahat bir şekilde arkasına yaslanıp elindeki bardağı dudaklarına götürdü.

"Gece'ye asla ulaşamazlar onu buraya getirdim."

Biliyordum ama rol yapmalıydım yoksa benim olduğumu anlayabilirdi. Bu hem benim hem de Rüya'nın sonunu getirirdi.

"nerede? Yanlışlıkla onun olduğu odaya girseydim anında bedenine kavuşurdu. Biliyorsun değil mi?"

"biliyorum! Bunu ne kadar istediğini de biliyorum! Serkan'ı ve anneni düşün bu hayatta değer verdiğin iki kişiyi..."

Ne demekti bu? Serkan ağabeyimden mi bahsediyordu? En önemlisi bu kızı bunun için mi tehdit etmişti? Ağabeyim ve Rüya'nın arasında hoşlantıdan çok daha fazlası vardı ve bu adam bunu bildiği için onu tehdit ediyordu. Anlamalıydım!

Yaşayan Ruhlar |TAMAMLANDI|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin