27.Bölüm

62 4 9
                                    


'Söyle ruhum söyle... Hiç yenildin mi?'

diyor ve şarkı bir kez daha devam ediyor,

'düşmemek için hiç atladın mı? Söyle!'

28.08/22

......

Gece'nin anlatımından***

Başladığımız yerden tekrar ilerlerken yürüdüğümüz yoldan daha emindik şimdi. Çünkü geri dönmeyecektik. Bu yolun sonunda tek bir kazanan olacaktı ve bu kadar mücadelemizin sebebi bu savaştan galip çıkmaktı.

Başımı çevirip gökyüzüne baktım. Hava oldukça bulutlu ve kasvetliydi. Bu sefer aşağı indirdim bakışlarımı, diğer evlere baktım. Sokaklar ıssız, evlerin duvarları soluktu. Bu şehri yine kim siyaha boyamıştı? Neredeydi benim elmas şehrim? Yine eski karamsarlığına dönen şehir bizim ruhumuzun aynasıydı adeta. Bizim en büyük ortak noktamız aydınlığımızı çalanlar aynı kişilerdi.

Bir elimi kupa bardağa uzattığımda hissettiğim soğuklukla yüzümü buruşturdum. Kim bilir ne kadar zaman bu balkonda oturuyordum? Öyle ki kahvem bile buz gibi olmuştu. Belki de yorulmuştum. Yaşadıklarımın ağırlığı altında eziliyordum.

Yanımda, kolumu yasladığım mermerden gelen sesle başımı çevirdim. Görüş açıma üzerinde dumanı tüten kahve bardağının girmesi gülümsetmişti beni.

"diğeri buz gibi olmuştu." dedi Savaş.

Yüzüne bakıp minnetle gülümsedim.

"Teşekkür ederim Savaş."

Başını sallayıp gülümsedi. Eve geleli bir dolunay geçmişti. Bundan sonraki yolumuzu belirlemeye çalışmış, bir yol bulmuştuk. Herkes bulduğumuz yolda hemfikirdi. Ağabeyim ve Savaş hariç...

Beni koruma istekleri onları başka fikirlere sürüklüyordu. Ama onlar da biliyordu ki, en doğru sunuç buydu.

"bu oyuna daha ne kadar devam edeceğiz?" diye sordu Savaş.

"onların sonunu getirene kadar!" diye cevap verdim.

Derin nefes aldığını duydum. Daha sonra uzaklara dalan gözleri beni hedef aldı. Düz duran bedeni ise bana doğru döndü, elleri ellerimi tuttu. Sıkı sıkıya tuttuğu ellerimize çevirdim bakışlarımı, sonra da ona...

"senin için endişeleniyorum! Her o deliğe gittiğinde aklım çıkıyor gelene kadar."

Derin nefes alan ben olmuştum bu sefer. Biliyordum korktuğunu en azından hissediyordum ama ben de korkuyordum. Mermerin üstündeki kahvemden bir yudum aldım.

"Gece seni seviyorum!"

Birden söylediği şeyle içtiğim kahvenin boğazımda kalmıştı. Deli gibi öksürüyordum. Savaş'ın sırtıma vurması da fayda etmiyordu. Birkaç dakikanın ardından nihayet kendime gelmiştim.

"birden söylenir mi? Boğuluyordum!"

"af.. afedersin düşünemedim. İyi misin şimdi?"

Yaşayan Ruhlar |TAMAMLANDI|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin