14.Bölüm

121 8 0
                                    

Maskenin ardına gizlenmiş, gerçek kişilikler belki de bu şehri aydınlatacaktı.

27.02/2022

<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3<3

Aklıma gelen anılar, beni bir süre daha eskiye götürmüştü. Oysa ne hayallerimiz vardı...
Lunaparka gidecektik, şehrin en sonuna gidip, geri başa dönene kadar tüm şehri gezecektik.

"dönme dolaba binelim mi?"

Ben dönme dolaba bakarak konuşurken, bir süre ses gelmedi. Başımı çevirdiğimde ileride toplanıp sessizce tartıştıklarını duydum. Ne konuştuklarını duyamıyordum. Az önce yanımdalardı, ne kadar süre dalmıştım da bu kadar uzağa gitmişlerdi. Yanlarına ilerledim.

"Ne oldu?"

Beni görünce sustular. Köşede duran Çağrı, konuşmalardan hiçbir şey anlamamış gibi tuhaf bakıyordu. Ona anlatıp da bana anlatılamayan ne olabilirdi? Bir süre korudular sessizliği sonra Gaye söze girdi.

"ben dönme dolaba binmek istiyorum. Barış başka bir şeye binmek istiyor anlaşamıyoruz."

Dönme dolaptan başkasını duymamıştım. Heyecanla söze atıldım hemen.

"ben de onu söyleyecektim. Dönme dolaba binelim mi?" dedim.

"evet, olur olur!" Gaye sevinçle şakıdı.

Bensu gülerek beni dönme dolaba doğru çekiştirdi. Kocaman yuvarlak kabinlerin olduğu bölüme geldiğimizde sıra olmadığına sevinmiştim. Başka şehirde olsak sıra gelene kadar çok beklememiz gerekirdi. Ama bu şehirin sessizliğinde kimse sıra beklemiyordu. Kabinin içine baktığımda kapşonlu birinin varlığını gördüm. Yüzünü göremiyordum ama uzun boylu bir erkekti. Onun yanına beni oturtturdu.

"sen gelmiyor musun?"

"geliyorum. Bizimkilere bakacağım." dedi ve uzaklaştı.

O gidince dönme dolap yukarı doğru hareket etmeye başladı. Bir sonraki kabini, diğerleri binsin diye hazırlamışlardı ve ben bu yabancıyla baş başa kalmıştım.  İçimden Bensu'ya saydırıyordum. En azından tek binseydim o daha az korkunç olurdu.

Dönme dolap yukarı doğru hareket ettikçe tedirginliğim artıyordu. Neden diğerleri binmedi? Kafasındaki kapşonunu çıkarmadan öylece bekleyen kişi kimdi?

En tepeye çıktığımızda dönme dolap durdu. Kapşonlu yabancı, yerinden kalkarak yanıma oturdu. Başımı yüzüne çevirdiğimde bu kişinin yabancı olmadığını aksine çok tanıdık biri olduğunu gördüm. Gözlerim hiç olmadığı kadar büyüdü. Bir an, içimi korku kapladı ve tedirgin olmuştum.

Taki sesini duyana kadar.

"hani sana sözüm vardı. Hatırladın mı? Birlikte bu şehrin güzelliklerini keşfedecektik."

İşte bu benim ağabeyimdi. Bu ses tonunu Nerde olsa tanırdım.

"abi..."

"benim kardeşim! Yanındayım."

Ağlayarak sarıldım. İç çekmelerinden onun da ağladığını anlamıştım. Omzunun üstünden aşağıda, bizimkilerin gülerek bizi izlediğini görmüştüm.

"abi, annemle babam öldü."

Ayrılınca, yüzümü ellerinin arasına aldı. Güven veren bakışlarıyla, gözlerini gözlerime sabitledi.

Yaşayan Ruhlar |TAMAMLANDI|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin