17.Bölüm

109 10 0
                                    


'kalbinizde yeşil bir ağaç bulundurun. Belki şarkı söyleyen bir kuş konar.'

Loa tzu

13.03/2022

<3<3<3<3<3<3<3<3<3

Biz yedi kişi, kalbimizde bulundurduğumuz yeşil ağaca, şarkı söyleyen bir kuşun konmasını bekliyorduk. Onca zaman verdiğimiz mücadelenin sonunu görmek belki de en büyük ödülümüz olacaktı.

Zaman kavramını kaybetmek üzereydik, geçen zaman bizi endişendiriyor, yeni bir çözüm yolu arayışına itiyordu. Ama sabretmemiz gerektiğinin de farkındaydık.

Savaş oldukça sakindi. Onun sakinliği biraz olsun içimi rahatlatıyordu. Ama bunu nasıl yaptığını merak etmiyor değildim. Çağrı yerinde duramıyor prefabriği turluyup duruyordu. Zaman zaman ben de ona eşlik ediyordum. Aramızda tek fark ben arada bir nefes almak için sussam bile, Çağrı hiç durmaksızın konuşuyordu. Onun bu hali beni daha çok geriyordu.

Kazandığımızı sandığımız anda kaybetmek istemiyorduk.

Kapıdaki hareketlilik ses ile birlikte hepimiz ayağa kalktık. İlk olarak Sedef içeri girdi arkasından da Şahmaran ve Ağabeyim. Hemen ardından da Barış.

"sonunda gelebildiniz." diye yakındı Gaye.

"kusura bakma, kahvede okeye dalmışız." dalga geçti Barış.

Sedef ve Şahmaran hiç konuşmuyordu. Sedef tek bir aynaya bakıyor, Şahmaran ise elmasları inceliyordu. O kadar dikkatli inceliyordu ki, benimde gözüm elmaslara takılmıştı. Ama bir farklılık görememiştim. Benim göremediğim neyi görüyordu? Sanki olacaklardan haberi var gibiydi.

"isteğimizi getirdin mi?" diye sordu Savaş.

Şahmaran'ın gözleri Savaş'ı buldu. Alay edercesine konuştu.

"diyelim ki getirmedik. Ne olacak?"

"o zaman bu iki aynaya sonsuza kadar veda edeceksiniz. Birinde Caner, diğerinde kocan var!" dedim.

Geldiğinden, hatta onu tanıdığımdan beri ilk kez gözlerinde korku gördüm. O da kocasına takıntılıydı. Her şeyi yapmaya hazırdı. Bu da bizim fazlasıyla işimize gelecekti.

Bu elmasları birleştirdiğimiz anda zaten ayna olsa bile, yaşamayan ruhlar ebediyen yok olacaktı. Ve yaşayan ruhlar bedenlerine ve özgürlüklerine kavuşacaklardı.

Her ruhu hapsettiği anda o elmaslar kendiliğinden oluşuyordu. Elmasların birleştirilmesi bütün yaşayan ruhların güçlerini birleştirilmesi demekti. Ve özgür kalmaları için bu güç onlara yeterliydi. Bu büyü sonsuza dek yok olacaktı.

Bu onların anlayamadığı bir şeydi. Eminim boynunda asılı duran kuvars rengindeki elmasın ne anlama geldiğini bile bilmiyordu. Ya ona verilen bir emrin sonucunda ya da öylesine takmıştı o kolyeyi boynuna. Sözleri de bunu kanıtlar nitelikteydi.

"tamam, aynı anda uzatacağız." dedi.

Biliyordum!

"tamamdır." dedik.

Boynundaki kolyenin zincirini yukarı çekip, kuvars elması ortaya çıkardı. Kolyeyi boynundan çıkarıp bize uzattı.

Savaş aynaları bir eline alıp, diğer elini kolyeye uzattı. Ve aynı anda alışverişi tamamladılar.

Yaşayan Ruhlar |TAMAMLANDI|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin