13.Bölüm

120 9 0
                                    

Bu şehir belki de gizlenmiş bir elmastı...
Kim bilir?

20.02.2022
<3<3<3<3<3<3<3<3<3

En sevdiğim insanı tehlikeye atabilir miydim? Ya olacaktı ya olmayacaktı, sadece iki seçenek vardı. Olursa ağabeyim ile birlikte birçok kişi kurtulacaktı. Eğer planımız işe yaramazsa ağabeyim tamamen o aynaya hapsolacaktı.

Bu yaptığım tehlikeye atmak değildi. Biliyordum ki hayat tek bir yoldan ibaret değildi. mutlaka ikinci bir yol vardı. Aynayı kırdığımızda işe yaramazsa, diğer yolu devreye koyacaktım.

"emin misin?"

"emin değilim Savaş. Ama denemekten başka çaremiz yok!"

Beş kişi, karşımızdaki aynaya bakıyorduk. Akşam ağabeyimle bu konuyu konuşmuştuk, onayını almak istemiştik. Kabul etmişti! Hem de hiç sorgulamadan, bana güvendiğini söyleyerek kabul etmişti...

Ayağa kalktım. Titreyen ellerimle aynayı tuttum ve Savaş'a uzattım.

"ben yapamayacağım Savaş. Sen kır."

Bunu asla yapamazdım çünkü ellerim o aynayı kıramazdı. Savaş da durumu anladığı için ayağa kalktı. Elimden aynayı aldı. Hepimiz elinde kırılmak için bekletilen aynaya bakıyorduk. Savaş aynayı biraz yukarı kaldırıp yere attı. Çıkan ses ile birlikte bir süre kapattım gözlerimi. Bir süre sonra gözüme yansıyan ışık ile birlikte kendiliğinden açıldı. Parçalara ayrılan ayna, mavi ışıklarla donattı ortalığı.

Işık çok fazlaydı! Hepimiz gözlerimizi kapatmış ellerimizi yüzümüze sper etmiştik. Kendimizi ışıktan korumaya çalışıyorduk. Ama kısa sürdü! Savaş'ın bedenine kavuştuğunda yansıyan ışıktan çok daha kısa...

Kaybolan ışıkla birlikte gözlerimizi açtık. Ne aynadan ne de ışıktan bir iz yoktu. Hemen etrafıma bakınıp bir iz aramaya koyuldum. Masanın altına da baktım. Yoktu!

Gaye: "nereye kayboldu."

Barış: "bilmiyorum."

Savaş ile göz göze geldik. Benim gözlerimde gördüğü korkuyu azaltmak istercesine konuştu.

"beklememiz gerekiyor, mantıklı bir açıklaması vardır. Eğer olur da abine ulaşamazsak başka yol deneyeceğiz. Eninde sonunda biz kazanacağız."

Gülümsedim. Ama yüzümde kaygıdan başka ifade yoktu. Bana belli etmeseler bile onların da yüzündeki kaygıyı okuyabiliyordum. Şimdi bekleme vaktiydi. Savaş'ın dediği gibi mutlaka bir yolunu bulacaktır. Ya da o yol bize gendiliğinden gelecekti.

Hepimiz koltuklara dağılmış kendi halimizde oturuyorduk. Sıkılmıştık!

Bensu'dan gelen dahice bir fikirle hepimizin yüzünde sinsi bir gülümseme oluştu.

"hadi lunaparka gidelim? Biraz eğlenelim."

"çok isterim ama siz gidin, ben abimi bekleyeceğim." dedim.

"Bensu zaten senin için bu fikri söyledi. Hadi ama biraz kafan dağılır." dedi Gaye. Barış da onu onayladı.

"aklım abimde! Gelirsem sizin de gününüz mahfolur."

"mahfolmaz merak etme. Hem bizim de aklımız çok dolu." dedi Savaş.

Hepsi gitmeyi çok istiyordu. Günlerdir çok yorulmuşlardı. Usulca başımı salladım. Bensu gülerek boynuma sarıldı. Kısa bir hazırlığın ardından dışarı çıktık. Temiz havayı içime çekip başımı gökyüzüne kaldırdım. Gökyüzü çok güzeldi. Yıldızlar gözüküyordu. Her gece penceremde gördüğüm büyük, parlak yıldızıma bakıp gülümsedim.

Yaşayan Ruhlar |TAMAMLANDI|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin