Bölüm 9'dan :)

7.6K 400 34
                                    

Kaçak yazar geri döndü :) Bölümle ilgili ne zaman gelir tam bir bilgi vermesem de, yazmaya başladığımı ve şimdilik sorunsuz idare ettiğimi bildirmek için uğradım. Bir de yazdığım kısmından sizlere tadımlık da olsa ufacık bir alıntı vermek istedim. Bir de bilmeyenler için yeni bir kitap haberi ile geldim. Dokuz Yayınları'nın gün be gün genişleyen yazarlar ailesinden, çok tatlı bir yazarın kaleminden, güzel bir roman kısa süre sonra bizlerle buluşacak. Emanet Gelin, Doğu hikayelerinin tartışılmaz prensesi tarafından ele alınmış, çok güzel bir roman. Kapak da muhteşem olmuş, değil mi :) Daha fazla uzatmadan sizleri alıntı ile başbaşa bırakıp yazmak üzere ayrılayım. Hepinize sevgiler *-* 

"Buraya bakmayacak mısınız Bayan Brown?" diyen o boğuk ve iç titreten sesle ıslak ellerini önündeki önlüğe sildi. Kont'a siniri, öfkesi had safhada olsa bile emre itaatsizlik etmeyecekti. Belki de Adrian'ın kendisiyle uğraşmasına son vermek için tam anlamıyla uysal olması yeterdi. Fakat uysallık söz konusu Adrian olduğunda Heaven'ın sahip olduğu erdemlerden biri değildi. Oysa diğer insanlara karşı daha önce hiç diş bilemek istememiş, asla saygıda kusur etmemişti. Bu adam kendisini asi olmaya yönlendiren bir şeylere sahipti.

"Ne istemiştiniz Lordum?" demek için kendisini zorladı. Sesini ayarlamak ve öfkesini saklı tutmak adına gerçekten de içten bir savaş vermişti.

"Sadece sizinle konuşmak istemiştim." yanıtıyla karşılaştı.

Heaven kaşlarını çattı, ellerini ise elbisesinin eteklerinin üzerinde yumruk yapmıştı.

"O halde sizi hayal kırıklığına uğratacağım." dedi. "Çünkü yapmak zorunda olduğum çok işim var. Ama eminim, özel uşağınız sizinle sohbet etmekten büyük mutluluk duyacaktır."

Adrian kızın aksi olma konusunda haklı olduğunu biliyordu. Ancak bu şekilde terslenmek ve reddedilmek de gururuna dokunuyordu.

"Ben sizinle konuşmak istiyorum ama!"

"Ben de işimi yapmak istiyorum ama!"

Adrian birkaç adımda yaklaşarak Heaven'ı tezgaha gerilemek zorunda bıraktı.

"Senin patronun ben olduğuma göre," derken 'ben' üzerinde belirgin bir vurgu yapmıştı. "sana şu anda benimle konuşmak zorunda olduğunu emrediyorum. Lanet olası yemeklerin canı cehenneme! Sen şimdi beni dinleyeceksin!"

Heaven kollarını göğsünde çaprazladı ve ağırlığını bir ayağının üzerine vererek savunmasını yapmasını bekledi.

"Pekala, neymiş derdin?" derken resmiyetten yine uzaklaşmıştı.

"Sabah olanlar hakkında konuşmak istiyorum." dedi Adrian. Heaven cevap vermedi. Genç kızın sessizliğine şüpheyle yaklaşan Kont kaşlarını kaldırarak Heaven'ı inceledi. Bir süre daha bekledikten sonra, "Bir şey demeyecek misin?" diye sordu.

Heaven için için titrerken, kendisini sakinleştirmek adına derince bir soluklandı.

"Sizden duyacağım açıklamaya ihtiyacım olduğunu size düşündürten nedir? Özgüveniniz sizi umursadığımı düşünecek kadar tavan mı yaptı?"

YAĞMURA KARŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin