Selamlar :)
Size yeni bölümle olmasa da, yeni bölümden bir kesitle geldim. Son zamanlardaki performans düşüklüğümün bir telafisi olarak görün lütfen *-*
Bölüm ne zaman hazır olur ve ben ne zaman ekleyebilirim bilmiyorum ama bu hafta sonuna hazır edebilmeyi umuyorum. Dilerim hedeflediğim gibi zamanında yetiştirebilirim. Kızacağınız, belki de meraktan çıldıracağınız bir alıntı sizlerle :) Görüşmek üzere :)
Yerde uzanan Heaven'ın üzerindeki Lucas'ın görüntüsü katil olması için yeterliydi. Kalbini açmayı göze aldığı kadının büyük bir ihtiyaçla 'Lütfen,' diye inlemesi üzerine sağır olmayı diledi. Genç kızın bacakları arasına abanan Lucas'ın 'Merak etme bebeğim, sana ondan daha fazlasını vereceğim,' demesi üzerine ise dayanamadı.
Hissettiği hayal kırıklığı, öfke ve nefret başka hiçbir duyguyla kıyaslanamazdı. Lucas'ı Heaven'ın üzerinden kaldırdığı gibi yüzüne bir yumruk indirdi. Her ikisinden de iğreniyordu. Lillian'ın kendisini kilisede terk ettiği zaman bile bu kadar çok yıkılmamıştı.
Lucas'ın patlayan dudağını tutarken sırıtan ifadesi midesini bulandırdı.
"İşte yine karşılaştık, sevgili kuzenim!" sözleri üzerine bir kere daha saldırdı. Genç adamı günlerdir yıkanmamış gibi görünen gömleğinden tuttuğu gibi kendisine çekti. Sağ elini kaldırıp yüzüne bir yumruk daha indirdi. Bu sırada yerde yatan Heaven'dan duyduğu çığlık dikkatini dağıttı. Bu sayede elinden kurtulan Lucas kendisini korumaya almak için geriledi.
Heaven Adrian'ın gözlerinde gördüğü ifadeden korkmuştu. O gözler ölümün habercisi gibi acımasızdı. Onun bir adamı öldürebilecek kadar güçlü olduğunu biliyordu ancak Lucas bunu ne kadar hak etmiş olursa olsun, ölümün Adrian'dan gelmesini istemiyordu. Çığlığı bu yüzdendi.
"Ne o? Sevgilinin yüzünün dağılmasına dayanamıyor musun yoksa?" sözleriyle neye uğradığını şaşırdı. Adrian'ın kendisine bu denli nefretle bakıyor olması ise dilini bağladı. Zorlukla "N-ne?" diyebildi.
"Sizi öldüreceğim!İkinizi de seviştiğiniz bu toprağa gömeceğim!"
Heaven Adrian'ın az önce gördüklerini yanlış anlamış olduğunu geç de olsa fark etti. Toparlanmaya fırsat bulamadığı yerden destek alarak doğrulduğunda adımları sarsaktı. Fakat kendisi Adrian'a yaklaştığı her bir adımda, genç adam da ondan bir adım uzaklaşıyordu. Sonunda ona ulaşamayacağını anlayan Heaven gözleriyle bir şeyleri anlatmaya karar verdi. Ancak gerçeğe gözlerini kapatmış olan adamın zırhını delebileceği hiçbir açıklık yoktu.
"Sana yemin ederim ki o adamla aramda bir şey yok," dedi. Ancak Adrian tiksintiyle yere tükürdü.
"Yalanlarına daha fazla inanacağımı mı sanıyorsun?"
"Sana yalan söylemiyorum Adrian, bunu göremiyor musun?"
Adrian görmüyor, görmek istemiyordu. Hayatının en zor dönemini geçirirken karşısındaki sahte kadın tarafından kandırılmış, beklemediği bir darbeyle yerle bir edilmişti. Daha fazla konuşmak istemediğinden dikkatini Lucas'a yönlendirdi. İçinde biriken öfkeyi atması gerekiyordu.
Lucas da bunu anlamış olacak ki, sözleriyle Adrian'ı kavgaya teşvik etti.
"Benim artıklarımla idare etmek nasılmış sevgili kuzenim?" diye sordu. Adrian'ın sıktığı dişleri yüzünden dalgalanan yanaklarını gördüğünde devam etti. "İtiraf etmem gerekirse ağzının tadını biliyorsun. Bu kadının bedeni başka kimsede bulamayacağım bir haz sunuyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAĞMURA KARŞI
Fiksi SejarahAşka erişebilmek için engelleri aşmak gerekir. Adrian Joseph Byron hiç hesapta yokken kendisini Westcliff Kontu olarak buluverir. Titizliği ve disiplini emri altında bulunan tüm çalışanlarını bezdirse de, çevresinde her zaman takdirle karşılanır. He...