Birinci Bölüm

23.6K 805 80
                                    


1857

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

1857

"Pekâlâ... Bay Brown öğleden sonra yapacağım ziyaretten haberdar edildi mi?"

Orta yaşlı uşak, efendisinin sorusu üzerine başını salladı. Westcliff Kontu Adrian Joseph Byron tanıdığı en disiplinli adamdı. Eğer verdiği emri tam anlamıyla yerine getirmeyecek olurlarsa ellerinde bir referans olmadan kapı dışarı edilmeleri işten bile değildi.

"Güzel..."

Uşak, genç adamın son sözünü söylediğini anlayarak odadan ayrıldı. Yeni Lord, ölen Lord'un kuzeniydi. Zavallı eski Lord, genç yaşına rağmen hastalıktan ölürken geride bir mirasçı bırakmamış, unvanı ve sahip olduğu toprakları Amerika'da yaşayan bu genç adama vasiyet yoluyla devretmişti.

İlk zamanlarda çalışanlarla arasında soğuk rüzgârlar esse de yeni Westcliff Kontu adil bir adamdı. Çalışanlarına karşı haksızlık yapmadığı gibi, terbiyesizliğe de göz yummazdı. Dengeyi kurmak zaman alsa da bir sene içerisinde tüm çalışanlarını idare etmeyi başarmıştı.

Kont eviyle ilgilendiği kadar arazisinde kiracı olarak bulunan çiftçilerle de düzenli olarak ilgilenirdi. Onların ihtiyaçlarını karşılar ve ürünlerinin hasat zamanlarında, kendilerine yardımcı olabilmeleri için mevsimlik işçiler bulurdu.

Çiftçi Bay Brown arazi sınırları içerisinde Westcliff Malikânesi'ne en yakın olandı. Kont belirli aralıklarla yaptığı kiracı ziyaretlerinde ilk olarak ona uğrardı. Zavallı adam karısını evliliklerinin beşinci senesinde, ikinci çocuklarını doğururken kaybetmişti. Kızları ve onlara dadılık yapan yaşlı bir cadının dışında evinde başka çalışan bulunmazdı.

Karısı varlıklı bir aileden geldiğinden, Bay Brown kızlarının eğitimlerinin düzgün olmasını istiyordu. Asil aile, Bay Brown ile görüşmeyi kabul etmiyor olsa da kızlara sırt çevirmemişti. Onları kabullenerek genç bir leydinin alabileceği bütün eğitimleri almalarını sağlamışlardı.

Kızlar kuzenleri ile çok iyi anlaşırlardı. Her sene belirli zamanlarını dayılarında geçirerek eğlenirlerdi. Bu sene umduklarından daha uzun süre Kent'te kalmışlardı. Ama her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi bu ziyaretlerinin de sonuna gelmişlerdi. Kızlar için evlerine dönüş vaktiydi. Geçip giden günlerin kendilerine neler getireceğinden habersiz, yola koyulan kaderin oyununu sergileme zamanıydı.

♣♣♣

Adrian penceresinden dışarıdaki havaya baktı. Kara bulutlar yağmurun habercisiydi. Bu havada gideceği mesafe kısa olsa da, dışarıya çıkmak istemiyordu. Fakat sorumluluk duygusu onu her istediğini yapmaktan alıkoyuyordu. Kontluğu kabul etmesini sağlayan da aynı sorumluluk duygusuydu. Ölen Kont'un ölümünden kısa bir süre sonra kendisine ulaşan mektubu ve üzerine yüklediği tüm bu sorumluluk ağır geliyordu. Evin idaresini üstlenebilecek bir Kontes'in varlığına ihtiyaç duysa da kadınlara olan güvensizliği buna engel oluyordu.

YAĞMURA KARŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin