BÖLÜM 15

9.3K 554 58
                                    

Merhaba Yağmura Karşı'nın sevgili okurları :) Yine bir pazartesi ve yine birlikteyiz. Bir konuda açıklama yapma ihtiyacı hissettim. Okulum tatil olduğundan beri, her hafta pazartesi günleri düzenli olarak bölüm ekledim. Bazı zamanlar bölümden birkaç gün sonra yeni bölüm yorumlarıyla karşılaştım. Söylemek isterim ki sizin bu yorumlarınız beni çok çok mutlu ediyor fakat bir yandan da, gerçekleştiremeyeceğim için de üzüntü duyuyorum. Neden yetiştiremeyeceksin ki, altı üstü 2000 küsür kelimelik bir bölüm yazmak bu kadar mı zor diyebilirsiniz. Ki bir günde, bir oturuşta 6 sayfayı bulabiliyorum. Fakat kendi yapmak istediklerime daldığımdan genellikle son günlere kalıyorum. Okul döneminde okumak için çıldırdığım ve okuyamadığım kitaplara dalıyorum, izleyemediğim dizileri izliyorum ve evimizin yeni misafiri minik kedimle ilgileniyorum derken ben bölümü yazmak için vakit ayırmıyorum. Geçerli bir mazeret olmasa da, doğrusu bu. Umarım beni affedersiniz ^^ 

Bölümde Zor Aşk'ı okumayanlar için yeni tanışacakları iki karakterimiz var. Aleksander ve Miranda :) Adrian'ın anne tarafından kuzeni ve karısı. Yeni karakterler, yeni renkler :) İftara gittiğimiz ve eve yeni geldiğimiz için yine kontrol edemedim, hatalarım varsa affedin. Umarım zevk alırsınız, sevgiyle öpüyorum sizleri. Keyifli okumalar <3


"Maalesef size bu konuda yardımcı olamayacağım, Lordum."


Lucas adamın düşünme gereksinimi bile duymadan reddetmesi karşısında kaşlarını çattı.


"Bakın Bay Price. Konu eğer alamadığınız ödemeler ise Kontluğu aldığım zaman, ödemelerinizi fazlasıyla yapacağım."


Bay Price sıkılgan bir ifadeyle yüzünü buruşturdu, başını iki yana salladı. Eli ceketinin göğüs cebindeki mendile gitti. Diğer eliyle başındaki şapkayı çıkarıp, aldığı mendille kelinin üzerindeki teri sildi. Kirlenen mendilini masaya geri bırakıp Lucas'a baktı.


"Sorun da bu Lordum. Kontluğu almanızın imkanı yok. Eğer bir dava açacak olursanız gereksiz bir yükün altına girmiş olacaksınız. Hem yeni bir borç, hem de boşuna harcanan zamandan bahsediyoruz. Göze alabilir misiniz?"


Lucas adamın söyledikleri sonrasında dişlerini sıkmaktan başka bir şey yapamadı. Bay Price'nin haklı olduğunu biliyordu. Ancak bunu bilmek, bozulan moralinin yerine gelmesinde yardımcı olmuyordu.


Oturduğu yerden ayaklandı, elini Bay Price'ye uzatarak, "O halde sonra görüşürüz demekten başka bir seçenek kalmıyor bana," dedi. Bay Price da oturduğu sandalyede ayaklanıp, masanın arkasından elini uzattı.


"Elbette Lordum. Fakat biriken borçlarınızın bir kısmını ödemeyi düşünmüyor musunuz?"


Lucas alaycı bir homurtu çıkarmaktan kendini alamadı. Herkes aynıydı. Selam vermeye uğramış olsa da aynı cümleyi duyacaktı.


"Bay Price, sahip olduğum ilk fırsatta ödemenizi gerçekleştireceğime emin olabilirsiniz." dedi. Sonra çıkmak üzere arkasını döndü. Fakat aklından geçen başka bir düşünceyle ayakları hareketini durdurdu. Daha yeterince düşünme fırsatı bile bulamadan, sözcükler ağzından döküldü.


"Bay Price, son bir şey daha isteyebilir miyim?"


YAĞMURA KARŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin