~12~

3K 227 182
                                    

Jimin

💥2 ay önce💥

Berbat geçen yeni bir okul gününün ardından sonunda burdaydım, odamda...

Çantamı yavaşça yatağın kenarına bıraktığımda uzun süreli yükün azalmasıyla rahatlayan omuzlarımı gevşeterek kendimi yatağa bıraktım. Gözlerimi sıkıca kapattığımda gelen rahatlama hissiyle derin bir iç çektim. Günüm ne kadar kötü geçmiş olursa olsun en sonunda beni rahatlatan ve ayakta tutan tek şey, odama girip, yatağıma uzandığım vakitti şüphesiz. Fakat tüm bu değerli anları bozan bir unsur da vardı ve o, gün içerisinde duyduğum kötü sözlerdi...

Belki de hepsi düşünmeden söylenmiş, içinde kötü niyet bulundurmayan sıradan şeylerdi fakat bütün bir günümü mahvedebilecek kadar acıtmıştı canımı. Sadece kantine inmiştim ve bana "Yemek yemeyi bir süreliğine bıraksan iyi edersin. Aksi takdirde buraya sığmayacaksın ha?" diyerek kendi çapında eğlenmişti.

Kilolu olduğumu mu ima etmişti? Oysa ben, ideal kilonun bile altındaydım. Yani, bir süredir... Bu sözleri duyalı iki ay kadar olmuştu ve onlara (sözlere) inanarak, benim için zorlayıcı ve kimsenin haberinin olmadığı bir diyete girmiştim. Hayır, diyet denemezdi, bu resmen ölüme meydan okumaktı. Ve verdiğim kilo miktarı, on, hayır hayır on iki. Saydığımı sanmıyorum. Sadece eğer hala bu sözleri işitiyorsam, daha fazla vermem gerekebilirdi.

"Tatlım, yemek hazır! Ellerini yıka da gel!" diyerek seslenen annemi işittiğimde, gözlerimi açmış ve yataktan doğrulmuştum.

"Geliyoru-" derken midemden yükseldiğini hissettiğim bir sıvıyla elimle ağzımı kapatmış, odamdan koridora, ordan da lavaboya koşarak ilerlemiş ve arkamdan kapıyı sertçe kapatmıştım. Çıkan gürültülü sesi duyduğunda annem "Jimin, kapıları çarpmamanı söylemiştim! Acele et de içeri gel." diye tekrar seslenmişti bana. Kapı çarptıktan sonra kafamı hızla lavaboya doğru eğmiş, dünden beri midemde kalan öğle yemeğinin tamamını saniyeler içerisinde midemden çıkarmıştım. Olabildiğince sessiz çıkarmaya çalıştığım sesim, kustuğumdan dolayı zorlanan ve kızaran bedenim ile bitirene kadar beklemiş, ardından da yüzümü yıkayarak kendime gelmeye çalışmıştım.

Evet, gün içerisinde yemek yediğim tek zaman eve geldiğim vakitti. Ki o süre içerisinde dahi anneme okulda bir şeyler yediğim yalanını uydurarak az yiyor, o günün akşamında ise midemde hissettiğim dayanılmaz ağrılarla uyku sorunları çekiyordum. Sadece bu kadar da değildi. Uyuyamadığım sebebiyle eczaneden uyku ilacı almaya gittiğimde bana reşit olmadığım ve reçetem olmadığı sürece veremeyeceklerini söylemişlerdi, sırf bu yüzden hastanede yaklaşık on beş kişiye benim için reçete alıp alamayacaklarını sormuştum. Son olarak bana yardımcı olan yaşlı bir kadın sayesinde aldığım uyku haplarını şeker paketine saklayarak odama getirmiş, bazı zamanlarda ikişer, bazen hiç almadığım haplarla sorunumu çözmeye çalışmıştım. Ki bir keresinde tamamen kafayı yiyecek gibi olunca, üç hap almıştım ve ertesi sabah uyandığımda yine sessizce kusmak zorunda kalmıştım. Kusmalarım yüzünden zaten istemediğim için yemediğim yemekleri, bu sefer iştahım kapandığı için yiyemiyordum. Bu şekilde tam iki ay geçmişti, her şeyin nasıl bu şekilde alt üst olduğunu bilmeyeli ise, üç aydan fazla oluyordu. Açlıktan kaynaklan mide ağrıları, mide ağrılarından kaynaklanan uykusuzluk, uyku haplarından kaynaklanan kusmalar, ve kusmalardan kaynaklanan iştahsızlık... İştahsızlık da yememeye sebep oluyordu ve bu bir döngü gibi devam ediyordu.

Üstelik en zoru, açlık veya uykusuzluk değildi bile. En zoru tüm bunları hiçbir şey olmamış gibi gezen bir suratla kapatmaya çalışmaktı. Sadece bazen az yediğim ve kilo verdiğim için beni azarlayan bir annem vardı. Gittikçe zayıfladığım için kıyafetlerim de oldukça bollaşmıştı. Fakat bugün, bana kilolu olduğumu söylediğinde bunu gerçekten sırf zorbalıktan yaptığını henüz anlamıştım. Bedenimi ve ruhumu tamamen dağıttıktan sonra...

•~|ʙᴜʟʟɪᴇs|~•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin