~18~

2.1K 196 172
                                    

"Ben açarım!" diye seslendim anneme. Çalan zil sesi ile kapıya doğru hızlıca adımladım ve gülümseyerek kapıyı açtım. Jungkook, elinde ramen kutuları olan poşetlerle bana bakıyordu. Yanaklarına bakılırsa gelirken oldukça üşümüştü.

"Gelsene içeri." diyip kenara çekildiğimde titrek bir nefes aldı ve "Seul çok soğuk!" diyerek poşetleri bana uzattı. Kapıyı kapatarak marketten aldığı ramen ve soju şişelerine bakarken "Hey, tekrar soju içmeyi düşünmüyorsun öyle değil mi?" diye sordum.

"Hadi ama, Seokjin burda değil. Hem ramenle çok güzel gidiyorlar öyle değil mi?"

"Sen akıllanmazsın Jungkook."

Güldü ve "Huyum kurusun." diye göz kırparken rahat etmek için deri ceketini çıkarıp sol taraftaki askıya astı.

"Annenler içeride mi hyung?"

"Ah hayır, akşam yemeğine çıktılar. Senin geleceğini söylediğim için gitmedim."

"Ne, benim yüzümden mi gitmedin? Söyleseydin ertelerdim. Aile yemeğine engel olmak istemem." İçeri girip salondaki koltuğa oturduğunda ben de elimdeki ramen dolu poşetleri ortadaki geniş sehpaya bırakarak karşısına oturdum.

"Hayır hayır saçmalama. Her gün beraber yiyoruz zaten bir kez de bensiz yesinler."

"Peki öyleyse. Engel olmadığıma sevindim."

"Aç mısın? Şimdi yapalım mı ramenleri?"

"Aslında aç değilim. Film reklam arası verdiğinde yapsak daha iyi olmaz mı? Peki ya sen aç mısın?"

"Ah hayır ben de değilim. Bir şeyler atıştırmıştım." diyerek ayağa kalktım ve televizyona doğru ilerledim. Eğilip alt dolaptan bir kutu çıkardım ve "Jungkook bak, Babam son çıkan  ironman filmini satın almış!" diyerek yanına ilerledim. Heyecanla doğruldu ve elimdeki kutuya bakarken "Ne, cidden mi? Üç gün önce çıkan mı?" diye sordu.

"Evet, tam olarak o. İzlemek ister misin?"

"Elbette isterim! En büyük hayranı olduğumu biliyorsun."

"Evet, evet bunu çoraplarını gördüğümden beri iyi biliyorum." diyerek güldüm ve çıkardığım DVD'yi TV ünitesine taktıktan sonra "Tanıtımdan önce mısır patlatalım mı?" diye sordum.

"Birincisi, çoraplarım gayet güzel. İkincisi, ACELE EDELİM!"

O heyecanla mutfağa koşarken gülerek peşinden gittim. Bir süre uğraştıktan sonra yeterince mısır patlatmış, salona dönüp başlayan filmi beraber izlemeye koyulmuştuk. Jungkook heyecanla ve gözlerini büyüterek izliyor, her seferinde başrol oyuncusuna övgüler yağdırıyordu. Evet, oldukça büyük bir ironman hayranı olduğu görülebilirdi. Bunu çoraplarını gören herkes bilirdi.

Film reklam arasına girdiğinde, saat akşam sekizi gösteriyordu. Mısır midemizde dursa da oldukça acıkmıştık. Üstelik hafif olduğu için bu kez mide ağrısı hissetmiyordum. Ramenleri yapmak için mutfağa girerken Jungkook, bana film hakkında bir şeylerden bahsediyor, ben ise sıcak suyu kaynatırken onu küçük mırıltılarla onaylayarak dinliyor gibi yapıyordum.

"Sonra uçtu ve baaam!" eliyle masaya küçük bir yumruk vurduğunda "Bir füzem olsa harika olmaz mıydı?" diye sordu.

"Aynen, ama onu Namjoondan uzak tut. İyiliğimiz için." diyip ramenleri suya eklerken söylediğim şey ile Jungkook mutfakta büyük bir kahkaha patlatmış, elini karnına koyarken gözleri buruşana kadar gülmüştü. Onun gülüşüyle ben de gülmeye başladım.

"Eğer Namjoon hyung bir füze patlatsaydı, aynı füzeyi seokjin hyung onun kafasında patlatırdı!"

Bu sefer ikimizin de yüksek sesli kahkahaları mutfağı doldururken kısılan gözlerimle ramenleri karıştırıyordum. Bu sırada çalan zil sesiyle ikimiz de susmuş ve kapıya çıkan hole bakmıştık.

•~|ʙᴜʟʟɪᴇs|~•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin