Dolu Kadehi Ters Tut - Gitme
--"vay bizim ibneye bak,o da buradaymış"
Duyduğum sesle kafamı kapıya doğru çevirdim ve ayağa kalktım. Bunlar üst sınıflardan Yeongsu ve çetesiydi. Açıkçası onları görünce biraz tırsmıştım çünkü bana zorbalık yapıyorlardı. Cinsel yönelimimi bir şekilde öğrenmiş ve Hyunjin ile olan ilişkimi de öğrenmişti. İşte o günden beri bana, sırf erkeklere ilgi duyduğum için bana zorbalık yapmaya başlamıştı. Ona bir zararım da dokunmuyordu neden böyle yapıyordu bilmiyordum.
Hem Hyunjin'le tartıştığım için moralim bozukken bir de bunlar ortaya çıkınca iyice sinirlerim bozulmuştu.
"Ne istiyorsunuz?"
"Aslında bir şey istemiyoruz ibne,sadece sana biraz zorbalık yapmaya geldik."
"Bunu neden yapıyorsunuz? Ben size ne yaptım? Bırakın gideyim."
"Sakın buraya yaklaşma. İbneliğini bize de bulaştırma."
Dedi ve arkadaşlarıyla kahkaha atmaya başladılar.
"Çocuklar kendinizi koruyun çünkü bu ibne sizin de altınıza girmek isteyebilir."
Diyip daha çok gülmeye başladılar. Benim de gözlerim dolmuştu ve sesim çıkmıyordu.
"Ne diyorsunuz kesin sesinizi!"
Sesimi biraz yükseltmiştim çünkü artık susmak istemiyordum. Zaten yeterince kendimden nefret ediyordum.
"Bak sen şu ibneye ne haddine bana sesini yükseltmek? Senin ibne sevgilin nerede?"
"Hyunjin hakkında düzgün konuş."
"Onu koruyor musun bir de? Sevgilin her gün başka bir kızı becerirken senin onu sevmen acınası."
"Hey kelimelerine dikkat et! Hyunjin beni seviyor. Yapmaz öyle bir şey. Şüphem bile yok."
Bunu demen ardından bir kahkaha daha patlamıştı. Zaten Hyunjin'in bu davranışı beni kırmıştı bir de bu aptal böyle konuştukça daha da kötü oluyordum. Hyunjin'in böyle bir şey yapmayacağından adım gibi emindim. Aklımın ucundan bile geçmedi.
"O seni sevmiyor Jeongin gözlerini aç hatta biliyor musun bir ara senden iğrenirmişcesine baktığını bile gördüm."
Artık daha fazla dayanamayarak gözyaşlarımı serbest bırakmıştım. Onlar böyle konuştukça kalbime bıçak saplanıyordu sanki. Normalde onların bu dediklerinden hiç etkilenmezdim ama artık fazla olmuşlardı ve ben artık dayanamıyordum.
"Ne o ibne gerçekler zoruna mı gitti?"
"KESİN SESİNİZİ PİÇ HERİFLER SEVGİLİMİ BENDEN DAHA İYİ Mİ TANIYACAKSINIZ?"
Sanırım bağırmakla büyük bir hata yapmıştım. Evet, evet bayağı bir büyük hata yapmıştım. Bunu karnıma gelen tekmeyle farkına varmıştım. Zaten daha sonra yediğim yumruklar ve tekmelerle devamı da gelmişti. Biri kollarımdan tutmuştu diğeri de yüzüme yumruklarını atıyordu. Artık daha fazla gücüm kalmadığı için kendimi yere attım ve sonra Yeongsu saçımdan tutup beni kendine çevirmişti.
"Bana bak ibne bir daha bana sesini yükseltmeyeceksin anladın mı?"
Konuşmaya artık mecalim kalmamıştı. Yüzüm tahmin ettiğime göre kan içindeydi çünkü ağzımda metalik bir tat hissediyordum ve burnum kanıyordu.
"Bana ne cürretle cevap vermezsin?"
Diyip beni yere atıp karnıma tekmeler savurmaya başladı. Benim de yavaş yavaş gözlerim kapanıyordu. En son attığı tekmeyle de ağzımdan kan gelmişti artık. Bir arkadaşı arkadan onu dürtüp "artık gidelim." demesiyle ortamı terk etmişlerdi. Benim ise yanaklarımdan gözyaşlarım süzülüyor oracıkta ölmek için dua ediyordum. Kapının arkasından gelen boğuk seslerle Chan hyungların geldiğini anlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Moral of the Story | Hyunin
FanfictionAh benim sevdasında bencil, ama yüreğinde sağlam sevdiğim. Aklıma gelişini seveyim, ne güzel darma duman ediyorsun beni.