- special episode - (motivasyon bölümü)

242 22 31
                                    

öncelikle hepimizin başı sağolsun ve geçmiş olsun.

bu bölümü haftalardır yazıyordum ve yayınlamak pek canım istemiyordu depremden dolayı. hepimizin acısı var ve şuan çok taze. bu bölümü biraz olsun size moral versin diye atıyorum. umarım hepinizin sağlığı yerindedir. ülkemi bu şekilde görmek canımı o kadar yaktı ki kendime zar zor geldim. bu günleri atlatmak zor olacak ama hep beraber atlatacağız.

unutmayın en son umutlar ölür, umudunuzu kaybetmeyin.

hepimizin başı sağolsun, geçmiş olsun canım Türkiye'm...

__

Valizime son parça eşyalarımı da koyarken derin bir nefes bıraktım. Kore'ye gidecek olan uçağıma saatler kalmıştı. Durun durun, sizin hiçbir şeyden haberiniz yok.

Ben Hwang Jeongin, Kore'de gayet başarılı bir avukattım. Kore'de yüksek lisans yapıp sonradan yurt dışına gelerek savcılık sınavlarına ve mülakatlara girip savcı olmuştum. Şimdi ise eşimin yanına geri dönüyordum. Tabii ki arkamdan ağlayan eşimi getirememiştim çünkü onunda mesleğini yapması gerekiyordu.

Koltuğuma oturmuş sabırsızca uçağımın saatini gelmesini bekliyordum. Son iki saat kaldığını görünce taksiyi çağırdım. Ben valizlerimi dışarı çıkartırken telefonum çalmıştı.

Kocam arıyordu 😪

"Bebeğim, ne yapıyorsun?"

"İyiyim aşkım taksiyi bekliyorum, sen ne yapıyorsun aldatıyor musun beni?"

"Jeongin!"

Onun sinirli sesine karşılık kahkaha atmıştım. Onu sinirlendirmek çok keyifliydi.

"Tamam tamam şaka yapıyorum. Uçağım bir saat sonra kalkıyor canım, akşam 20.00 gibi orada olurum."

"İki saat önceden gelip seni bekleyeceğim, ara beni inince. Koşarak geleceğim yanına."

"Tamamdır sevgilim."

"O kadar çok özledim ki seni artık evde halüsinasyonunu görüyorum."

"Sorma ya, ben de seni çok özledim."

"Yalvardım yakardım sana beni de götür diye. Şimdi böyle çekelim cezasını."

"Senin de işine bakman gerekiyordu Hyunjin delirtme beni."

"İşim senden önemli değil."

"Yerim ağzını burnunu."

"Gelince yersin."

"Neyse neyse, taksi geldi gideyim ben."

"Akşam görüşürüz, dikkatli ol birtanem."

"Sen de aşkım. Gelene kadar aldatma beni."

"Boşayacağım seni görürsün."

"Sıkıysa boşa lan."

"Şaka yaptım ya özür dilerim."

Tekrar gülüp daha fazla uzatmadan vedalaşıp kapatmıştım telefonu. Taksi gelince de hemen binip havaalanına doğru yola çıkmıştım.

8 saat sonra

Uçaktan inince derin bir nefes çekmiştim içime. İnsan memleketinin havasını bile özlüyordu. Hemen telefonumu çıkartıp eşimi aradım. İki çalıştan sonra hemen açılmıştı telefon.

Moral of the Story | HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin