"iyi misin?"

459 43 88
                                    

Son Feci Bisiklet - 80
--

Hyunjin'le konuşmamızın ardından bir hafta geçmişti ve ikimizden de bir hareketlilik yoktu. Mesaj atar diye düşünmüştüm ama hiç atmamıştı. Şimdi ise büronun kafetaryasında dalgın bir şekilde kahvemi yudumluyordum.

"Naber şeker çocuk?"

Omuzlarımdaki yükle arkamı dönüp gülümsedim. Bu Ryujin'di. Ryujin benim iş arkadaşımdı. Yani büroda tanışmıştık. Bazen birbirimizin evine gidiyor, bazen de dışarıda buluşuyorduk. İlk başlarda Ryujin'in homofobik olup olmadığını bilmediğim için yönelimimi söylememiştim ama o kendisinin bisexsual olduğunu söylediğinde rahatlamıştım ve ben de gay olduğumu söylemiştim.

Ryujin rahat bir kızdı. Aklına gelen şeyleri düşünmeden söyler ama zekiydi. Bazen söylediği şeyler o kadar mantıklı geliyordu ki hayret ediyordum. Yaşadığı şeyleri kafasına takmıyor gibi gözükse de aslında içini biliyordum. Ryujin dertlerini anlatmayı sevmez,dert dinlemeyi seven biriydi.

"İyi senden naber güzellik?"

Kafama hafifçe vurup kendisine sandalye çekerek karşıma oturmuştu.

"Ne yapalım işte ya insanların dertleriyle uğraşıyoruz."

Bu dediğine gülüp, "sana kahve ısmarlamamı ister misin?" Demiştim.

"Buna hayır diyemem."

Garsonu çağırıp bir kahve söyledikten sonra Ryujin'e geri dönmüştüm. Kaşlarını çatıp, "canın sıkkın gibi duruyor,ne oldu?" Dedi. Bu soruyu beklemediğim için ilk başta kaşlarım havalanmıştı ama sonra cevap verdim.

"Hayır,bir sorun yok."

Diyip gülümsemiştim ama gelen kahvesinden bir yudum alıp bir kaşını kaldırmıştı.

"Yeme beni Yang,dökül."

Beni rahat bırakmayacağını bildiğim için utana sıkıla söze başlamıştım.

"Geçen hafta Hyunjin'le konuştum."

İçtiği kahveyi sağına püskürtüp öksüre öksüre konuşmaya başlamıştı. Ben de endişelenip hem peçete uzatıyor hem de sırtını sıvazlıyordum. Öksürmesi yavaş yavaş geçerken konuştum.

"İyi misi-"

Sözümü keserek sitemle konuşmaya başladı. Ryujin'in yaşadıklarımdan haberi vardı. Bir cesaret ona anlatmıştım ama o da Soobin gibiydi. Hyunjin'in adını duyduğu an sinirleniyordu.

"Ne demek Hyunjin'le konuştum? Sen aklını mı kaçırdın?"

"Ryujin bak öyle değil... Çok ısrar etti ben de birazcık yalan duymaktan zarar gelmez dedim..."

"Ee ama ne oldu?"

"Karşımda öylece içli içli ağlayıp,yıllardır bensiz ne yaptığını söyleyince-"

"Sakın bana onu affettiğini söyleme. Yemin ederim seni öldürürüm."

"Hayır hayır! Tabii ki affetmedim. Onu bu kadar çabuk affetmeyeceğim."

"Onu hiç affetmemen gerekiyor Jeongin."

"Kafam çok karışık Ryu. Ne yapacağımı bilmiyorum."

"Bence hâlâ zamana ihtiyacın var."

"Ben de öyle düşünüyorum."

Ryujin kolundaki saate bakıp bir çırpıda kahvesini bitirip ayağa kalktı. "Şimdi gitmem gerekiyor birazdan mahkemeye çıkacağım,daha sonra bana bunları ayrıntılı anlat tamam mı?" Diyip bana göz kırpmıştı. Ben de gülerek kafamı olumlu anlamda salladım ve yanımdan ayrılmıştı. Telefonumu elime alıp saate baktım ve ben de ayaklandım. Benim de son bir duruşmam kalmıştı ve sonra eve gidecektim.

Moral of the Story | HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin