"kırk kez düşsem de kırk birinci kez senin için kalkardım."

630 56 126
                                    

ASKOLAR BEN NİSS KİTABİN İSMİNİ DEGİSTİRDİM "LOST MY MİND" İ "MORAL OF THE STORY" YAPTİM LUTFEN BU NE AMK SG DİYİP KUTUPHANENİZDEN SUTLAMAYİN
Ve bu bolumu Hyunjin'in agzindan yazacagim
Tesekkurler.
--
The Rose - Sorry

Hyunjin

Parti boyunca gözlerim Jeongin'in üzerindeydi. Sürekli Soobin denen herif ona yapışıyor, kendine çekiyor ve onu güldürüyordu. Aşırı sinirlerim bozulmuştu. Aralarında ne vardı bilmiyorum ama canım yanıyordu. Evet kabul ediyorum, hatta benim kabul etmeme gerek bile yok çünkü en büyük suçlu benim. Beni seven birinin sevgisini ve güvenini boşa çıkarmıştım ve şuan deli gibi pişmandım. Ben hâlâ ona deli gibi aşıktım. Bu yaptığım bencillik ve yüzsüzlük biliyorum ama ben Jeongin'i istiyordum. Size Jeongin'in bu olayları öğrendikten sonra ne olduğunu anlatayım.

Ben Suyeong'un evindeyken Jeongin gelmiş ve bizi görmüştü. Tabii benim bundan haberim yoktu. Daha sonra Jeongin'i aramış ve bir sürü mesaj atmıştım. Çünkü içimi kötü bir his kaplamıştı. Ben de daha fazla meraklanmamak için Jeongin'i aramıştım. Tabii ulaşamamıştım. Artık boşverip telefonumu yerine bırakmıştım. Bir süre sonra Jeongin'in arkadaşı Chan'dan bir arama gelmişti. Bana onu aldattığımı öğrendiğini söylemiş ve kendini yüksek bir binadan attığını söylemişti. Tabii gelip beni arkadaşlarıyla öldüresiye dövmekten çekinmedi.

İster inanın ister inanmayın ama size yemin benim orada başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. Evet bir şerefsizlik yapıp onu aldatmıştım, lanet olsun ki bunu yapmıştım. Ama o benim sevgilimdi. Yıllarca onunla her şeyimi paylaştığım bir yanımdı. Ama şimdi bizi bu hale ben getirmiştim. Bebeğimin neredeyse ölümüne sebep olacaktım.

Ben her şeyin o zaman farkına varmıştım. Ben Suyeong'a değil Jeongin'e aşıktım. Şeytana uyup bebeğimi kaybetmiştim ben. Jeongin benden gittikten sonra uzun yıllar boyunca kendime gelemedim. Her gün her dakika kendimi suçlayıp ve adam tutup kendimi dövdürtüyordum. Çünkü bunu hak ediyordum.

Aradan yıllar geçmiş ben hiç kimseyle konuşmak istememiştim. Aklım fikrim hep Jeongin'deydi. Aklımdan bir saniye çıkmıyor,vicdan azabı çekiyordum. O an ona deli gibi sarılmak,öpmek ve koklamak istiyordum. Ama artık yoktu. Benim yüzümden o artık yoktu. Şuan beni öpecek, saçlarımı okşayacak, moralim bozuk olduğu zaman her şeyin iyi olacağını söyleyip bana destek olacak ve en önemlisi bana aşık olan bir Jeongin yoktu. Benden nefret eden bir Jeongin vardı ve ben buna dayanmıyordum.

Unutamıyordum onu. Unutamıyordum seni sevgilim. Nasıl unutayım seni? Uzun uzun daldığım o gözlerini,baktıkça doyamadığım gülüşünü,yürürken bile uçuşan saçlarını ve o hiçbir şeye değişmeyeceğim kalbini...

Onu kendimden soğuttum, nefret ettirdim. Jeongin'in benden nefret etmesine dayanamıyordum. Kendime çok zarar vermiştim bu yüzden. Ama aklıma koymuştum. Bunun çok zor olacağını biliyorum ama kendimi affettirip bebeğimi geri kazanacaktım.

Parti devam ederken Jeongin çok içmiş,kafayı bulmuştu. Yanındakilerin de ondan farkı yoktu. Tek aklı başında ben vardım şuan. Hemen sarhoş olmazdım o yüzden pek bir telaşım yoktu. Bazıları sızmaya başlarken Jeongin bakışlarını bana çevirmiş ve gözlerini kısarak bana bakıyordu. O an gözüme çok tatlı gelmişti. Yanaklarını ısırmamak için kendimi zor tutuyordum. Soobin tekrar onunla konuşmaya başladığında sinirlerim yine tepeme çıkmıştı. Anlaşılan bu adamın bana garezi vardı. Aynı şekilde benim de.

Moral of the Story | HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin