(Jungkook Of The BTS - Still With You (SLOWED VERSION)
[#thinkabout]
Ertesi sabah Lalisa, taksiden indiğinde şoföre doğru dönerek teşekkür etti, oradan hızla uzaklaşan taksinin peşinden indiği sokağın iki ucuna doğru bakındığında çalan telefonunu cebinden çıkarıp kulağına götürdü aramayı açarak. "Efendim?"
Derin bir soluk verdi bıkkınlıkla bakınırken. "Hayır, erken çıktım... Yarım saate dönmeye çalışacağım."
Bakışlarını öteki tarafa doğru çekti bu sefer. "İşim vardı, kusura bakmasın. Söyle ona... Neyse, kapatıyorum ben... Görüşürüz."
Arama kapanırken rehberden çıkıp snapchate girdi ve konumlar bölümüne tıklayarak ekranı yakınlaştırdı, odak noktasına basarak sokağın adresini okudu içinden. Bir üst sokakta inmişti, sağ taraftan uzanan ara sokağa doğru etrafa bakına bakına ilerlemeye başladı.
"Ne kadar ıssız, kimse yok görünüyor." Ardından tekrar sağa dönüp yokuş aşağı adımlayarak bir alt sokağa yürümeye başlarken telefonun ekranından konuma yeniden göz attı. "Pekala ki doğru gidiyor olmalıyım, yanlış olmasına ihtimal dahi yok."
Alt sokağa indiğinde etrafa bakındı. Yüzünü buruşturdu mızmızlanırmış gibi. "Bakınıp durmaktan boynum ağrımaya başladı. Şaka gibi ya..."
Ekrandan konumla bakışırken görüntüyü yakınlaştırıp evin görüntüsüne ve numarasına baktı, ardından gözlerini sokağa çevirdi. Az ilerideki bina ile göz göze geldiğinde koşar adımlarla binaya doğru adımlamaya başladı. "Buldum! Ah tanrım..."
Binanın kapısına geldiğinde kafasını kaldırıp inceledi. Bordo renkli, oldukça geniş görünen büyük bir otele ev sahipliği yapan 12 katlı bir gökdelendi. Abartısız, oldukça sade ve nostaljik havasıyla çok şık görünüyordu.
Kapıya doğru adımlayarak ittirip içeri girdiğinde danışmaya baktı. Genç bir adam vardı başında, kendisine doğru gelerek fısıltıyla konuştu. "Merhaba, Jeongguk adında bir müşteriniz var mı?"
Danışman anlamaz bakışlarla bakarken Lalisa mahçupça gülümsedi. "Otelde kalan müşterilerinizden. Soy adını bilmiyorum."
"Neden soruyorsunuz?"
"Kendisinin yakınıyım." Diyerek yalan attı Lalisa. "Onun doğum günü, sürpriz yapılacak."
"Anladım, bir bakayım." Önündeki bilgisayar ekranına çevirdi bakışlarını danışman, Lalisa soğuk terler dökerken başını önüne eğerek ayakkabılarıyla bakıştı.
Doğum günü ha? Bırak doğduğu günü bilmeyi, adamın kim olduğundan bile fikri yoktu.
"203. Oda, 8. Kat." Dediğinde başıyla teşekkür ettikten sonra asansöre doğru yöneldi. Tuşa basarak kabinin gelmesini beklerken koridora doğru bakındı. Kabinin kapıları açılır açılmaz bindi ve kat numarasına bastı.
Çok gergindi, zira kim müşterisinin kaldığı yerin adresini basardı ki ondan başka? Saçmalıktı.
Kata geldiğinde kapı numaralarına bakarak 203 numaralı odayı buldu. Yutkunarak zile bastığında stresli bir şekilde beklemeye başladı.
Dakikalar geçmesine rağmen kapı açılmadığında içeride olmadığını düşünerek hızlı adımlarla asansöre doğru ilerledi, içinden düşüncesini geçirerek. 'Dışarı çıkmış, zaten işlerim vardı yapmam gereken. Aish!'
Kabine binip zemin katı tuşladığı esnada açılan kapı sesini işitemedi. Kabin alt katlara inmeye başlarken dakikalar önce çaldığı kapı açılmış, genç adam üzerindeki bornozla ve elindeki havluyla ıslak saçlarını kurulayarak koridora doğru bakınıyordu.
Zemin kata inen Lalisa, hızla kabinden çıktı ve hışımla koridorda adımlayarak otelden çıkarken peşinden garip bakışlar atan danışmanı fark etmedi. Dönen kapıdan çıkar çıkmaz basamaklardan inerek yokuşu yürümeye başladı.
Onu merak etmişti. Nereden bulduğunu bilmediği numarasını aramış ve kötü gelen ses tonuyla acıklı hüznünü dile getirmiş, ondan özür dilemişti. Onunla konuşmak için evinin adresini bulmuş ve kapısına kadar gitmişti, hem de işinden izin almadan kaçarak! Ama kapı açılmamıştı, evde yoktu ve Lalisa'nın hevesi de gerginliğiyle birlikte kursağında kalmıştı.
Onu görmek belki de fiziksel olarak hiç iyi gelmeyecekti kendisine, böyle düşünerek avutuyordu kendisini.
Otelin bulunduğu ara sokaktan ayrılarak anayola doğru ilerlerken bu esnada otel odasından çıkan genç adam üzerini giyinmeye gerek duymadan bornozla zemin kata inmiş, danışmadaki görevli adama seslenmişti. "Hey!"
Görevli adam garip bakışlarını kendisine çevirirken Jungkook kalın ses tonuyla konuştu. "Gelen kimdi? Misafirim olduğunu haber vermediniz."
"Yakın arkadaşınız olduğunu söyleyen bir genç bayandı." Dediğinde kaş çattı Jungkook. "Yakın arkadaş?"
"Doğum gününüz olduğunu söyledi."
Bu sefer kaşlarını kaldırarak bakan Jungkook mırıldandı. "Öyle miymiş?"
Danışman bilmediğini belirterek işine dönerken Jungkook dalgıncasına düşündü. "Bugün ayın kaçıydı... 18 Mayıs?"
Danışmana baktı. "İyi de bugün benim doğum günüm değil ki?"
O esnada kasanın tezgahına düşmüş sarı saç tutamını fark ettiğinde kan beynine sıçradı.
Yoksa gelen Lalisa mıydı?...
(Bölüm Sonu)
"Yb geldi.
Bu arada senaryonun %60'ını bitirdik. Hızlanırsak 3 haftaya bitecek gibi görünüyor kurgumuz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
think about® | #drama (✓)
Любовные романы"Ben hastayım Jungkook... Her geçen gün beni ölürken görmeni bilmektense, benden nefret ettiğini bilmek daha iyi olurdu belki. Beni affet, çünkü sana aşık olduğumu hiçbir zaman söyleyemeyeceğim..." 〄 Karakterler: #jeonjungkook #manobanlalisa Kategor...