think about® | #drama (✓)

Episode | 5th

[#thinkabout]

Hala arkadaşlarıyla gezmekte olan Jungkook, cebinde titreşimiyle beraber çalan telefonunu eline aldı ve aramayı yanıtladı kulağına götürürken. "Efendim?"

"Neredesin?" Diye sordu karşı taraftaki kişi, kendisine.

"Dışarıdayım daha, geziyoruz öyle. Neden?"

"Bay Jeon biraz sinirli, galiba babamla biraz tartışmışlar. Dışarıda olduğunu öğrenirse sinirini senden çıkarabilir." Jungkook sıkıntıyla nefes vererek onayladı. "Tamam, geliyorum."

Aramayı kapatarak arkadaşlarına döndü. "Millet, benim gitmem gerekiyor."

"Aaaa!" Haewon kendisine bakıp kaş çattı. "Niye ya? Ne güzel dolaşıyoruz işte."

"Evde sorunlar çıkmış yine." Diye açıkladı kısaca Jungkook, başını eğerek. "Bıktım zaten sorunlarından da, neyse. Ben bir gideyim de eve, sinirlerini benden çıkarmasınlar."

Diğerleri onu başlarıyla onaylarlarken Jun kendisine seslendi, o yaya geçidinden karşıya geçerken. "Arayıp haber et!"

"Tamam!" Diyerek yanıtladı Jungkook arkasını dönüp elini kaldırarak. Ardından önüne dönerek hızlı adımlarla kaldırıma geçti ve koşarak park yerindeki aracına doğru ilerledi. Arabayı açarak kapısını aralayıp içine bindikten ve yerleştikten sonra çalıştırdı ve hızla garajdan çıkarak sokağa geçti.

Yaklaşık yarım saat sonra telefonu yeniden çaldığında yanıtladı kulaklığını kulağına takarak. "N'oldu?"

"Geliyor musun?" Diye sordu karşı taraftaki ince kız sesi.

"Evet yoldayım."

"Tamam, gelince haber ver. Arka girişten girmeyi unutma, ön kapıdan girersen fark ederler." Dediğinde Jungkook onaylayarak aramayı kapattı ve yola odaklandı.

1,5 saatlik yol bitip büyük krem rengi 2 havuzlu villanın bahçesine giriş yaptığında arabayı garaja park etti ve inerek kilitledikten sonra asansöre ilerledi. Salon katına geldiğinde oturma odasına doğru adımladı ve henüz yemeğe daha yeni başlamış aile fertlerine baktı. "Selam."

Babası dik bakışlarını kendisine yöneltirken annesi tebessüm etti. "Hoşgeldin." Elindeki çatalı batırmış olduğu et parçasını kırmızı ruj sürdüğü dudaklarını aralayıp ağzına koyarken bakışlarını tabağına çevirdi. Jungkook başıyla onayladı. "Hoşbuldum."

Annesinin tam karşısında oturan siyah saçlı genç kızın mavi bakışları, üzerine çevrildi. "Seni bekliyorduk, hoşgeldin."

Jungkook onu da başıyla onaylayıp lavaboya doğru adımladı basamakları çıkarak. Ellerini ve yüzünü güzelce yıkayıp temizledikten sonra yemek masasında yerini aldı. Yanında oturan nişanlısına çevirdi başını ve tebessüm etti.

Sessizce yemeklerini yedikten sonra masadan kalkan Jungkook, nişanlısını da alarak oturma odasından çıktı ve altın rengi mermer merdivenleri çıkarak üst kattaki odalarına girdiler. Jungkook yavaşça kapıyı kapatıp genç kıza döndü. "Sorun ne?"

Genç kız siyah saçlarını arkaya atarak sıkıntılı bir nefes verdi kapıya bakarken. "Babamla tartışmışlar, şirketin %10 hissesini kendisi dışında bir başka kişiye verince sinirlenmiş. Ofisini basmış, o şekilde kavga çıkmış."

Jungkook anladığını belirtircesine başını sallayarak dolaba doğru adımlayıp üzerindeki tişörtü çıkaracakken arkadan kendisine sarılan genç kıza doğru çevirdi başını. Siyah saçlarının altındaki mavi gözleri, gözlerine kilitlendi. "Günün güzel geçti mi? Özledim biraz."

"Biraz değilmiş gibi geldi?"

"Yani..." Genç kız tatlı bir gülümsemeyle kendisine bakarken Jungkook karşılık verip arkasını döndü ve kollarını ince bedenine sardı, sarılmak için. "Güzeldi, keşke gelseydin."

Genç kız omuz silkti. "Gelemezdim ki, annen dışarı çıkarmazdı."

Ayrıldıklarında Jungkook nişanlısının güzel yüz hatlarına bakakaldı. "Senin nasıldı günün?"

"Güzeldi, zaten evdeydim tüm gün. Biraz çıkıp dolaştım öyle." Dedikten sonra ince ve narin parmakları genç adamın tişörtünün üzerinden göğsüne dokununca yavaştan tişörtünü çıkardı. Jungkook tebessüm ederek başını genç kızın omzuna koydu ve üzerindeki krem rengi gömleği pantolonunun içinden çıkarıp düğmelerini açmaya başladı. Genç kız kıkırdayarak bir adım geri gidince Jungkook gömleğini kenara atıp genç kızın koyu gri renkteki yüksekbel dar pantolonunun sardığı baldırını kaldırıp beline koydu ve sırtını yatağın ince saten kumaşına yaslamasını sağladı. Üzerine çıkarak sırıttı ve dudaklarını dudaklarına bastırdı. Genç kız kapattığı gözlerini aralayıp nişanlısına bakarken Jungkook ince belini okşadı. Genç kız huylanarak dikleştirdi sırtını ve kıkırdadı. "Yapma dur."

Jungkook dinlemeyerek devam ederken kollarını genç kızın yarı çıplak bedenine sardı ve sarıldı başını köprücük kemiğine yaslarken. Mırıldandı. "Eun Ji~"

"Efendim~" Tatlı tatlı cevap verince Jungkook güldü. "Moralini bozma, 2 güne aralarındaki tartışma biter."

Genç kız dudak büzdü tavanla bakışırken. "Emin değilim, ikisinin de birbirlerine karşı nefreti başlarsa ne yapacağız? Evliliğe karşı çıkacaklardır."

Jungkook başını kaldırıp genç kıza baktı. "Kimse evliliğimize karşı çıkamaz. Ayrıca, çıksınlar ne olacak? Bu bizim evlenmemiz için bir engel mi?"

Genç kız bakışlarını kaçırınca Jungkook dudaklarını boynuna dokundurup öpmeye başladı. Eun Ji gülerek kollarını genç adamın boynuna doladığı sırada kapının sessiz ve yavaşça açıldığını gördü. Neyse ki genç adam henüz fark etmemiş gibi görünüyordu. Yanlış oda olduğunu anlayarak dışarı çıkan şahısa baktı arkasından ve istifini bozmadan Jungkook'un dokunuşlarına kıkırdamayı sürdürdü.

Bir süre sonra kendisini yavaşça üzerinden kaldırdığında yüzüne baktı. "Biri gelebilir."

"Boşver, zaten duşa gireceğim. Sen ne yapacaksın?" Doğruldu Jungkook, ayağa kalkarken. Genç kız kendisine baktı dirseklerini yatağa yaslayarak. "Bilmiyorum, henüz karar vermedim."

"Pekala, bir çıkayım duştan. Sonra bakarız ne yapacağımıza." Jungkook tebessüm edip arkasını dönerek banyonun kapısını açtı ve içeri girdiğinde genç kız arkasından bakmayı kesip yatakta doğrularak yerdeki gömleğini aldı ve üzerine geçirdi. Bıyık altından gülümseyerek camdan dışarı baktı gömleğinin yakalarını açıp omuz detayı oluştururken.

Kıskanılmak gibi güzel bir duygu yoktu, ona göre.

(Bölüm Sonu)

"Nasıl gidiyor? Anlayabildiniz mi bölümdeki olayı? Galiba anladınız, neyse bakalım. Bu arada küçük bir hatırlatma, yani ipucu:

'BTS - Highlight REEL MV' "