0.1

20.9K 271 24
                                    

-Umarsız Babacık-

-

Yorgunluktan açmakta zorlandığı gözlerini sonunda açabilmişti. Güneş çoktan doğmuş, gün hareketliliğini belli eder hale gelmişti. Göğsünde uyuduğu Mirza'ya baktı. Derin uyuduğu ve yorulduğu belliydi.

Uyandırmamaya özen göstererek yanağını öpmüş ve hemen ardından kalkmıştı. Diğerlerinin nerede olduğunu merak etse bile önceliği sızlayan kalçası ve morarmış boynuydu. Dün gecenin sert geçtiğinin belirtileriydi bunlar.

Aynanın önünde durup bedenini süzdüğünde gerçektende dün gece nasıl sağ çıktığını merak etmişti. Aynadan uyuyan bedene baktığında gülümsedi. Sert olsun veya olmasın, aldığı zevk delirtecek türdendi. Yavaş adımlarla koltukta duran gömleğe ilerledi ve üzerine geçirdi. Baskın olmayan, sade bir parfüm kokuyordu. Büyük ihtimalle Aslan'a aitti.

Umursamadı, elini yüzünü yıkamaya ihtiyacı vardı. Banyoda işlerini hallettikten sonra aşağıdan gelen seslere kulak verdi. Caner ve Aslan hala gitmemişti demek ki. Yavaş adımlar atmaya özen göstererek yanlarına gittiğinde her ikisi de yaptığı işi bırakıp gülümsemiş ve yanına gelmişti. Aslan kendisini kucaklayıp boynundan yavaşça öptüğünde Caner çoktan yanağına küçük bir buse bahşetmişti.

''Günaydın güzelim.''

''Günaydın yavrum.''

Aynı anda  konuşmaya başlayan ikiliye güldükten sonra her ikisine de günaydın deyip dudaklarından öpmüştü. Caner işine döndüğünde Aslan kucağında tuttuğu bedeni öpmekle meşguldu.

Akın halinden memnun bir şekilde göğsüne sindiğinde Caner kıskanç bakışlarını atmayı ihmal etmeden önündeki omleti pişirmeye çalışıyordu. Akın onun bu tatlı haline gülmeden edememişti. Aslan Caner'in verdiği mücadeleyi dikkatle izlerken sonunda bu işin böyle olmayacağını anlamış ve kucağındaki bedeni güzelce oturtturduktan sonra Caner'in elinden tavayı almıştı.

''Otur, ben yaparım.'' dediğinde Caner ısrar etmek yerine omuz silkmişti. Masada duran zeytinlerden birini ağzına attığında Akın sessizce ikiliyi izliyordu. Az sonra Aslan söylenerek''Tavanın içine sıçmışsın Caner. Kulbu olduğu gibi yanmış.'' dedi.

Akın dudaklarını büzdüğü sıra Caner kendini savunarak''Sorunun bende olduğuna emin miyiz? Tava sıcağa dayanmayacaksa ne bokuma tava olmuş?'' dedi. Aslan ters bakışlarını atarken sonunda''Sen iflah olmazsın gerizekalı.'' diyerek susmuştu.

Caner önünde duran bedeni kucağına çektiğinde tezgahta duran sigarayı almış ve hemen ardından yakmıştı. Onu izleyen kucağındaki bedeni sıkı sıkı tutuyordu. Sigarasını yavaş içmeyi sevdiğinden acele etmiyordu. Aralıklarla Akın'ın alt dudağını emiyor ve salyalarının karışmasına izin veriyordu. Sabahları bunu yapmaya bayıldığından bu güzel çocuğu diğer ikisiyle paylaşmayı pek sevdiği söylenemezdi. Boynuna inip burnunu sürttüğü sıra elleri Akın'ın esmer kalçasında geziniyor ve avuçluyordu. Akın ise kapattığı gözleri ile kalçasını okşayan adamın arsız ellerinin tadını çıkarıyordu.

Az sonra merdivenlerden inen Mirza ile bakışlar kısaca ona dönmüştü. O ise''Başım çatlıyor.'' diye yüzünü buruşturmakla meşguldu. Dolaptan bir tane ağrı kesici almış, aldığı bir bardak su ile yutmuştu. Aslan'a baktığında onun yanmış tavanın kulbuyla uğraştığını gördü. Caner'in yine mutfakta  harikalar yarattığını anlaması pekte uzun sürmemişti. Gözleri Akın'ı aradığında Caner'in sabah sabah öpüşerek küçük bedeni parmakladığını gördü. Sırıtmasına engel olamadığı sıra Aslan'ın sonunda tavayı usanmış bir şekilde bırakmasıyla bu seferde ona odaklanmıştı.

Sinirlendiğini hissettiğinden arkasından sarıldı ve boynundan öptü. Aslan huylanmış gibi boynunu oynattığında daha da gülümsedi.

''Ben sana yenisini alırım. Kızma Caner'e.'' dedi. Sarıldığı beden ise omuz silkip''Her seferinde aynısını yapıyor.''demişti huysuzca. Bu konuda haklı olduğundan Mirza bir şey demek yerine tekrar öptü boynundan,Aslan ise sakinlediğini hissediyordu.

Fırından gelen yanık kokusu ile Mirza, başını öptüğü boyundan kaldırdı ve''Bir şey kokuyor.'' dedi, Aslan başta transta olduğundan''Yeni duş aldım.'' demişti. Mirza ise çattığı kaşları ile etrafa bakınmaya başlamış hemen ardından'' Gerizekalı, fırına koyduğunuz şey yanıyor.'' diye bağırmıştı. Sese irkilen Caner ve Akın da transtan çıkmış ve ne olduğunu anlamaya çalışmıştı.

Sonuda olayı anladıklarında Akın'ı parmaklamayı sonraya ertelemiş ve olay yerine geçmişlerdi. Aslan sinirle Caner'e döndüğünde Caner bu sefer savunma yapamayacağını fark etmiş ve''Akın, seni bu piçlerden daha çok seviyorum.'' demekle yetinmişti. Tam o sırada Mirza''Ulan Caner, ulan Caner!'' diye üzerine yürüdüğünde Caner çoktan mutfaktan tüymüştü.

Arkasından bakan Aslan ve Mirza bunu yazdıklarını  ve ödeşeceklerini diyorlardı. Tam o sırada Akın Aslan'ın göğsüne sindi ve''Bağırmayın, korkuyorum o zaman.'' dedi. İkili kendilerine sarılan küçük bebeğe baktıklarında sakinlemeleri gerektiğini anlamışlardı. Çok geçmeden Akın her ikisini de yumuşatmış ve Caner'in gelmesi için ortam yaratmıştı.

-

Ses deneme bir iki üç. Sesim gelü mü?

-Ayaz

ELEZZ-GAY-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin