- Kesilen Fiş --
Mirza'dan;
Yirmi adam oturmuş köstebek denen illeti bulmaya çalışıyorduk. Yaklaşık beş buçuk saatimiz kalmıştı ve hepimiz sıkıntılı bir şekilde şüphelendiğim aday köstebekleri olur olmaz diye eleyerek kırk kişiden yirmi kişiye sonunda indirmiştik.
Tabi bu az zamanımızı almamıştı. Elimi kahveme attığımda buz gibi olduğunu hissettim. Dolduralı baya olmuştu. Gözümü ekrandan alamadığım için ne ara soğduğunu fark etmemiştim. Köşede bir isteğimiz var mı yok mu diye kontrol eden Selçuk'a seslendim. Yanıma geldiğinde ne istediğimi sordu.
"Kahve getir sana zahmet.''
''Abi kalmadı, tüm kahveyi içtiniz, yedi kutu kahveyi bitirdiniz.'' diye isyan etmesiyle iyi o zaman su getir dedim ve işime geri döndüm. Çok geçmeden aklıma gelen fikirle herkesin bana bakması için elimi masaya vurdum.
''Bizim en önemli mal sevkiyatlarımız ayın kaçındaydı?''
''Ayın onu, on ikisi, bir de yirmi üçü abi'' dedi Levent.
''Sevkiyatlarda olmayanlar kimler?O gün kimler izinliydi?''
''Seçkin, Ata bir de Mürsel.''
''Üç sevkiyatta da izinli olan biri var mı peki?''
''Abi Mürsel üçünde de izinli.''
''Mürsel şüpheli listemizde ilk üçteydi değil mi?''
''İlk ikideydi hatta.''
Yüzümdeki gülümseme büyürken yan masamdaki murat heyecanla bilgisayarı yanıma getirdi.
''Abi, çok kritik bir şey buldum.''
''Dinliyorum.''
''Mürselin izinli olduğu günlerde yaptığı harcamalara baktım.''
''Nasıl?''
''Abi, baban bize bir kart veriyor son zamanlarda. Yemek kartı diye kullanıyoruz. Ancak sistemden bizi izleyebiliyor.''
''Kartta verici var?''
''Evet. Tam olarak böyle. Mürsel için sisteme girdiğimizde de konumlarını görüyoruz.''
''Teslimat zamanlarına baktın mı?''
''Üç teslimatta da yakın bölgelerde bulunuyor.''
''Aradığımız köstebek mürsel o zaman?''
''Evet abi, bu sistemi nasıl unuturuz cidden.''
''Kartlar size ne zaman verildi?''
''İki ay bile olmamıştır. Sistemi oturtmaya çalışıyorduk.''
''Ulan Murat, aferim lan sana.''
''Ne demek abi, sen kahve isteyince aklıma o kart geldi. Sen olmasan gelmezdi muhtemelen.''